1. ressam ve daha fazlası. ikinci dünya Savaşı'nın sonlarında dünyaya gelen kiefer'in tüm yapıtlarında ikinci dünya Savaşı'nın etkileri net şekilde gözlemlenebilir. bir çok alman sanatçı gibi o da omuzlarındaki nazi utancının yükünü taşır ve geçmişle hesaplaşmasını çalışmalarına yansıtırken, biraz da ironik şekilde 69' yılındaki besetzungen (işgaller) adlı fotoğraf dizisi nedeni ile sığ bir şekilde nazi propagandası ile itham edilmiştir.

    eserlerinin bir kısmında paul celan'a selam çakar. benimse kendisini sevmemi asıl sağlayan işleri yarattığı devasa kitaplıklardır.

    1980’lerin sonlarında, Kiefer devasa kitap yığınlarını bir araya toplamaya başladı : Çok büyük, neredeyse ezici bir görünüm ve atmosfere sahip “kütüphaneler”. Bu heykeller yüzlerce kurşun kitap cildini çeşitli tarihsel, mitolojik, alegorik ve dini referanslarla birleştiriyordu – bunlardan bazıları boş, bazıları fotoğraflı ve bazıları da bezelye, saman, cam, kil ve saç gibi doğal materyaller içeriyordu.

    En bilinen eserlerinden, yaklaşık 3 metre yüksekliğindeki Breaking of the Vessels ( Bruch der Gefabe ) 41 adet çelik kitabı barındıran bir kitaplıktır. Sivri uçlu cam parçaları bazı sayfaların aralarına saplanmış ve aynı zamanda yüzeye de dağılmış vaziyettedir. Yarım daire şeklindeki cam panel üzerine kazılı İbranice sözler, sonsuzluğun büyük ebatlı ciltlerin üzerinde duruşunu simgeler ve yine kurşun çentikli teller de her iki yanda uzanan İbranice sözlerle doludur. Üzerini kaplayan başlıklar, metinler ve materyaller vasıtasıyla Kiefer bu kurşun kütüphaneyi, Kabala olarak bilinen, Yahudi kutsal kitabındaki yaratılış mitine bağlar. Bu yapı Tanrıyı içinde bulunduran damarın nasıl kırıldığını ve ardından da hem iyilik hem de kötülüğün dünyaya nasıl dağıldığını tasvir eder. Buna ek olarak, kırık cam aynı zamanda başka çağdaş utanç tarihlerine de göndermelerde bulunur; örneğin Night of the Broken Glass ( Kristallnacht ), 9 ve 10 Kasım 1938’de meydana gelen Yahudi kıyımı gibi.
    mesut