• youreads puanı (9.25)


  1. söz: hayki
    müzik: can volkan

    beyaz bir altın pamuk, adanamdan hediye
    tüm dünya aşıktır, bilirsin; van’daki kediye
    gökteki ay; tıpkı bizim kütahya’da porselen
    güneş doğarken istanbul’dan bir başka yükselir
    artvin’de bal kadar tatlı; afyon’da kaymak
    ne müthiş; antalya’da deniz keyfi, uludağ’da kaymak
    ya da erzurum’da; palandöken, kilis’te yorgan diker halkım
    zonguldak’ta kömür yüz karartır!
    pek sevilir burada; kastamonu kır pidesi
    ve ya bir simit kap otur seyret; üsküdar’da kız kulesi
    mersinde kız kalesi, rize’den çaylar
    geçtiysem illa içmişimdir, susurluk’tan ayran
    ve bayrak dalgalanır gülümser çanakkale
    mardin’de taş evler, her derde devadır; pamukkalem
    sivas’ta kangal korur köyü, edirne’de pehlivan
    yolun düşerse bir gün tadıp; erzincan’dan peynir al
    denizli’den öten horoz, sekiz ilden duyulur
    bu bizim soframız, buyurun hepimizi doyurur
    huyumuz suyumuz bir, kazılan kuyumuz; girme
    kıbrıs’ta bizimle elbet lefkoşa ve girne!
    hep aynı yerde düştük yere, hep aynı yerde ezildik
    ne azeri ne türkmen ayrı, ne lazı, ne kürdü
    sen parçala ve kirlet ülkem kültürlere birlik
    amaç hep bir ağızdan burası yurdum diyebilmek!
    aşık seyrani, mimar sinan, erciyes, kayseri
    gaziantep türküleri, bahçalarda mor meni
    gel paris’ten; şanlıurfam topraktan evler
    ocakta mırra pişerken ozanlar mani söyler
    sırtımda nemrut, bir kolum cendere adım; yaman
    kekik kokar balıkesir, iğdır’dan söker şafak
    akkuş, aybastı, çatalpınar, fatsa, ordu;
    tüm sokaklarım tozlu ben diyarbakır’da doğdum
    eğer karadeniz’den geçerseniz, trabzon’da durun
    dinle iskoçya’nın gaydasını kıskandırır “tulum”
    konya’dan seslenir mevlana celaleddin rumi
    bugün kimse yüz dönmüyor bize nasreddin gibi
    elazığ’da gakkoşum, aydın’da efe;
    bende dokuz dağın gücü; mermi göğsümden teper!
    bir tek pir sultan abdal konuşturur bağlamayı
    bana bir metris, bir malatya hatırlatır; ahmet kaya’yı
    bayburt, bolu, ankara, amasya ses ver!
    samsunda tütün sarıp, karaman’da koyun gütsem
    tekirdağ’da rakı içsem, gümüşhane’de kuş burnu
    hiç görmesem de, muş’u anlattılar, hoş buldum
    ardahan, hakkari, siirt; el kaldırın gardaş;
    en iyi dostum hataylı, en kahraman maraş!
    ne için kavga ne için savaş bu senin yurdun;
    sakarya, osmaniye, dersim ve burdur
    tokatın boynuna gerdanlık; yeşilırmak
    hala kars’ın bağrında, doksanbin şehit
    cudi, silopi, şırnak, serhat seyit…
    tam 923 ilçe 81 şehir;
    izmir’de iç, kordonda sız
    ayrı keyif tabii; yiğit ağrı’nın başında erir mi kar?
    sıkı giyin, tam on yıl üstüme geldiler gıpta edip
    adım kırklareli, hiç sıkmadım düşman eli
    bitlis’te beş minare, kocaeli’m gönlüm gibi
    kimi bindallı giyer, niğde’de yazma örer kimi…
    kazma kürek, toprak döver çiftçi; izler paraya boğulan!
    keşke şimdi görüp yazsa karacaoğlan…
    bu da azsa muğla, sinop, yozgat, uşak
    dur; silah yerine sanat, saz ve sözle kuşan vur!
    yeni nesil, yeni kuşak, yeni alet yeni suça,
    gel dedikçe geri koşar kul
    zoru başar, tut, bütün bu güzellikler senin;
    bir gün birlikteysek eğer o gün el üstünde eliz!
    nevşehir’de bir arif tanıdım, tek maaşı ilim
    edep, haya; adı hacı bektaş-i veli
    düzce, karabük, bartın, yalova, batman
    öyle isparta’nın gülündeki dikenler her ele batmaz
    yeşil ve mavi kucaklaşır giresun’da tüm gün
    doğanın en masalsı yüzü kapadokya, ürgüp
    henüz askerdim; bir sabah soludum spil’i
    tüfek çatıp; süngü taktım, yere koyarken canımı
    düşüp koşarken tanıdım seni, toprağında kanım
    sen ki ben giderken arkamdan bakıp ağlayan kadın!
    bingöl ya da çapakçur’da bir kahvede sabahçıyım
    aksaray mamasun’da olta tutan balıkçı
    çorum’da dolmacıyım, kırşehir’de bakırcı
    ne faşistim, ne gerici, ne bölücü, ne ayrımcı
    bilecik, çankırı, eskişehir, kırıkkale
    koyun koyuna yattık, hem de yetmiş milyon kere
    çözüm mü kin ve hır? bakın bizim bu kar ve kır
    yarınlar hür ve bir darılma ,küsme, gül, sarıl
    gitme dur kal akmasın kan, kalkmasın el ölmesin er
    anam görmesin dert; bırakma bölmesinler
    ben neysem öylesin sen, çünkü; bir yemin ve tövbemiz
    her nerede olursan ol bir; gönül ve gövdemiz !