1. bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,
    bir yanlışı düzeltircesine açmış;
    gelmiş ta ağzımın kenarında
    konuşur durur.

    bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda,
    güverteleri uçtan uca orman;
    aldım çiçeğimi şurama bastım,
    bastım ki yalnızlığımmış.

    bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni
    keşke yalnız bunun için sevseydim seni.