1. her cümle belli bir düşünceyi, duyguyu aktarmak için kurulur. bu cümlenin, ifade edeceği anlamı açık ve anlaşılır bir biçimde ortaya koyması gerekir. ayrıca mümkün olduğunca gereksiz unsurlardan arındırılmış olmalıdır bu cümle. işte bu özelliği göstermeyen cümleler, anlatım bakımından bozuktur.
  2. konuşmada olmayandır,
    özellikle günlük gazetelerde, tvlerde çokça görürsünüz misal

    "eski fenerbahçe başkanı bilmemkim"

    ulan fenerbahçe mi eski yoksa başkan mı? ya "fenerbahçe eski başkanı" yazacaksın ya da "eski" den sonra virgül koyarak "eski, fenerbahçe başkanı" diyeceksin. koca koca tirajlı gazetelerde tv kanallarında bunlara dikkat eden denetleyen yok mu arkadaş? yoksa beni işe alın?
  3. içinde anlatım bozukluğu olan bir cümleyi ararken bulamamak,cümleyi 3 defa okuduğu halde yine de normal gelmesi. bazen bulması gerçekten zor olabiliyor.
  4. ne yazık ki çok okumayan bir ırk olduğumuz için kurduğumuz cümlelerin birçoğu "bozukluk anlatımı" şeklinde oluyor.
  5. açılın, sahibi geldi(*:swh)

    duygu ve düşüncelerimizi karşımızdakine aktarırken kurduğumuz cümlelerin açık ve anlaşılır olması, gereksiz unsurlar taşımaması, çelişkili anlatımlardan uzak olması ve dil bilgisi açısından doğru olması gerekir. cümlelerimiz bu özellikleri taşımadığında, anlatım bakımından bozuk olur; iletişim tam olarak gerçekleşmez.

    anlatım bozuklukları anlamsal (anlama dayalı) ve yapısal (yapıya dayalı) bozukluklar olmak üzere iki temel başlıkta incelenir.

    anlamsal (anlama dayalı) anlatım bozuklukları


    1. gereksiz sözcük kullanılması

    1.1. eş anlamlı sözcüklerin bir arada kullanılması

    bari hiç olmazsa sen yanımızda kal.

    1.2. anlamca birbirini kapsayan (içeren) sözcüklerin bir arada kullanılması

    okula her gün iki kilometre yaya yürüyerek giderdi.

    2. anlamca çelişen sözcüklerin kullanılması

    tam üç yıla yakın bir zaman insanlık dramı yaşandı burada.

    3. sözcüğün yanlış anlamda kullanılması

    türkiye’de birçok göl kuraklık tehlikesi yaşıyor.

    4. sözcüğün yanlış yerde kullanılması

    çok sınıfta duran öğrencilerin elbette canı sıkılır.

    5. deyimin yanlış anlamda kullanılması

    onun bize yaptığı iyiliklere hep göz yumduk.

    6. anlam belirsizliği

    kardeşini okulda göremedim.
    gazeteci bayanın sözlerini dikkatle dinledi.

    7. mantık ve sıralama yanlışlığı (hatası)

    bırak patates doğramayı, yemek bile yapamaz o.


    yapısal (yapıya dayalı) anlatım bozuklukları

    1. özne-yüklem uyumsuzluğu

    1.1. kişi bakımından uyumsuzluk

    ben ve ayhan buraya daha önce gelmişti

    1.2. tekillik-çoğulluk bakımından uyumsuzluk

    ağaçlar çiçek açmışlar.

    1.3. özne eksikliği bakımından uyumsuzluk

    herkes ondan nefret ediyor, onun yüzünü bile görmek istemiyordu.

    2. eklerle ilgili yanlışlar

    biz okumasını sevmeyen bir milletiz

    3. öge eksikliği

    ben öğretmenime inanır ve severim

    4. yüklem eksikliği

    iyi biri olduğundan dün de, bugün de kuşkuya düşmüyorum

    5. tamlama yanlışları

    özel ve kamu kuruluşları iki gün tatil edildi

    6. bağlaç yanlışları

    ahmet bey oğlunu çok seviyor fakat bir dediğini iki etmiyordu
  6. zamanında oks, öss ve benzeri isimlerle anılan sınavlara çalışırken kafa yakınca benim gibiler için takıntı haline geldi. görünce düzeltmeye çalışmadan edemiyorum.

    ha ben yapmıyorum mu yapıyorum elbette ama üstüne kendimi de düzeltiyorum. azarlıyorum bir de.

    edit: harika! şimdi bir anlatım bozukluğu uzmanı biberbey bu yorumdaki cümlemi düzeltti. ilginç oldu. teşekkürler:)
  7. uzun uzun cümleler kurulurken yapılıyorsa sorun çıkarmıyorum da (fark edilmiyor o kalabalıkta), kısacık bir söz öbeğinde filan yapılınca tahtaya tebeşiri dik tutup yazan kişiye verdiğim tepkiyi veresim geliyor.