arthur schopenhauer

Kimdir?

arthur schopenhauer (d. 22 şubat 1788, danzig - 21 eylül 1860, frankfurt), alman filozof, yazar ve eğitmendir. aynı zamanda immanuel kant'ın en çok değer verdiği öğrencisiydi. schopenhauer, alman felsefe dünyasındaki ilklerdendir ve dünyanın anlaşılmaz, akılsız prensipler üzerine kurulu nedenselliklerinin olduğunu söyleyerek dikkatleri çekmiştir.ayrıca schopenhauer, nietzsche'nin ilk akıl hocasıdır.


  1. 'yalnızlık ikili bir yarar sağlar: birincisi, kendi kendisiyle olmak ve ikincisi, başkalarıyla birlikte olmamak. her toplumsal ilişkinin ne çok zorlama, eziyet ve tehlikeyi beraberinde getirdiği düşünülürse bu ikinci yararın değeri daha iyi anlaşılacaktır.'

    en sevdiğim sözüdür
  2. can sıkıntısı ve acıya yaptığı tanımlardan bahsetmek gerektiğini düşündüğüm alman filozof.
    " öyleyse yaşam, can sıkıntısı ile acının arasında sallanarak gidip gelendir." yani maslow teorisindeki ilk üç basamağı tamamlayan veya üstüne çıkabilen insanlar can sıkıntısı çekmeye, altında kalanlar ise acıya mahkumdur.

    biraz daha açmak gerekirse onun "can sıkıntısı" tanımı daha çok geçimini sağlayabilen, rahat bir hayat sürenler için geçerlidir. schopenhauer, bu gruptaki insanların davranışlarını, yaşamlarını iyi incelemiş ve şu sonuca varmıştır. can sıkıntısından kurtulmanın yegane yolu gezmek, eğlenmek, içki partilerine katılmak ya da sevişmek değil yalnız kalmaktır. yalnız kalabilmektir. eğer her yalnız kalmanda birini arıyorsan, konuşmak istiyorsan -whatsapp- , kendinle saatlerce zaman geçiremiyorsan -mastürbasyon değil bu-, illa birileriyle bir şeyler paylaşmak istiyorsan-instagram,tweet- sen maalesef can sıkıntısına yenik düşmüş birisin. kısaca istatistiksin. hayatının merkezi, en değerlin başka şeyler olmuş demektir. schopenhauer bir yazısında -sanırım aforizmalarda vardı- bu konuda daha ileriye gitmiş ve gençlere yalnız kalabilme eğitimi verilmelidir deme cesaretini göstermiştir.

    acı ise bildiğimiz acı. geçimini sağlayamayanların bu kısır döngüde çırpınmaları ve düşünmeye, düşünce üretmeye zaman bulamamaları problemi.

    büyük adam.
  3. "şu dünyayı tanrı yarattıysa, onun yerinde olmak istemem doğrusu. çünkü, dünyanın sefaleti yüreğimi parçalar. yaratıcı bir ruh düşünülürse, yarattığı şeyi göstererek ona şöyle bağırmak hakkımızdır: “bunca mutsuzluğu ve bu üzüntüyü ortaya çıkarmak uğruna, hiçliğin sessizliğini ve kıpırdamazlığını bozmaya nasıl kalkıştın?”
  4. insanın hayattaki yerinin yanında insan içindeki yerini de düşünen büyük usta arthur schopenhauer hayatının son döneminde anlaşılabilir bir dille yazmış olduğu üç makalesinden birkaç anekdotu paylaşmak istiyorum.özellikle kişinin ne olduğunu vurgulayan bu metinlerde schopenhauer insanın kendisiyle alakalı temel noktalara inmesine yardımcı olur.

    schopenhauer öncelikle insanın ''sahip oldukları'' şeyleri açıklamıştır. insanın elde etmeye çalıştığı maddi zenginlik, ün, güç ve benzeri şeylerin tatmin edici olmayan ve sonu gelmeyen zevkler olduğunu şu şekilde açıklamıştır ; '' ne kadar çok mala sahip olursak, o kadar fazlasını isteriz. zenginlik deniz suyu gibidir, içtikçe susuzluğumuz artar. sonunda biz mallara değil, onlar bize sahip olur.''

    ikinci olarak da insanlar arasında yaşamaya mahkum olan biz insanların göz ardı edemediği insanın '' başkalarının gözünde temsil ettikleri'' şeyin insan üzerindeki etkisine değinmiştir. schopenhauer başkalarının fikirlerinin her an değişebilir olduğunu ve onların ne düşündüğünü veya ne düşünüyormuş gibi göründüklerini asla bilemeyeceğimizi belirtir ve bu yüzden '' endişelerimizin ve kaygılarımızın yarısı başkalarının bizim hakkımızda düşündüklerinden kaynaklanır… bu dikeni tenimizden çıkarmalıyız.'' demiştir.

    son olarak da asıl bilmeye ihtiyacımız olan şeyi ''ne olduğumuz'' un önemini vurgulamıştır. schopenhauer'a göre öncelikle insanın bilmesi gereken ne olduğudur ve insanın amacı iyi bir vicdana, sağlığa ve tükenmez fikir kaynağına, bağımsızlığına ulaşmaktır. o iyi bir vicdanın iyi bir şöhretten daha fazla şey ifade ettiğini söylemiş ve insanın tüm önceliğinin insanlara rağmen insan kalmaya devam etmesi gerektiğini açıklamıştır.
  5. " dünyada gurur duyabilecek hiç bir şeyi olmayan her zavallı aptal, gurur duyabilmek için son çare olarak ait olduğu ülkesi ile gurur duyar "
  6. şiirleri de vardır bu abimizin, severiz kendisini:

    ''şimdi, yolun sonunda bitkin duruyorum.
    tükenmişliğin çizgileriyle dolu alnım,
    zafer tacını güçlükle taşıyor.
    yine de mutluluk içinde seyrediyorum yaptıklarımı
    sarsılmadan, başkaları ne söylerse söylesin.''
  7. okumak hakkında esaslı laflar etmiş filozof.

    "...insanlar bütün zamanların en iyisi olanı okumak yerine hep en yeninin peşine düştüklerinden yazarlar kendi dönemlerinde şöyle veya böyle egemen olan fikirlerin dar alanına sıkışıp kalırlar; ve bu yüzden dönem kendi bataklığı içinde biteviye çırpınıp durur...

    ...okuma zamanınızı sınırlamaya dikkat edin ve okumak için ayırdığınız zamanı da münhasıran bütün zamanların ve ülkelerin büyük kafalarının eserlerine tahsis edin, onlar insanlığın geri kalanını yukarıdan seyrederler. okunması halinde sadece bunlar gerçekten bir şeyler öğretir ve insanı eğitir..."

    toplumumuzda, okumaktan sonra gelen en büyük sorun nitelikli eserlerin okunmaması. bir eserin kendini kanıtlaması ne kadar sattığı ile değil zamana ne kadar dayanabildiği ile ölçülür. sadece yazıldığı döneme hitap eden eserler, bir tek o zamanda rağbet görür ve bir kibrit gibi bir anda parlar ve sönerler. dünya resminin hepsini görmek istiyorsak kibritleri değil zamanı aşabilen kitapları okumalıyız.
  8. metinlerinde antisemitist ve cinsiyetçi (her ne kadar benzetmelerden ibaret olsa da) söylemler bulabileceğiniz düşünürlerden. bunun dışında okumaya, okuyanlara, güzele, estetiğe, akademiye ve topluma sunduğu eleştiriler dikkate değer. rahmetli pek sevişmezdi hegel'le. bir tek anasına filan sövmemiş.

    niçe gibi bu da insanı arıyor.
    yok