1. bazen iki bardak su içmenin geçirdiği dehidrasyon semptomu.

    tabi kronikse riske atmadan doktora gitmek en iyisi.
  2. (bkz: kaynımda da var) ^:swh^

    ilaçla - uyumayla geçmedikçe adile naşitten öğrendiğim kafaya patates bağlama tekniğini ciddi ciddi uygulamayı düşünüyorum. şifanın nereden geleceği belli olmaz derler.

    bu arada gün içerisinde tutan çok şiddetli baş ağrılarının sebebi çoğunlukla az su içmek oluyor. birkaç bardak takviye çözebilir. akılda tutmakta fayda var.
  3. ilaçlara alerjiniz varsa çare (bkz: biberiye)
  4. burun ile ust dudak arasındaki (bkz: filtrum) cakra olduguna inanilan alana tirnak ile bastirmak suretiyle onlebebilecegi öne surulen ağrı..
    howl
  5. yolağı tek yönlü olan duyu.
    ne demek bu?
    başınız ağrıdığında kulak memenizi biraz acıtacak kadar tırnakla çimdiklerseniz baş ağrınız çimdiklediğiniz süre boyunca geçer. nedeni ağrı yolağının tek yönlü olmasıdır. yani beyniniz o çimdiklenen anda kulak memesinin ağrısını algılar. baş ağrısını unutur. bu baş ağrısının orada aynen duruyor olmasına rağmen algılanmaması, yani baş ağrınızın geçmesi olarak size yansır.
    günlük siyasi hayatta karşılığı da vardır. örneğin bir iktidar partisi gözleri bir yerden saklamak istiyorsa abuk sabuk başka bir şey öne sürer. buna argoda yemleme denir.
    yani baş ağrısı sırasında kulak memenizi çimdiklemeniz beyninize karşı oynadığınız bir yemlemedir.
  6. bir kitapta kırk elli sayfa boyunca baş ağrısını anlatıyordu yazar. metaforlarla uzatıyordu da uzatıyordu. oysaki bildiğin baş ağrısıydı bir özelliği de yoktu. ilerki sayfalarda geçmiştir umarım. geçmediyse bir doktora görünsün iyi olur. neyse.

    bazı şeyler var, bütün doğmuş, yaşayan ve ölen diller birleşse bile anlatmam. nefret ediyorum kelimelerden. eğer gerçekten istediğimi anlatamayacaksam, kelime sıralamanın ne anlamı var?

    burada baş ağrısından bahsedecektim ama uygun sözcük bulamıyorum. katlanılamaz derecede ağrıyor desem, katlanamayacak o kadar şeyim varken baş ağrımdan bahsedemem. uyusam geçecek desem, geçmeyecek biliyorum. binbir türlü ağrı vardır, ancak en kötüsü uyuyunca geçmeyendir. bir süreliğine hayattan koptuğunuzda bile geçmiyorsa, nasıl geçer?

    baş ağrısı davetsiz gelen aile büyüğü gibi. en hazırlıksız olduğun, evin en dağınık olduğu zamanda gelir. kapıdan çevirmek olmaz şimdi, büyük sonuçta o kadar yol gelmiş senin için. eve alsan susmayacak biliyorsun. ama alıyorsun mecbur. biraz yüzünü buruşturuyor. onca kıyafeti sıyırıyor, bir şekilde sıkıştırıyor götünü oraya. oturuveriyor kıyafetlerin/düşüncelerin arasına, başlıyor saydırmaya. şunu şöyle yanlış yaptın, burda aptallık ettin.. tek yaptığı gürültü. utanmaza bak. sıkışan düşünceler durur mu öyle. sen kimsin diyorlar, zaten fazlasıyla baskı yapan aile büyüğümün lafını kesip, büyük harflerle tekrarlıyorlar kendilerini. sanki ben bilmiyorum onları, sanki her aklıma geldiğinde kafayı yemiyorum. onlar da ayrı utanmaz. haliyle büyüğüm de onları görünce daha hiddetli konuşuyor. beynimin/evimin içinde nefes alamıyorum. yeter artık diyorum. alıyorum kıyafetlerimi/düşüncelerimi de aile büyüğümü/baş ağrımı da, koyuyorum kapının önüne. ohh tertemiz. bir süreliğine kapanıyor her şey. inen kepenkler, kapanan ışıklar, ilerlemeyi bırakan saatler..
    sonra hepsi birden başlıyor. takk açılıyor kepenkler, gözümün önünde yanmaya başlıyor ışık. tik-tak tik-tak kulak zarımın önüne yerleştirilmiş saat. sanki tüm bunlar kapının anahtarını çevirmiş gibi kovduklarım açılan kapıdan içeri geliyor. ve evet, geçmiyor. zaman dursa bile geçmiyor.

    sonra başta bahsettiğim yazarı anladım. o da baktı geçmiyor, başkalarının da başını ağrıtmaya karar verdi. güzel fikir dedim, en azından üzerine yazacak bir şeyim oldu. uğruna başınızı ağrıtacak bir şeyim oldu. neyse çok beklettim misafirimi gideyim de bir çay koyayım
  7. bildiğim kadarıyla pek çok baş ağrısının nedeni bilinmemekte. sinüzit ise bağ ağrısına sebebiyet veren en önemli rahatsızlıklardan biridir. bunun dışında migrenin başka hali olarak da tanımlanan gerilim tipli yarım baş ağrısı da vardır. tek bir bölge de ve bazen bayılacak kadar sizi sarsan cinstendir.
  8. kalem vb çubuğumsuların ağızda bastırılması da geçirir derler.

    ayrıca işaret parmağı ve baş parmağın arasındaki etin sıkıştırılması da
  9. imigran denilen iki kapsüllü bir iğne var uzm. nörologlar yazabiliyor. sol kolunuza iğneyi kendiniz vurunca değil ağrı mağrı yeni doğmuş bebek gibi olursunuz. her türlü münferit ilacı kullanmış biri olarak söylüyorum, tek çare bahsettiğim ilaç. başka türlüsü oksijen çekmek o da sürekli olacak iş değil.
    (bkz: küme tipi baş ağrısı)