1. Odtü öğretim üyesi bilge demirköz'ün ağzından duyduğumuz yanılgı. Zaten insan vücudunu en iyi bilen derece yapan tıpçıların çoğunluğu da reddetmiyor. Sadece az buçuk bilimden kesitler öğrenmiş biyologlar ve atanamamış fizikçiler olmadığı konusunda ısrarcı.

    Basit bir örnek olarak :
    doğa bilimleri bardağından içilen ilk yudum insanı ateist yapar.ama bardağın dibinde yaratıcı sizi beklemektedir
    werner heisenberg (nobel ödüllü belirsizlik kuramının babası ) fransic bacon'un da benzer bir sözü var.
  2. "tanrı yanılgısı" bilim insanlarinin calismalari, okumalar, düşünce yetisi ile çözülebilen, yahut çözülemeyen (bkz: agnostisizm) bir durumdur. kimileri ise bu durumu varligi kanitlanmaya calisilan, tanrının din kitaplari araciligiyla cozmekte, "...." icindeki yoklugu aramaktadir. tıpçıların bir tanrısının olup olmaması, kişinin kendisi ile alakalı olup; bunun üzerinden tanrısını yorumlamaya kalkan kişi için durum büyük 'hüsran' olacaktır.
  3. bilim insanlarının tanrıyla pek bir alıp veremedikleri yoktur tabi ama icraatları her geçen saniye doğru tercihte olduğuma biraz daha inandırıyor.
  4. bilimci demeyelim de bilim insanlarının tanrı'ya karşı olduğu gibi bir durumdan zaten söz edilemez. bunu birinin beyan etmesine dahi gerek yok esasen. bilim insanlarının savunduğu ve bunun böyle yanılgılara yol açtığı şey bilim ile dinin hiçbir zaman uyuşamayacağı oluşudur.

    bilim din ile ilgilenmez, din ve tanrı yapısı gereği soyuttur. bilim insanları da kendi meşgâlelerine tanrı'yı sokmaz bu yüzden. bilim; nitel veya nicel olanla ilgilenir, bilimde sonuç nettir. bir deneyi yaparken karşılaşacağınız sonucun hep aynı çıkması beklenir.

    bundandır ki ne bilimi tanrı ile açıklayabilirsiniz ne de tanrı'yı bilimsel açıdan açıklayabilirsiniz. ayrıca bilim insanlarının inançları da genellenemez, ha ekseriyetle inançsız olabilirler ama bunu bütünleştirmek yanlıştır. inanç bireyseldir.
  5. ben bunu hristiyan bir bilim adamının ağzından dinlemiştim:

    "bizim yaptığımız işler tanrının varlığını ne kanıtlar ne de reddeder. biz burada iş yaparken sonu benim dinime nasıl dokunur diye düşünmemeliyiz. bir hristiyan olarak, şunu söyleyebilirim ki bilim yaparken tanrıyı görmezden gelmek zorundasınız. zaten bu işi yapmak isteyen herkes ne demek istediğimi anlamıştır."
  6. din ve inanç meselesi bence çoğunlukla bireysel değil kültürel olgulardır. mesela sizin bizim aramızdan pek çok ateist çıkıyor. okumuş etmiş insanlarız. ama düşünün, mahallenizdeki esnaf arasından ateist çıkma olasılığı nedir? bence sıfıra yakındır. bunu zeka ölçüsü olarak söylemiyorum kesinlikle. bilakis pratik zekalı kişilere büyük saygı duyarım. buradaki husus şu; bereket meselesi, cuma namazı, ramazan orucu, kurban bayramı, hayır duaları ve diğer bilimum muhabbetler esnaflık kültürünün bir parçasıdır. eğer bu kültürü benimsemiyorsan zaten esnaf olarak barınman zordur. bazı esnaflar aslında ateist ama takiye yapıyorlar demiyorum. esnaflık çoğunlukla aileden gelen bir iştir ve burada kültürel bir süreklilik söz konusudur. yani esnaflığa adım atmadan önce kazanman gereken bir sınav yok. böyle bir kültürün içinde büyümüş ve yaşayan insan tanrı'nın varlığını sorgulama gereği dahi duymaz. niye sorgulasın ki? işler yolunda muhabbet tıkırında giderken insanın böyle bir sorgulama içine girmesinin hiçbir nedeni yok. tekrar etme gereği duyuyorum, bu daha düşük bir zeka belirtisi değildir kesinlikle. öyle olsa, bundan 300 sene önce geleneksel toplum içinde yaşayan ve tanrıya inanan nice dahiyi de sepetlemek lazım.

    günümüzdeki koşullarda ise benim gözlemim şu: eğer aileniz veya içinde yetiştiğiniz toplum tanrı'ya inanıyor ve bu inanç kültürel olarak ailenin/toplumun yaşamında belirli bir yere sahipse, ve ilaveten siz, aile/toplum ile sıkı ilişkiler kurma ve sürdürme eğiliminde sosyal bir kişiliğe sahipseniz tanrı'nın varlığını pek sorgulamazsınız. yok daha bireysel ve içine kapanık birisiyseniz ve şirkete para kazandırdığınız, insanlarla iyi geçindiğiniz sürece ne olduğunuzu kimsenin önemsemediği kapitalist ekonominin daha izole bir hücresinde çalışıyorsanız tanrı'yı sorgularsınız, ateist olma ihtimaliniz artar.

    bilim adamları eklemesi: konuyu başlığa bağlamayı unuttum. bilim insanları için de aynı durum geçerli olmalı. geleneksel bir ailesi varsa ve ailesi ile mutlu ve sıkı bir ilişkisi mevcutsa, belki kitabi dinlere inanmaz ama kendince bir tanrı tanımı olma ihtimali yüksektir.
  7. bu bence bir yanılgı değildir. kendini bu şekilde ifade eden çok "bilim insanı" kişinin genelde "din"e karşı bir önyargısı söz konusu oluyor, belki de islam dinine karşı. yahut benim çevremde gördüğüm örnekler böyle desem yeri.