1. insan unsurunu aradan çıkarırsak, kesinlikle çatışma içinde olan iki kavramdır diyebiliriz. çünkü "bilimin dini reddetmesi" durumu çatışmayı daha fazla şiddetlendirmektedir.
    tabi insan unsurunu bu durumun içine katarsak, daha doğrusu bu iki unsuru insan kavramının içinde değerlendirirsek olay farklı bir boyut kazanacaktır.
    insan dediğimiz canlı bu iki unsuru da hiçbir çatışma ortamına yer vermeksizin kendi içinde barındırabilir. bu biraz çelişkili gözükebilir ancak, insan zaten tutarlı bir varlık değildir. tam anlamıyla tutarsız bir varlıktır.
    şöyle ki hem dine inanabilir ve aynı anda bilimi gerçekleştirebilir. tabi bu yapabilen içindir. inancını yaptığı bilime karıştırmadığı sürece mümkün olabilen, örneklerine de, tam tersine de, şahit olduğum durumdur. şöyle ki inancını bilime karıştırıp ortaya ne bilim ne de inanç olan ne mantıklı ne mantıksız şeyler çıkarıp kafayı sıyıranlar da gördüm. tam tersine ikisini birbirinden ayrı tutup ancak ikisini de bir arada bulundurabilen "filozof" diyebileceğim türden insanlarda.( bu laf biraz uçuk gözükebilir, yargılanmaya müsaade etmek istemediğimden isteyenlerle özel olarak konuşabilirim).

    bu biraz mantık içinde mantıksızlık barındırmak gibi gözükse de öyle değildir. bu daha çok insanın tutarlı kısmını tutarsız kısmında ayırması ancak iki şeyi de kendinde bulundurabilmesi durumudur(bu da insanı tutarsız yapar).

    eğer örnek vermek gerekirse. bilim adamı bir insan aynı anda inançlı bir insanda olabilir. kişi hıristiyan ise (ki hıristiyanlar bunu tam anlamıyla başarırken, müslümanlar beceriksiz kalabiliyor bu durumda) taşıdığı incili labaratuarına girerken kapıda bırakır ve bilimini icra edip çıktıktan sonra incilini geri alır ve taşır.(burada ki gerçek anlamdan ayrı olan düşünceyi görmenizi dilerim)