1. önceleri terliydi avuçlarımdan kayıyordu
    sonra sonra hem alıştım hem sevdim
    dedim ki ne iyi bu kadındır gecenin yarısında
    etleri var beyaz, gergin sıcaklığı var öp öp ısın
    karanlık sokakları kötü lokantaları ısınmış rakıları
    düşündüm göğsümden iki düğme çözdüm

    gittim bir ormanı dört ucundan tutuşturdum geldim
    burada bana göre bir şeyler vardı
    oturdum

    bu ellerimi nereye koysam yakışmıyor
    dedim ki en iyisi kucağında dursun
    şu kravatımı çiviye as gel
    sigaramı yak birlikte at arabalarını düşünelim
    sarı pirinçten pırıltılı koşumlarını düşünelim
    bir zamanlar bilerek unuttuğum ‘küçük deniz sokağı’nı
    denizi odun depolarını demli çayları
    ben iyiyim bunlar da iyi şeyler sen nasılsın
    kolların çıplak değildi ama hiç de zararı yoktu
    bir gülünce tanıyordum sen değildin ne yapsam
    elimden gelmiyordu

    tanıyordum elimden gelmiyordu
    yoksa ne güzel aldanacaktım

    yabancılığın daha alımlıydı belki
    ama seni bir ormanda yakalasaydım
    ilk günlerin ilk çiçeklerin tadında
    kandırdılar 23 lira 10 kuruşumu aldılar iki kadehe
    90 kuruşu da ben tutup garsona verdim

    sonunda şehre vardım gökyüzüne fişekler atıyorlardı
    bir kalabalık vardı sarıydı utanmazdı geçkindi
    böylesi daha yakışıyor bildiklerime
    gün doğsun bir arınayım istiyorum
    güneş tozlu caddeler kaygılarım beni bir arıtsın istiyorum
    işte tam böyle istiyorum.