• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.50)
ansiklopedik divan şiiri sözlüğü - iskender pala
elinizdeki sözlükte divan şiiriyle ilgili tabiat, tabiat olayları, coğrafya, yerleşim bölgeleri, iklim kuşakları, insanlar ve özellikleri, kozmik alım, felek, tıp, astronomi, yıldız ilmi, burçlar, müneccimlik, falcılık, remil, eski batıl ilimler, israiliyat, musiki deyim ve terimleri, makamlar, eski sanat dalları, hattatlık, müzehhiplik, mücellitlik, eski hayat sistemi, günlük olaylar, adetler, gelenekler, oyunlar, eğlence hayatı, savaş, savaş aletleri, savaş terim ve deyimleri, bezm ve rezm sistemi, efsanevi ve tarihi kişiler, tasavvuf ve tasavvufi inanış sistemi, bunlara ait deyim ve terimler, tarikatlar, özellikleri, efsaneler, kıssalar, yunan mitolojisi, dini terimler ve alışkanlıklar, ayetler, hadisler, fıkıh, tefsir ve dini ilimler ile islam dini ve dini hayat vs. birçok konularda açıklanması gereken maddeler yer almaktadır.


  1. divan şiiriyle haşır neşir olanlar için kaynak niteliğinde bir eserdir.
  2. iskender pala iki darbe arasında kitabında, sözlüğün yazım süreci hakkında şu bilgileri veriyor:

    aynı yılda^:1986^ güzel iki şey de oldu. ben onları, sıkıntılarımı dengelesin diye taala’nın lütfu olarak yorumladım. bunlar, kızıma bir kardeş daha gelmesi ile ansiklopedik divan şiiri sözlüğü’nün tamamlanmasıdır. o yılın 1 ocak gece yarısında ilk ve 31 aralık gece yarısında son cümlesini yazdığım bu kitap benim için bir şaheser, bir opus magnum sayılırdı ve ben onu tamamladığımda henüz 28 yaşımdaydım. ama nasıl çalıştığımı ben bilirim. hazırlık devresi yıllarca sürmüştü; öğrenciliğimden itibaren yığınla fişler ve bilgiler içerisinde harman harman üstüne zihnimde ihtilaller oluyordu.

    nihayet yazıya dökme evresinde, hiç misafir kabul etmeden ve hiç misafirliğe gitmeden, hiçbir tatil gününde sokağa çıkmadan ve her gün üniformayı soyunur soyunmaz kapandığım odamdan gece saat ikilerde, üçlerde uykulu gözlerle çıkmak şartıyla tam 365 gün her hafta sonu ve her gece yazdım, yazdım, yazdım… henüz bilgisayar hayatımıza girmemişti. kaç düzine kalem tükettiğimi bilmiyorum. yazıyordum, siliyordum, düzeltiyordum, beğenmezsem yeniden yazıyordum. galiba bu benim için askerlik hayatımın sıkıntılarından bir kurtuluş, yanlış seçim sonucu girdiğim üniformanın içinden çıkış rehberim olmuştu. o yıl eşimin desteğini her zamankinden çok hissettim. bazı günlerde yemeğimi çalışma masama getirir, sürekli çocuklarla ilgilenir, evin her ihtiyacını giderir, çalışmam için bana ortam hazırlardı.

    montesquieu, “dünya üzerinde en güçlü silah, ateşlenmiş insan ruhudur” der. gecelerim ile gündüzlerimin savaştığı o yılda, zaferi işte o silahla kazandığımı düşünmemi hoş görürsünüz sanırım…