• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (6.38)
Yazar tarık akan
anne kafamda bit var - tarık akan
sana hiçbir şey olmayacak, göreceksin bak. elini kolunu sallayarak dışarı çıkacaksın.' uçak havaalanına yaklaşırken müjdat (gezen) beni yatıştırmaya çalışıyordu. onu duymuyor gibiydim. tutuklanacak olursam onun neler yapması gerektiğini düşünmeye çalıştım; tanıdık birkaç kişinin adını saydım. 'onları hemen ara, avukatımı devreye sok,' dedim; bir de bütün gazeteleri aramasını tembihledim. durduk. herkes hareketlendi, ben bir türlü yerimden kalkmak istemiyordum. gönülsüz, ağır hareket ediyordum. müjdat'a döndüm: 'beni götürürlerse bavulumu sen al,' dedim. 'bavulla şubeye gitmek istemiyorum. yan ceplerinden birinde telefon defterim var, onu yok et..."

sinema sanatçısı tarık akan, 80 askeri darbesinin hemen ardından, 1981 başlarında almanya'da yaptığı bir konuşma yüzünden yurda dönüşünde tutuklanır. bu tutuklanmanın nedeni, sağcı bir gazetenin manşete çıkardığı yanlı ve yalan haberdir. böylece, uzun bir yargılanma süreci başlar. siyasi şube, sorgulamalar, itilip kakılmalar, aşağılanmalar, soğuk hücreler, bitli-fareli koğuşlar, sağcılar, solcular, devrimciler, tkp'liler, idamlıklar... ünününün doruğundaki tarık akan'ın aylar boyu içinde bulunacağı ortam budur. uzun zaman sonra aklanıp özgür kalan tarık akan, aradan yıllar geçse de o günlerin baskılarını, acılarını unutamaz; tek çıkış yolu, yaşadıklarını yazıya dökmektir. anne kafamda bit var, o karanlık dönemin bir tutanağı gibi. son yirmi yıldır toplumsal içerikli filmlere yönelen ünlü sinema adamının az bilinen bir yönünü ortaya çıkaran anılarda ayrıca şerif gören'den atıf yılmaz'a, orhan apaydın'dan barış derneği davası'na kadar pek çok tanınmış ada ve önemli olaya yer verilirken, yılmaz güney cezaevindeyken gizli saklı çekilen yol filminin bütün serüveni de dile getiriliyor.


  1. tarık akan'ın darbe^:12 eylül 1980^ döneminde yaşadıklarını anlattığı anı kitabı.
    mnb
  2. okuduktan sonra canım inanılmaz sigara istemişti. güzel kitaptır, hala hakkında çok fikir sahibi olmasam da o dönemler hakkında kafamda aşağı yukarı bir şeyler oluşmasına sebep olmuştur.
  3. yanılmıyorsam bu romanda tarık akan hapisteyken müjdat gezen çok vefakar bir arkadaşlık örneği sergilemişti.idama giden ahmet vardır içerisinde,çok güzel betimlenmiştir.
  4. ilk kez 16 yaşındayken okuduğum dün akşam bir kez daha başlayıp yine tek oturuşta bitirdiğim duru ve gerçekçi kitaptır. niyeyse bu kitapla ilgili tarık akanın onca işkence gören insanın yanında çok daha azını yaşamışken bu kitabı yazmasının mağdur edebiyatı çerçevesinde değerlendirilmesi gibi bir mesele var. kitabı okurken bunun biraz da işkence nerede başlar nerede biter meselesi olduğunu düşündüm. zira biraz ününün ve muhtemelen babasının rütbeli asker olmasının artısını yaşadığı doğrudur ki bunu kendisi de anlatmış ama yine de o satırlarda işkencenin benlik saygısına zarar verme meselesi olduğu okunabiliyor. bir sorguda bardak tutma hikayesi var ki okurken içi burkulmamak güç. bir de şu var ki ortalıkta ünlü ve yarı ünlü olarak gezinen bir sürü insanın onda birini yaşamaya cesaret edemeyeceğini şeylere göğüs gerebilen bir sanatçı profili varış bu ülkede. o insanlar gidiyor ve bu gidişle bir daha gelmeyecekler sanki.