1. evde kalmadan önceki son çıkışa yaklaşıldığını gösterir.
  2. "arkadaşların boşanmaya başlaması" seçeneğini hatırlatan başlık.
  3. belli bi dönem çatır çutur evleniyormuş sonra duruluyormuş bu güruh bi' arkadaşım söylemişti. sakin kalıp geçmesini bekleyelim.
  4. arkadaşlarınızın çocuklarını sevmeye başlamanız ile bir üst levele geçer. yaşıtlarınız bebişlerinin altını değiştirirken sizin tuvaletten hala 'anneee tuvalet kağıdı bitmiş' diye bağırmanız da içler acısı durumu gözler önüne sermektedir. ya bi arkadaşım demişti ordan biliyorum...
  5. ilerleyen yıllarda bazı arkadaşların ikinci kez evlenmeye başlaması şeklinde güncellenir.
    işin ilginci ikinci kez evlenenler de çeyrek altın bekliyor. 3 kez evlenene 3 çeyrek takan bekar arkadaşlarım var. damadın karşı argumanı "hacı siz çeyrek takmaya devam edin, ben size ilerde tam takıcam" şeklinde. (tam takıcam mecaz değil tam altın diyor ama mecaz kokusu alıyoruz hepimiz)
    kusura bakmasınlar da her evlendiklerinde benim çeyrek takacak ne halim var ne bütçem var.

    özet çeyrek kazanmak istiyorsanız seyrek evlenin.
  6. genelde arkadaşların ortak noktası olan kişinin halihazırda evli olmadığı varsayımına dayalı senaryolara muhatap edilen durumdur.

    belki evli ve mutlusunuz, bu mutluluğa arkadaşlarınız da katılıyor, o zaman da ölü taklidi yapacak mıydınız?

    yine de şahsım adına belirtmeliyim ki, yalnızım ve kendim gibi yalnızları arkadaş edindiğim için muhtemelen birkaç sene daha ölü taklidi yapmayacağım.
  7. (başlıktaki "başlaması" kelimesi burada kendimi yaşlı hissetmeme sebep oluyor, yapmayın arkadaşım böyle şeyler :p)

    bu konuda nispeten deneyimli olarak söyleyebilirim ki elbette onların evlenmesi iletişimde dönüşüme sebep oluyor; daha az temas kurabiliyorsunuz, daha çok empatik olmaya çalışıyorsunuz. ama böyle dönüşümlere tek etken bu değil ki sonuçta, başka şehre/ülkeye taşınmış, farklı mesai saatleri olan bir işte de çalışıyor olsa benzer bir durum olurdu.

    az önce aklıma geldi, hayatımız elek analizi gibi biraz; farklı büyüklükteki taneciklerin (çevremizdeki insanların yani) hayatımıza nüfuz edebileceği belli bir sınır var, herkes her elekten geçemiyor sonuçta. zamanla eleklerimizdeki boşluklar veya o taneciklerin ebatları değişiyor yaşanmışlıklarla, sınırları da değişiyor böylece. önemli olan kaplarımızdakilerle mutlu olabilmek :)
  8. 90 kuşağının da kendini adult hissetmesi bu. yoksa bir numarası yok. arkadaşı tükenen tek nesiliz sanki. hepsinin saçları seyrelecek^:lol^
    sezgi