1. kara delikler nesnelerin ve ışığın bile kaçamadığı delikler iken, beyaz delikler bunun tam tersine işliyor. bu deliklerden nesneler fışkırıyor.

    kuasarlar ilk bulunduklarında beyaz delik sanılıyorlardı. çünkü bunlar yüksek çaplarda enerji üretiyorlardı ve kuasarlar aslında enerjilerini kara deliklerden alıyor.

    bilindiği üzere evren, büyük patlama ile oluştu. genleşen büyük bir ateş topu ve enerji singularite denilen saf atomik parçacıklara dönüştürüldü. singularite çekimin çok yoğun olduğu bir bölgedir. büyük patlamanın oluşturduğu singularite, evreni oluşturdu. buna uzay zaman ve içindeki bütün nesneler dâhildir.

    buna benzer başka bir singularite ise beyaz deliktir. bu teorik nesne einstein ‘in çekim teorisi ile örtüşmektedir. bunlar, kara deliklerin tam tersidir. singularite maddelerin fırlatıldığı yerdir. bu da bazı bilim adamlarının evrenin beyaz deliklerden oluştuğunu iddia etmesine neden oluyor.

    beyaz delik maddeleri püskürtüyor ve onları asla emmiyor. b. patlama küçük bır kuantum parçacığının genleşmesi ve maddeleri püskürtmesi idi. belki de beyaz delikler evrenin tarihi olarak görülmelidir.

    30 haziran 2001 günü yollanan nasa’nın wmap olarak bilinen wilkinson microwave anisotropy probe’u evrenin geçmiş dönemlerindeki radyasyon seviyesini ölçtü.

    bu kozmik mikrodalganın çalışmaları evrenin kısa süren ama olağanüstü büyük çapta şişme adı verilen bir patlama ile ve bunu takip eden genleşme süreci ile oluştuğunu gösterdi. bazı bilim adamları bir beyaz deliğin bu doğumun neden olabileceği üzerinde duruyor.

    wmap gibi dünyanın yörüngesinde dolasan uzay uydularından alınan bilgiler, bu teoriydi kanıtlar nitelikte

    bu multiverse oluşum, birçok galaksinin sabun köpüğü gibi kabarcıklardan oluştuğunu ve yüzer halde bulunduğunu gösteriyor.

    köpük banyosunda köpükler içinde yüzeriz bazıları söner ve bu arada birçoğu yeniden doğar. yanı bir bakımda büyük patlama hala devam ediyor. en azından kalıntıları. belkide her büyük patlama bir beyaz delikle başlıyor ve genleşerek bebek galaksiler oluşuyor.
  2. atum ışık’tır;
    sonsuza dek tükenmeyecek enerji kaynağı,
    hayat’ın ta kendisinin sonsuz dağıtıcısı.
    bir kere enerji dağıtıldıktan sonra,
    yönetilir onun kullanılması sonsuz kozmik yasalarla.
    kozmos’un varlığı
    sonsuz enerji dahilinde bulunur,
    ondan bütün hayat doğar,
    imkansızdır bu yüzden onun durması
    veya yok olması bir zaman.
    kontrol altında ve bir arada tutulur
    sonsuz yaşam-gücü’yle.
    kozmos dağıtır bu hayat’ı
    kendi içindeki her şeye.
    iki katlı bir devinimi vardır onun:
    sonsuzluktan enerji akar kozmos’a
    ve o da hayat aktarır içindeki her şeye.
    zihin ve ruh
    tezahürleridir işık ve hayat’ın.
    devinir her şey ruh’un gücüyle.
    kozmos’un bedeni,
    bütün kitleleri içinde barındıran,
    tam doymuştur ruh’a.
    ruh tamamen aydınlanır zihin’le.
    zihne baştan başa nüfuz etmiştir atum.
    ruh doldurur ve kuşatır
    kozmos’un bütün bedenini.
    o, hayat verir
    büyük ve mükemmel canlı varlığa
    kozmos dediğimiz,
    o da hayat verir
    içinde barınan bütün daha ufak canlı yaratıklara.
    kozmos bütündür
    parçaları üreten ve besleyen,
    bir ana baba gibi çocuklarına bakan.
    o, atum’dan alır iyilik payını
    ve o, bu iyiliktir
    yaratmanın hakiki gücü olan.
    kozmos suretidir atum’un
    ve atum tüm-iyilik olduğundan
    kozmos da iyi olandır.
    zaman döngüsü
    kozmos’da değişim yoktur bir anlamda,
    çünkü onun hareketleri
    değiştirilemez yasalar tarafından belirlenir.
    o yasalar ki ebedi deveranı sağlar
    başlangıcı ve sonu olmaksızın.
    tezahür eder, yok olur onun parçaları
    ve yeniden yaratılır,
    tekrar tekrar
    zamanın dalgalanan nabzında.
    zaman süreci boyunca,
    kozmos’un içindeki hayat
    düzenlenir ve korunur.
    yeniler her şeyi zaman kozmos içinde,
    sikluslu değişim süreci ile,
    ölçülür gök cisimlerinin
    tekrar gelmeleriyle ilk konumlarına
    göklerde dönüp dururlarken.
    şimdi geçmişten doğar,
    gelecek ise şu andan.
    her şey bir kılınır bu süreklilikle.
    bir döngü gibidir zaman,
    bütün noktaları öyle birleşmiştir ki
    söylenemez
    nerede başlayıp, nerede bittiği,
    çünkü her noktası hem önüne geçer,
    hem de ardından gelir birbirinin sonsuza kadar.
    yine de daha derin bir anlayış vardır.
    geçmiş ayrılıp gitmiştir ve artık yoktur.
    gelecek erişmemiştir ve daha olacaktır.
    şimdi ise sürüp gitmez,
    nasıl var olduğu söylenebilir öyleyse,
    bir an olsun yerinde duramıyorsa?
    tanrilar
    kozmos’un zihni
    kader’i düzenleyen
    yedi yöneticiyi
    yarattı ateş ve havadan
    gördüğümüz beş gezegenle
    güneş ve ay;
    onların yörüngeleri kuşatır
    duyular dünyasını.
    bu göksel güçler
    ancak düşünceyle bilinen,
    tanrı adını alırlar
    ve dünya üzerinde hüküm sürerler.
    kader tanrıçasıdır onlara hakim olan,
    her şeyi değiştiren
    doğal gelişim yasasına göre,
    yaratan sürekli
    değişmez hakikat’ten,
    hiç durmadan değişen bir dünyayı.
    göksel cisimlerin yönetimi
    atum’un elindedir
    ve maddeye akar onlardan
    önü hiç kesilmeyen bir ruh ırmağı.
    madde verimli bir ana rahmi gibidir,
    her şeye gebe kalınır içinde.
    bütün formlar şekil verir maddeye
    ve ruh enerjisi sürekli değiştirir onları
    bir halden diğerine.
    bu süreci yönlendiren atum’dur,
    her forma can aktaran
    varlık silsilesindeki statüsüyle orantılı olarak.
    yeryüzü tüm maddenin deposudur,
    o, maddeyi bahşeder ve karşılığında
    hayat alır yukarıdan.
    ra-güneş yeri ve göğü birleştirir,
    enerji göndererek yukarıdan
    ve yükselterek maddeyi aşağıdan.
    o, hayat’ı çeker kendine
    ve hayat verir kendinden
    durmaksızın ışık saçarak her şeye.

    (bkz: hermetika - hermes trismegistus)
    abi