-
en büyük tavsiye bence sabırdır.
bir keresinde lisedeki bağlama çalan tarih hocam bana eğer sen bağlamadan 1 adım uzaklaşırsan o senden 10 adım uzaklaşır demişti.
ilk bağlamamı aldıktan sonra anladım bu cümleyi. bir gün elime almadığımda sanki iki haftadır uğraştıklarım boşuna gitmiş gibi oluyordu.
bu arada ilk bağlamam sıradan her müzik evinde bulabileceğiniz 100 liralık bağlamalardandı.
kucağıma bile sığdıramadım sıkıldım ama yılmadım , kimse dinlemedi yalnız çaldım.
çalan arkadaşım yoktu yol gösterenim de yoktu ama şunu biliyordum; bunu ilk çalan kursunu almadı ya!
iki sene sonra ise çok daha güzel bir bağlama edindim , artık nota dahi bilmeden birçok parçayı çalabiliyorum.
tabiki kursa gitmek öğrenmeyi hızlandıracaktır. belki benim iki senede öğrendiğim tavırları dört beş ay içinde öğrenecektim.
herşey öğrenmek isteyişinizde bitiyor.
unutmayın bağlamadan 1 adım uzaklaşırsanız o sizden 10 adım uzaklaşır. -
bağlamada onuncu senemdeyim, en büyük tavsiyem arkadaşlar; aman ne olur serçe parmak hakimiyetinizi kaybetmeyin. kişinin serçe parmağı ne kadar kıvrak ve esnek olursa perdeleri dolanırken, tavırları yaparken o kadar rahat eder ve dinleyiciye de bir o kadar keyif verir. serçe parmak yüzük parmağını da kontrolde son derece etkilidir ve çalmaya ara verdiğiniz taktirde ilk başta körelen parmak serçe parmak olmaktadır.
(bu serçe parmakta bir halt var çözemedim, vaktiyle karatede iken kanchomuz hakkı koşar bize kuvvetli yumruğun sırrının serçe parmağı sıkıca kilitlemekte olduğunu söylemişti, deneyin bakın göreceksiniz siz de.) -
bağama çalarken, tavır öğrenin. zira tavırsız yöre çalmak tatsız tutsuz olur.
evvela, başlarda arif sağ orhan gencebay çetin akdeniz gibi bağlayı öttüreceğiniz beklentisine kapılmayın.
beklentinizi ne kadar yüksek tutarsanız, o kadar çabuk sıkılırsınız. bu iş emek ve zaman işi.
unutmayın müzikte, önce aşk, sonra meşk gelir. -
güzel bir bağlama alın. dandik alınca pek bir şeye benzemiyor.
ayrıca, süsleme yapma konusunda ihtiyacım olan tavsiyelerdir.