azınlıklar içinde azınlık olarak doğmuş, büyümüş bu yüzden sayısız saldırıya maruz kalmış bir güzel kadındır. hiçbirini haketmediğini düşünerek eklemeliyim ki matur, kimliği bir psikoloji olarak ele alır ve 'yaşayan dili', rüyalarının dili olduğunu söylediği türkçe'yi kendini yazar/şair/sanatçı olarak tanımlayan birçoğundan iyi bilir ve yoğurur.

şiirlerinin temel bağlamı anne-çocuk, anne-çocuk-doğa, çocuk-doğa, din, bütünleşmenin mistik ritüellerle anlatımıdır. doğada var olanı yaratılmışla özdeşleştirerek sembollere döker. matur'un şiirlerinde kadınlar bilgedir, başkaldırır ama bu tanrı'ya isyan değildir aksine başkaldırı, inancın tam olmasından ileri gelir. anneler bu yüzden kutsal ve suskundurlar.

zor bir kadındır bu, okuması, anlaması, anlatması.

''...kuşkusuz zamandan konuşacağız
bir çocuğun dereyi geçerken taşıdığı yükün
bir kız kardeş olmasından
ve küfürden
olmayan anneden
ölülerden.
doğurmayan anneden konuşacağız
inkardan.''