• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.50)
babamın sesi - orhan eskiköy, zeynel doğan
basê doğan, elbistan'da yalnız başına yaşamaktadır. büyük oğlu hasan'ın evine dönerek yeni bir hayat kurmasını istemektedir. ayrıca eve gelen sessiz telefonların hasan'dan geldiğine inanmaktadır. küçük oğlu mehmet ise diyarbakır'da yaşmaktadır ve mehmet, baba olacağını öğrenir. yeni bir eve taşınır ve eve taşınırken eşyaların arasında babasına gönderilmek üzere kaydedilmiş annesinin ve kendi çocukluk sesinin olduğu bir kaset bulur. mehmet babasının kaydettiği kasetleri bulmak ve annesini diyarbakır'da yaşamaya ikna etmek için elbistan'a gider. fakat annesi, hasan'dan başka bir şey düşünmez haldedir ve mehmet, yavaş yavaş annesinin dünyasına girmeye başlar. basê'nin yapmayı istediği tamiratları; bahçe işlerini yapar. bir yandan da babasının gönderdiği kasetleri arar. ancak basê, geriye kalan kaset olmadığını söyleyerek mehmet'i kasetlerin varlığından uzaklaştırmak istese de bunu başaramaz. mehmet kasetleri ararken ailesiyle ilgili bilmediklerini öğrenmeye başlayacaktır.


  1. filmin güzelliği donuk olmasından ve bu donukluğu seyirciye yansıtmasından kaynaklanıyor, film sizin geçmişteki bu acıyı iliklerinize kadar hissedip empati yapmanızı falan istemiyor, bunun için maraş katliamı belgeseli var açar izlersiniz. tanıklıklar her şeyden etkilidir emin olun.

    filmin anlattığı travma sonrası ve yeni travma arasındaki sıkışmışlıktır. hala travma yaratan durumu yaşıyor olmamızdır. bu durum neredeyse her saniyede yaşanır, hem de bütün doğallığıyla ve slogana kaçmadan.

    travma sonrasının yönetmeni özcan alper'dir. travmayı insani olarak hissetmek istiyirsanızsa emin alper. bu film onlardan başka bu filmde sembol yok, o yüzden nuri bilge sinemasına yakındır, fakat siyasidir de. ayrıca toplumun dokunulmamış bir kültürünü ( dokunulmamış derken sanatsal açıdan ele alınmamış, yoksa toplumun egemenler tarafından en çok dokunulan kesimi kürt alevilerdir ) bütün sinmişliğiyle yansıtır. ezileni anlatırken ajitasyon çok kolaydır, senarist sarsılır ve sarsmak isterse ortada travma değil trajedi vardır, trajedi aslında yoktur, tiyatrodur, ama travma yaşanılandır.