-
uzun uzun susuyorsun bir gülü koklarken
yüzün büsbütün gülistan oluyor ve bitti
sandığımız yerde yeniden ürperen bu aşk
hangi hâtıralarla kanadı hangisinde sustu
biz hangi şehirde güller taşıdık odamıza
hangisinde yaralarımızı saracak bir dost
bir yoldaş aradık ölürcesine, yoktular
zilsiyah hâtıralar edinmişti şehirler ve barbar
zamanlardı şehlâ sessizliğimizde
nice yıkımlardan kurtardığın şeydi susmak
adressiz yaşamalardan, mutsuzluklardan
umutlardan geri kalandı ve yakıştırdın
kendine, yüzünün biçimi buradan geliyor
iki şehir, iki darbe arasında geçirdiğin yıllar
sana bir onur gibi susmayı ekledi ki güller
sessizliğin koynunda bulurlar renklerini
ayrılıkların bir rengi vardır, susuşların
bekleyişlerin, yalnızlıkların da öyle
şehrin görüntüsü unutmanın rengine benzer
istasyonlarsa özleme dönüktür nedense
ve bir köşesinde mutlaka taşra kokusu
kokunun rengi nasıl yayılır bilirsin
güllerden, fesleğenlerden ve acılardan
hiç konuşmayalım istersen susmak bir dil
bir hatırlamak olsun yitirdiğimiz ne varsa
hatırlamak deyince içimden bir rüzgâr
işıkları söndürülmüş kasabalar geçiyor
komşu bahçeden hoyratça kopardığım güller
kendimi pekos bill yerine koyduğum
günler düşüyor içime, kendime sığmıyorum
hatırlamak deyince annemin öldüğü gün
içimden bir mürekkep ırmağı akmıştı
su ve ateş, hava ve toprak ve her şey
cıvaya dönüşmüştü orada, ikide bir
gülkurusu yolculuklara çıkışım bundandı
yön duygumu galiba o zaman yitirdim
hangi şehirde yoksan ben kayboluyorum orada
zarif hatıralar edinmiştik sokağımızdan
ve eğilip bakardı geçip giden bulutlar
sen mektubundan önce gelirdin, kuruyan
fesleğenler için yas tutardık yazsonları
devrim bir ihtimal olarak kaldı diyenlere
sessizce itiraz etmeyi öğrendik o günlerde
dokunsalar akasyalar gibi yaprak dökerdik
şimdi ürperten, onaran bir şey var, sen bir gülü
uzun uzun koklayarak anlatıyorsun bunu
kalbimizse küllerin altında kalabilen iki köz
iki cehennem; imlâsı bozuk mektuplar gibiyiz
çünkü imlâ evlilikle biten aşklara benziyor
rüzgârını yitirmiş vâdiye, bulutsuz
yağmursuz bir gökyüzü de diyebilirsin
uzun uzun susuyorsun bir gülü koklarken
hatırlamak böyle bir şey olmalı diyorum
unuttuğumuz ne varsa barbarlar sızıyor
bizse şehlâ bir isyan oluyoruz şehrin
zilsiyah hâtıralarından sıyrılarak
sevmek böyle bir şey herhalde diyorum
sen uzun uzun koklarken bir gülü
ve yüzünün doğusu gül kokuyor çünkü doğu
gülistandı dağın ve destanın bize anlattığı