1. çocuğun gördüğü düştür barış.
    ananın gördüğü düştür barış.
    ağaçlar altında söylenen sevda sözleridir barış.

    akşam alacasında, gözlerinde ferah bir gülümseyişle döner ya baba
    elinde yemiş dolu bir sepet;
    ve serinlesin diye su, pencere önüne konmuş toprak testi gibi
    ter damlalarıyla alnında...
    barış budur işte.

    evrenin yüzündeki yara izleri kapandığı zaman
    ağaçlar dikildiğinde top mermilerinin açtığı çukurlara,
    yangının eritip tükettiği yüreklerde
    ilk tomurcukları belirdiği zaman umudun,
    ölüler rahatça uyuyabildiklerinde, kaygı duymaksızın artık,
    boşa akmadığını bilerek, kanlarının,
    barış budur işte.

    barış sıcak yemeklerden tüten kokudur akşamda
    yüreği korkuyla ürpertmediğinde sokaktaki ani fren sesi
    ve çalınan kapı, arkadaşlar demek olduğunda sadece.
    barış, açılan bir pencereden, ne zaman olursa olsun
    gökyüzünün dolmasıdır içeriye;
    gökyüzünün, renklerinden uzaklaşmış çanlarıyla
    bayram günlerini çalan gözlerimizde.
    barış budur işte.

    bir tas sıcak süttür barış ve uyanan bir çocuğun
    gözlerinin önüne tutulan kitaptır.
    başaklar uzanıp, ışık! işık! - diye fısıldarlarken birbirlerine!
    işık taşarken ufkun yalağından.
    barış budur işte.
    kitaplık yapıldığı zaman hapishaneler
    geceleyin kapı kapı dolaştığı zaman bir türkü
    ve dolunay, taptaze yüzünü gösterdiği zaman bir bulutun arkasından
    cumartesi akşamı berberden pırıl pırıl çıkan bir işçi;
    barış budur işte.

    geçen her gün yitirilmiş bir gün değil de
    bir kök olduğu zaman
    gecede sevincin yapraklarını canlandırmaya.
    geçen her gün kazanılmış bir gün olduğu zaman
    dürüst bir insanın deliksiz uykusunun ardı sıra.
    ve sonunda, hissettiğimiz zaman yeniden
    zamanın tüm köşe bucağında acıları kovmak için
    ışıktan çizmelerini çektiğini güneşin.
    barış budur işte.

    barış, ışın demetleridir yaz tarlalarında,
    iyilik alfabesidir o, dizlerinde şafağın.
    herkesin kardeşim demesidir birbirine, yarın yeni bir dünya
    kuracağız demesidir;
    ve kurmamızdır bu dünyayı türkülerle.
    barış budur işte.

    ölüm çok az yer tuttuğu için yüreklerde
    mutluluğu gösterdiğinde güven dolu parmağı yolların
    şair ve proleter eşitlikle çekebildiği gün içlerine
    büyük karanfilini alacakaranlığın...
    barış budur işte.

    barış sımsıkı kenetlenmiş elleridir insanların
    sıcacık bir ekmektir o, masası üstünde dünyanın.
    barış, bir annenin gülümseyişinden başka bir şey değildir.

    ve toprakta derin izler açan sabanların
    tek bir sözcüktür yazdıkları:
    barış
    ve bir tren ilerler geleceğe doğru
    kayarak benim dizelerimin rayları üzerinden
    buğdayla ve güllerle yüklü bir tren.
    bu tren, barıştır işte.

    kardeşler, barış içinde ancak
    derin derin soluk alır evren.
    tüm evren, taşıyarak tüm düşlerini.
    kardeşler, uzatın ellerinizi.
    barış budur işte.