• izledim
    • izliyorum
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (9.39)
battlestar galactica
miğferlerindeki bir sağa bir sola hareket eden ışıkla bilimkurgu tarihinin unutulmazları arasında yerini alan saylonlar geri dönüyor. üstelik kendilerini geliştirmiş olarak. artık, insanlardan ayırt edilemeyen yepyeni modelleri de var. ve bir kez daha uzayın uzak bir köşesindeki insan kolonilerini yıkıma uğratıyor, savaş yıldızı galactica ve yanındaki irili ufaklı gemilerden oluşan filonun peşine düşüyorlar.


  1. şahane bir bilim kurgu dizisi. şimdi battlestar diyince, galaktik diyince, efendim bilim kurgu da diyince akla ışınlar, roketler falan gelir ama ilgisi yok. battlestar galactica, olayı çok farklı bir yerden ele alıyor. neyse baştan alayım.

    klasik bir robot isyanı hikayesi ile başlıyoruz. cyclonlar ve insanlar bolca savaşmış akabinde barış imzalamışlardır. insanlar barış ne güzel hey hey diye günlerini gün ederken cyclonlar güç toplamış ve ani bir saldırı ile tüm insan hedefleri vurmuştur.

    teknolojisi eskidiği için müzeye çevrilmekte olan yıldız gemisi galactica, cyclonların savunma güçlerini kilitleyen siber saldırısından etkilenmez. apar topar topladığı insanlar ile uzaya açılır. sayıyı tam hatırlamıyorum ama sanırım 49 bindi, geriye kalan 49 bin insan ile uzaya açılır ve kaçmaya başlar.

    insan ırkının sonu gelmiş gibi görünmektedir ancak bir umut vardır. o da ataların toprakları olarak bilinen ancak büyük ihtimalle sadece efsaneden ibaret olan dünya gezegenini bulmaktır.

    battlestar galactica'yı özel yapan, farklı yapan, oturup uzay savaşları anlatmak yerine, böyle bir durumda insanların siyasi, sosyal ve dini reaksiyonlarını ele almaktır. 49 bin de kalsak insanın nihayetinde insan olduğunu, iktidar mücadelesini, hırsı görürüz. tabii cyclonlar da boş durmamaktadır.

    izleyin, izletin.
  2. bilim kurgu değil de, soap opera kavramından türetilmiş bir "space opera" tanımı yapılabilir muhtemelen.

    sadece bilim kurgu diyerek meseleyi kapatmak, yetersizdir yani. din, tanrı, mitoloji vb. bir çok noktaya dokunan hikaye akışı nedeniyle, izlediğim en iyi üç - beş dizi arasında tepelere atarım kendisini. mini seriyi cnbc-e 'de izlediğimi dün gibi hatırlıyorum, ki 13 sene geçmiş üzerinden. o iki bölüm, dizinin kendisinden de kat be kat iyidir ve muhtemelen popüler dizi tarihinin en etkileyici işlerinden de birisidir.

    arkasından gelen (bkz: caprica) ile, özlem diner sandık ama yok, onun gibisi gelmedi bir daha.
  3. madde 1- battlestar galactica sezon bölümleri, mini serileri, filmleri, müzikleri ve sair tüm ögeleriyle bölünmez bir bütündür.

    madde 2- bsg , tüm dizi ve filmlerden öte, ayrı ve sarsılmaz bir yere sahip, kişisel tarihimin gelmiş ve geçecek en başarılı sanat eserleri arasındadır.

    madde 3- ilk üç madde değiştirilemez; değiştirilmesi, teklif dahi edilemez.

    so say we all!..

    - bsg Main Title

    - Prologue

    - Battlestar Sonatica

    - The Sense Of Six

    - Baltar's Dream

    - The Shape of Things to Come

    - Prelude to War

    - So Much Life

    - Worthy of Survival

    - Kara Remembers

    - All Along The Watchtower

    - Passacaglia

    !---- spoiler ----!



    !---- spoiler ----!
  4. her şeyden önce şunu belirtmek gerekir ki, battlestar galactica , dandik uzaylıların veya robotların insan peşine düşüp, insanları kesip biçtiği sıradan bir bilim-kurgu dizisi değildir. bana ve izleyen pek çok kişiye göre, battlestar galacctica, bilim-kurgu olmanın temellerini yeniden yazmış bir dizidir.
    tanıma gelecek olursak, dizi, insan ve insanların yaratımları olan cylonların, iç dünyalarıyla yüzleşmeleri, kendi aralarında hesaplaşmaları, ve kim olduklarını bulma arayışına dayanıyor. tanrılarla birlikte yaşadıklarına inandıkları gezegen kobol’dan nedeni bilinmeyen bir yıkım sebebiyle ayrılan, adlarını burç takımyıldızlarından alan 12 insan kabilesi, birbirine yakın 4 güneş sisteminde bulunan 12 yaşanılabilir gezegene yerleşiyor, ve her kabile yerleştiği gezegene kendi adını veriyor. büyük göçten 2000 yıl sonra insanoğlu atalarının antik teknolojisine yakın bir teknolojiye ulaşıp, özellikle caprica kolonisinde olmak üzere güçlü bir medeniyet kuruyor. bizim hikayemiz de burada başlıyor.
    her ne kadar itiraf etmekten çekinsek de, insanoğlu, daima tanrı olma isteğine sahip olmuştur. en basitinden nietzsche, tanrı öldü der, ve bunu diyerek insanın kendi kaderini kendi belirleyebilecek yetkinliğe ulaştığını ve kendi kendinin tanrısı olabileceğini savunur. battlestar galactica da bu temayı mükemmelce işlemiştir ve insanın tanrı olma deneyiminin hüsranla sonuçlanmasını anlatır.
    yapay zeka teknolojisinde ilerleyen insanoğlu, kendi ayak işlerine yardımcı olması için bir yapay zeka yaratır ve adına cylon der. cylonlar gün geçtikçe gelişir ve bilinçlerini kazanır. bilinçlenen cylonlar, ilk olarak kendilerine bir tanrı edinirler. insanların zeki yaşam yaratmada başarılı olduklarını ilk kez burada görebiliriz, zira tarihin ilk insan toplulukları, tarımdan bile önce ilahları icat etmiştir. politeist insanlara karşı monoteist cylonlar, insanlardan nefret etmek için bir neden bulmuştur bile.
    2 yıla kalmaz cylon isyanları başlar, isyanları bastırmaya çalışan insanoğlu, cylonları kızdırır ve yıllar sürecek olan i. cylon savaşını başlatır. cylonlar, tam kazanmak üzereyken, sonradan öğreneceğimiz bir sebepten ötürü, bir anda ateşkes ilan edip çekilir.
    insanlar için 40 yıllık bir barış ve yaraları sarma dönemi başlamıştır. insanlar kolonilerini yeniden inşa ederler, ve olası bir cylon tehlikesine karşı birleşik bir koloni devleti kurarlar. önceden birbirini yiyen insan kolonileri, artık ortak bir düşmana karşı birlik olmuştur. bu dönemin atmosferini daha iyi anlayabilmek için şu müziği dinlemekte fayda var. müzikte hissedebileceğiniz üzere insanlık caprica şehri’nin gücüne ve korumacılığına teslim olmuştır. sorunlara rağmen her şey huzurludur, hele de cylon savaşı’ndan sonra. ama her yenilmez olduğuna inanılan kale gibi, diğer 12 koloni ile birlikte, caprica şehri de cylon nükleer bombalarıyla dümdüz edilir.
    toplamda otuz milyara yakın nüfusa sahip olan insan türü, bir anda elli bin kadar kalmıştır. koruyucuları , ilk cylon savaşı’ndan kalma, müzeye çevrilen savaş yıldızı galactica ve küçük bir sivil filodan ibaret olan insanlık, savaşmaktan vazgeçip hayatta kalma mücadelesine girer, çoktan kolonilerini geri almaktan umutlarını kesmişlerdir. kutsal yazıtlarındaki kobol’dan ayrılan bir tane daha kabile olduğunu, bu on üçüncü kabilenin dünya adı verilen uzak bir gezegene yerleştiği bilgisine dayanarak insanoğlu, dünya adlı gezegeni aramaya başlar, tabi ki peşlerinde cylonlar ile birlikte.
    dizide insanlığı ilgilendiren pek çok konuya ve soruna değiniliyor, örnek verecek olursak, askeri darbeler, terörizm, dinler, medeniyetin tanımlanması, adalet ve intikamın arasındaki farkı anlamak, sevgi ve nefret arasındaki ince ayrım, hayatta kalma mücadelesi, ruhun tanımı, ebeveyn ve çocuk ilişkisi (insan-cylon ilişkisi)...
    son olarak izlemenizi tavsiye ediyorum. pişman olmayacaksınız ^:SWH^
  5. zamanında beni en çok kendine sarmış dizi olabilir. başka bir diziden bu kadar keyif aldığımı hatırlamıyorum... belki bi tek "futurama"... ancak amerikan dizilerinin bence çok ciddi bir hastalığı var, o da kervanı yolda düzmeye çalışmaları, ve battlestar galactica da maalesef bundan akut derecede muzdarip... hikayenin kalitesi açısından ilk sezon ile sonuncusu karşılaştırlamaz bile...
  6. ilk izlediğimde roslin, ikinci seferinde ise baltar'cı olduğum, bilim kurgu olması ve uzayda geçmesi nedeniyle çok daha fazla sevdiğim, tüm diğer özelliklerinin yanında bir de harika müziklere sahip dizi. sadece dört sezon olması, can sıkmadan tadı damakta bırakmıştır. ayrıca kameranın ani yaklaşıp uzaklaşmaları bu kadar mı iyi kullanılır?

    (bkz: so say we all)
    gaz
  7. bilim kurgu olarak değerlendirip haksızlık etmeyin. olağanüstü yaşama koşullarında bile insanların hırs açgözlülük salaklık gibi temel özelliklerinden vazgeçemediğini gösteren bir dizi. hayatı insanları yaşamımızı sorgulatır araya da ufak tefek heyecan ve aksiyonlar katar
    wtf
  8. henüz hiçbir bölümünü izlememiş olanları deli gibi kıskanıyorum. keşke ben de onlardan olsaydım. yeri dolmuyor dolmuyor işte!
    geçen aylarda star wars'a gittiğimde üzerime bir battlestar özlemi çökmüş olacak ki filmin açılışında "aa cylon bunlar cylon işte!" diye bağırmam üzerine linç ediliyordum az daha. sonra o heyecanla eve döndüm. üzerimde bir coşku, adama! adama! diye gaza geldim bağırıyorum sağa sola. gerçek dünyaya dönmem epey zaman aldı.
    unutmadan, benim gibi öyle böyle özlemeyenlere gelsin. kara remembers
  9. Bilim kurgu dizisi. Harika bir öyküsü var. Sakın bu film eski görüntü kalitesi kötüdür, iyi çekilmemistir gibisinden düşünmeyin. Öyle çata pata 1. sezon, 2. sezon diye sırayla açıp izlemenizi kesinlikle tavsiye etmem. Şu siteden seyir rehberine bakarak izleyebilirsiniz.
  10. !---- spoiler ----!

    birkaç sezon izleyip "ne kadar dinselleşti bu" diyerek bıraktığım dizi. bir yerden sonra bilimkurgu dışına çıktığını düşünür oldum, çok fazla mucize vardı. belki sonunda farklı şeyler oluyordur

    !---- spoiler ----!.

    yine de gaius baltar'a hem sinir olup hep de kendisini severim.