1. ispanyolcada eril bir kelimedir; el egoísmo
  2. tüm insanlarda yüzde yüz bulunur.

    çünkü anne, annelikten doğan sevgileri olmasa onca zorluğa katlanamaz, hatta sevgisi olmadan mantıksal bir çıkarımla "kendine bakamayan birine bakma" kararı alsa ve bundan duygusal bir menfaat gütmese bile, "mantığının gerektirdiğini yapmaktan" doğan bir gereğini yerine getirme duygusunu takip ederdi.

    ülkesi uğruna ölen biri, yine de o ülkeyi korumuş olmaktan duyacağı son anlarındaki doğruluk ve kıvançla çarpışır.

    hiçbir istenerek yapılmış iyilik, tamamen karşılıksız değildir. beni haksız çıkarmak için birine tüm malınızı bıraksanız yine ben haklı olurdum. (habersiz olduklarınız sizin açınızdan iyilik değil)

    bu yüzdendir ki, genelde bahsedilen bencil'den uzak durmayı seçsem de, bilirim ki bu uzak duruş da benim bencilliğimdendir.

    o yüzden, bencilliği yermeden önce, nesnellik ve dürüstlüğü övmeli.
  3. yazacaktım yazmadım, benzer benzemezleri düşmeye başlamış.

    bencillik çekememezliğe, kıskançlığa, hasetliğe benzer. birilerini çekemeyenler başka insanları çekememezlikle itham ederler.

    ekleme: yani benciller başkalarını bencillikle itham eder. bencillikten en çok yakınanlar en bencillerdir.

    evet bazı insanlar yadsınamayacak, göz ardı edilemeyecek kadar bencildirler. görmezden gelemezsiniz.

    bazılarıysa söz konusu teşhisi yapanların, bencilliğin tanımını yapanların anlayışlarıyla ilgilidir hatta algılarıyla.

    mesela 10 milyon insan açlıktan ve kıtlıktan ölürken bunun sorumlularının balerin kadınlarla 3 kere damıtılmış votka ve beluga havyarı yiyip içerek özel salonlarda diğer bütün insanlara izlemeyi yasakladıkları charlie chaplin filmlerini kahkahalar atarak izlemeleri ucundan kıyısından da olsa, bir toz zerresi kadarcık bile olsa ufacık bir bencillik içerir mi?

    balerin kadınlar bir varsayım ama diğerleri maddi gerçeklikler.

    eğer bu durum bencillik içeriyorsa bu sistemin suçu mu yoksa insan doğası mı böyle?

    ekleme: kimseyi ilgilendirmez ve pek önemli değil ama naçizane fikrim sistemler egemenleri tayin eder. şeffaf, denetlenebilir, fırsat eşitliğinin ve kanun önünde herkesin eşit olduğu, pozitif zırvalığı da dahil hiçbir ayrımcılığın olmadığı bir sistem en makuludur. bunun yolu da liberal demokrasidir. yurdum sınırlarında liberal deyince aklınıza gelen liberal değil ama evrensel liberalizm.
  4. bencillik insanin dogasinda vardir, eyvallah ama insan dogasinda olan pek cok baska seyi (mesela ciftlesme istegi!) bastirmak toplumsal norm iken bencillige pek de dokunulmamasinin nedeni (hele gunumuzde), icinde yasadigimiz sosyo-ekonomik duzenin beslendigi damarlardan biri olmasi degil midir?

    "insanin dogasi bu yahu" cevabi bence kacamak bir cevaptir. insanin dogasi denilen o sey cocukluktan itibaren cok saglam hatta zalim bir torna tesviye surecinden gecer. insan akilli yaratiktir ve onu hayvanlardan ayirdeden bir unsur, dogasina hukmedebilmesidir, onu degistirebilmesidir. baska bir toplumsal sistemde insanlarin bencilligini yenemeyecegi anlamina gelmez bu. ya da tersinden soyleyecek olursak, insanlarin dogasinda bencilligin olmasi, baska bir sosyo-ekonomik duzenin mumkun olmadigi anlamina gelmez. bu arguman mevcut duzenin yardakcilarinin pompaladiklari sig bir argumandir.