• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.19)
beyaz zambaklar ülkesinde - grigory petrov
beyaz zambaklar ülkesinde, mustafa kemal atatürk zamanında türkçeye ilk kez çevrildi. atatürk, kitabı okuduğunda bu destansı başarıya tek kelimeyle hayran olmuştu. derhal kitabın ülkedeki okulların, özellikle askeri okulların müfredatına dahil edilmesini emretti. türk askerleri ülkelerindeki “yaşamı yenilemek” için mutlaka bu kitabı okumalıydılar. o vakitler, kitap o kadar çok ilgi gördü ki, kuran-ı kerim'den sonra en çok okunan kitap haline geldi.bu kitap tüm yoksulluğa, imkansızlıklara ve elverişsiz doğa koşullarına rağmen, bir avuç aydının önderliğinde; askerlerden din adamlarına, profesörlerden öğretmenlere, doktorlardan işadamlarına kadar, her meslekten insanın omuz omuza bir dayanışma sergileyerek, finlandiya'yı, ülkelerini geri kalmışlıktan kurtarmak için nasıl büyük bir mücadele verdiklerini, tüm insanlığa örnek olacak biçimde gözler önüne sermektedir. (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. yayın tarihi 1923 olan kitap 1800'lü yılların sonunda rus sömürgesi olan, coğrafi koşulları elverişsiz ve halkı cehalet/sefalet ekseninde yaşayan finlandiya'nın, toplumun her kesiminden bireyin omuz omuza vererek nasıl kalkındığı anlatmaktadır. 1930'larda yeni alfabe ile türkçe'ye çevrilen kitap türk aydın kesiminden büyük ilgi görmüş, içerdiği fikirlerin eğitim ve kalkınma planlarında yer alması gerektiği vurgulanmıştır. ayrıca atatürk tarafından kitabın askeri okullarda okutulması ve öğrencilere tavsiye edilmesi istendiği rivayet edilmektedir. ancak kitabın ülkemiz üzerinde önemli bir etkisinin bulunmadığını düşünmekteyim. çünkü kitapta vurgulanan aydın sorumluluğu, birlik/beraberlik, toplumsal kalkınma vb. unsurlar 1940'lardan sonra ülkemiz coğrafyasında önemsenen kavramlar olmamıştır.

    hülasa bazı dinamikler harekete geçtiğinde toplumun/ülkenin ne duruma gelebileceğinin keşfedilmesi açısından kitabın dikkatle okunması/tavsiye edilmesi kanaatindeyim.
  2. atatürk'ün şiddetle tavsiye ettiği ama bizde o değeri bulmayan kitap. yeni kurulan bir ülkenin nasıl adım adım refaha yürüdüğünün belgeli kanıtı. üstelik bunu da oldukça olumsuz koşullarda başarıyorlar. bizde ilgi görmemiştir, görse de uygulamaya dökülememiştir. özellikle de inönü döneminden sonra halka uzaklaşan aydın kesim(ki bu aydınların kafa olarak tanzimat kafasıyla örtüştüğünü söylemek de zor değil) için bu kitapta yer alan aydın çabasına ulaşmak maalesef ki imkansızdır. halktan sürekli kopan aydın ile köy köy gezen, bataklıklardan nilüfer yetiştiren aydın arasındaki uçurumu bu kitapta gördüm. evet beyaz zambaklar ülkesinde bataklıklarda nilüfer yetiştirilmiş. bizde mi? arkanızı dönüp son 70 yıla bir bakın. fazla söze gerek yok.
    ae
  3. neredeyse 100 sene evvel yazılmış olan bu kitaptan kendimize ait birçok şey buluyoruz.hayalimizdeki ileri düzen ütopyası ile karşılaşıyoruz. kendi ülkemizde bir korku ütopyası mevcut olduğundan, insan o güzel günleri göremeyeceği için üzüntü duyuyor.
    her genç bireyin bilinçli bir şekilde bu kitabı okumasını isterdim.bu da benim ütopyam!
  4. harp okulu mezunu tüm subayların okuduğu kitap
  5. ataturk zamaninda okullarda okutulmasini istemis ancak su anda da ogrenciler tarafindan okunmasi gereken bir kitap. dili oldukca sade, hizli okunabiliyor.

    finlandiya'nin nasil duzluge ciktigi konusunda snelman ön plana ciksa da bunun aslinda topyekun bir halk hareketi oldugu anlasiliyor. halk bitap durumdayken egitilmis ve her bir aydin bu ugurda mucadele vermis. aydin olmanin cok okumak, guzel giyinmek, iyi ickiler icmek anlamina gelmedigi yaziyor kitapta, ne kadar dogru bir tespit... bizim kurtulusumuzla kiyasladigimizda tam kurtulamadigimiz anlasiliyor. bizim halkimiz egitilemedi malesef. ulkenin batisiyla dogusu, koylusuyle sehirlisi, okumusuyla cahili arasinda daglar kadar fark var hala. bu ulkenin yeni ve gercek bir kurtulusa ihtiyaci var.
  6. bilmem şu ülkenin nufüsu az küçük ülke ve bizim nüfusumuz fazla..onlar gibi eğitim vermek çok zor safsatasını düşünenlere verilebilecek en güzel cevapları barındıran,eğitimin sadece öğretmenle değil de tüm toplumla gerçekleşebileceğini somut olarak gözler önüne seren bir kitap...toplumumuz için kaynak olabilecek kitaplardan bir tanesi...
    yildo
  7. bence okullarda kitapta geçen konuların daha detaylı anlatımını içeren bir ders olmalı.
  8. okuduktan sonra iyice umudumu kaybettim. zira bu memlekette yaşamı inşaa etmek diyince xoğlundan başka birşey akıllara gelmiyor. bildiğimiz anlamda "ahlak" (moral) sahibi din adamı diyince bir gülme alıyor nedensiz. etrafına ışık olmak isteyenler ise zamanın kankaları tarafından kanserli halinde evi aranıyor. akut'un verdiği onca emeğe rağmen elinden binası alınıyor. işin kötü tarafı sesini en çok çıkarması gerekenler bu işe çanak tutuyor. köylüler dediğimizde ise onca saçma tarım politikalarına rağmen reyizcilikte başı çekiyor. iyimser olmak isterdim ancak olamıyorum. kötü ruh hepimizi esir alıyor. aşk dediğimiz şehvete dönüşüyor. işler hallolunca bir an önce siktirip gitmek amaç. umarım geç kalmam ya da kaybettiğim umut ve aydınlık birilerinde vardır ve bu rüyayı ikinci defa birileri gerçekleştirir..