1. “en iyi fotoğraf makinesi en iyi fotoğrafı çekseydi, en iyi daktilo en iyi romanı yazardı” sözünün sahibi fotoğrafçı. iyi fotoğraflar çekebilmek için pahalı makineler sahibi olmaya gerek yok anlıyorum. sıradan bir telefon ile de belki büyük işler başarabilir insanoğlu.
  2. 16 ağustos 1928'de istanbul'da doğdu. lisedeyken film stüdyolarında sinemacılığın her dalında çalışırken muhsin ertuğrul'un tiyatro kurslarına devam etti; çünkü yönetmen veya oyun yazarı olmak istiyordu.
    1950'de yeni istanbul gazetesi'nde gazeteciliğe başlarken aynı zamanda istanbul üniversitesi iktisat fakültesi'ne devam etti.

    1958'de time-life, paris-match ve der stern dergilerinin yakın doğu foto-muhabirliği görevlerini üstlendi. 1954'de hayat dergisi'nde fotoğraf bölüm şefi olarak çalışmaya başladı.

    1953'de henri cartier bresson ile tanışarak paris magnum ajansı'na katıldı ve ingiltere'de yayımlanan "photography annual antalojisi" onu dünyanın en iyi 7 fotoğrafçısından biri olarak tanımladı. aynı yıl asmp'ye (amerikan dergi fotoğrafçıları derneği) tek türk üye olarak kabul edildi.

    1962'de almanya'da çok az fotoğrafçıya verilen "master of leica" ünvanını kazandı. isviçre'de çıkan camera dergisinde kendisine özel bir sayı ayırdı. 1964'de mariana noris'in abd'de basılan "young turkey" adlı yapıtında fotoğrafları kullanıldı.1967'de japonya'da çıkan "photography of the world" antolojisinde richard avedon ile birlikte bir dizi fotoğrafı yayınlandı. 1967'de kanada'da açılan "insanların dünyasına bakışlar" sergisinde, 1968'de new york modern sanatlar galerisi'nde düzenlenen "renkli fotoğrafğın on ustası" adlı sergide; aynı yıl almanya'da, köln'de fotokina fuarı'nda yapıtları sergilendi.1970'de "türkei" adında fotoğraf albümü almanya'da yayımlandı. sanat ve sanat tarihi konularındaki fotoğrafları abd'de time-life, horizon ve nesweek kitap bölümlerince ve isviçre'de skira yayınevi tarafından kullanıldı.1971'de lord kinross'un "hagia-sophia" (ayasofya) kitabının fotoğraflarını çekti.

    yine skira yayınevince picasso'nun 90. yaş günü için yayımlanan "picasso metamorphose et unite" adlı kitap için picasso'nun foto-röportajını yaptı. 1972'de paris ulusal kitaplıkta sergisi açıldı.1975'de abd'ne davet edildi ve birçok ünlü amerikalının fotoğraflarını çektikten sonra "yaratıcı amerikalılar" adlı sergisini dünyanın birçok kentinde sergiledi. yine aynı yıl yavuz zırhlısının sökülmesini konu alan "kahramanın sonu" adlı bir belgesel film çekti.1979'da türkiye gazeteciler cemiyeti'nin "foto muhabirliği" dalındaki birincilik ödülünü aldı.

    1980'de fotoğraflarının bir kısmı karacan yayıncılığın bastığı "fotoğraflar" adlı kitabında basıldı.1986'da hürriyet vakfı'nca basılan prof. abdullah kuran'ın yazdığı "mimar sinan" kitabını fotoğrafladı. aynı kitap 1987'de "institute of turkish studies" tarafından ingilizce olarak yayınlandı.1989'da "ara güler'in sinemacıları" kitabı basıldı.

    1991'de dışişleri bakanlığı için halikarnas balıkçısı'nın (cevat şakir kabaağaçlı) "the sixth continent" adlı kitabını fotoğrafladı. bu arada bütün dünyayı gezerek foto röportajlar yaptı ve bunları magnum ajansı ile dünyaya duyurdu.ismet inönü, winston churchill, indira gandi, john berger, bertrand russel, bill brandt, alfred hitchcock, ansel adams, imogen cunningham, salvador dali, picasso gibi birçok ünlü kişi ile röportajlar yaptı ve fotoğraflarını çekti. en ünlüsü fotografcılara poz vermeyen picasso röportajı.yıllarca üstünde çalıştığı mimar sinan yapıtlarının fotoğrafları 1992'de fransa'da, abd ve ingiltere'de "sinan, architect of soliman the magnificent" adlı kitabı yayımlandı. aynı yıl "living in turkey" adlı kitabı ingiltere, abd ve singapur'da "turkish style" başlığıyla, fransa'da "demeures ottomanes de turquie" adıyla yayımlandı.1994'de "eski istanbul anıları", 1995'de "bir devir böyle geçti", "yitirilmiş renkler ve yüzlerinde yeryüzü" fotoğraf kitapları yayımlandı. ara güler'in fotoğrafları paris ulusal kitaplıkta, abd'de rochester georg eastman müzesi'nde nebraska üniversitesi sheldon koleksiyonu'nda bulunuyor. köln mueseum ludwing'de das imaginare photo museum'da fotoğrafları sergileniyor.
  3. geçmişte bir belgesel çekiminde tanışmıştım bu aksi adamla... picasso, dali çekimlerini falan anlatmıştı... iyi fotoğrafçı olduğu kadar iyi bir ikna ustasıdır da aynı zamanda... dali gibi bir deliyi ikna edip bir hafta kaldığı suit otel odasına girip çıkmak , her babayiğitin harcı değil...

    meşhur bir fotoğrafı vardır bu adamın, 80 darbesi zamanı çekilmiş... istiklal caddesinde bir müzik aletleri mağazası talan edilirken, ikinci kattan bir piyanonun atıldığı anı yakalayan bir fotoğraf... (linkini bulup koyacağım sonra inşallah) bende çekime gitmeden önce fotoğraflarını karıştırırken o fotoğrafı görmüş merak etmiştim... o zaman makinaler şimdikiler gibi değil, netlik otomatik değil, filme çekiliyor... nasıl bir zamanlama yahu bu diye düşünmüştüm... bizzat sormak istedim... şöyle anlatmıştı ihtiyar değişik aksanıyla...

    "ne zamanlaması yahu neyi zamanlıyorsun ? o zamanki makinalar bu sizin oyuncaklar gibi değil , imkanı var mı ya... ben bir baktım atıyor piyanoyu 2. kattan hemen bağırdım dur atma diye, adam durdu, dur dedim şu makinayı ayarlayayım... yaptım netliği ayarladım, at tamam diye bağırdım da öyle attı ohooo"

    :) komik adam ya, güzel adam... aksi adam...
  4. magnum photos'a üye olan tek türk fotoğrafçı.
  5. fotoğrafı sanat olarak görmeyen bir foto muhabiri.
  6. aphrodisias'ın dünyaya tanıtılmasında önemli yeri olan fotoğrafçı. 'aphrodisias'ın çığlığı' isimli bir eseri bulunmaktadır.
    "o taşlar bana bakıyor ve 'beni buradan çıkar' diye çığlık atıyor."
  7. yanılmıyorsam balıkesir ilinde geciyor olay, ilk ağızdan dinledim. balıkesir ilinin ilk fotoğrafçılık müzesi açılıyor. müzede emeği geçenler el yazılarıyla profesyonel fotoğrafçılara davetiye yazıp gönderiyorlar, davetiye alan fotoğrafçıların hepsi geri dönüş yapıyor ama biri hariç hem de açılış günü bir üst sokakta olmasına rağmen o da tahmin ettiğiniz gibi ara güler.
  8. kendisinin "gazetecilik" tanımı artık modası geçmiş bir tabirdir. dolayısıyla kendisinin artık yavaş yavaş modası geçmektedir.

    sosyal medya yayıldıkça, her sokağın her köşesinde internet olmaya başladıkça çok yakında hepimiz birer gazeteci olacağız ve tarih belki de saniye saniye kaydedilmeye başlanacak bunlar olduktan sonra.

    aslında kendisi "fotoğraf anı kaydetmektir" tarzı bir söz söylemişti diye hatırlıyorum. bu sözü söyleyebilen birisi dünyanın hangi yöne doğru gittiğini nasıl anlamaz merak ediyorum cidden. 20. yüzyıldan önce dünyada geçen her yüzyıl az çok aynıydı ama 20. yüzyıldan sonra gelişmeler ivmelendi. 5 yıl önceki teknoloji artık çöpten ibaret yaşadığımız çağda. buna rağmen kendisine "gazeteci" diyen birisi basın sektörünün nereye doğrunu gittiğini nasıl göremez hayret ediyorum.

    sanırım türkiye'nin en büyük problemi insanlar gerçekten de vizyonsuz olması. bir sanatçı nasıl olur da vizyonsuz olur anlamıyorum. kibir böyle bir şey demek ki...