• youreads puanı (9.33)


  1. bir kıza söylenebilecek en güzel sözleri bünyesinde barındıran şarkı... ezgi muhteşem, enstrümantal harika, dilek türkan'ın sesi, nağmeleri doyumsuz... hasret ve aşk dolu...

    sözleri:

    bir özlem var içimde uzaklara doğru
    engin denizlere, sana ve aşkımıza...
    sisli bir maziden uzakta, yalnızca sana yakın,
    gönlümün dalgalarında sevgin kalsın...
    bitmeyen rüyalarımda hep sen varsın...

    ***

    lise sondayız... dershanece sömestrda antalya/alanya kampına gittik. denize nazır bir otelde ders çalışıyor ve günde 4-5 ygs denemesi çözerek yol alıyoruz. canavar gibiyiz. hele bizim bir ekip var ki 5 kişilik... üçümüz hukuk, diğer ikimiz de güzel yerlerde siyaset bilimi okuyor şu an. dedim ya canavarız ama sadece ders konusunda değil, her alanda :)

    ekibimizde bir arkadaşımız var, udî. udu yemiş tekrar tek parça halinde çıkarmış... o derece. diğer bir arkadaş ise darbukayı öyle bir çalıyor ki, kapı gıcırtısına oynayan şoparlar gibi içim içime sığmıyor onun parmakları darbukayla buluşunca... adeta sevişiyor darbukayla,,, ve üstüne tüm otel sigara yakıyoruz :)

    diğer 2 arkadaşın ve benim enstrümantal bi' yeteneğimiz yok ancak bende müthiş bir müzik kulağı ve türk halk ve klasik müziği repertuvarı mevcut. bir kez dinlediğim şarkıyı, duyduğum nağmeyi hemen dile döküp okuyabiliyorum. işte biz bu ekiple o dershane kampında, alanya'da ocak ayında alman turistlerden ne eurolar kazandık bilir misiniz dostlar? sarhoş kafayla almanlara udlu darbukalı ilahi okuduk, zikir çektik ve 128 euro topladık benim ecevit kasketime :)

    işte o günlerde, oteldeki odamızda bizim ekiple prova yaparken havuz başı konserimiz evvelinde, udî arkadaş bu şarkıyı okudu, ilk kez dinledim... şarkıya öldüm bittim bittim ben (arada içime ismail yeka kaçtığı doğrudur :d) üst üste birkaç kez söylettim şarkıyı ve artık o şarkı bende idi... her tınısını, her notasını aklıma yazmıştım ve birkaç prova sonrasında bana göre kusursuz, arkadaşlara göre ise sarhoş eğlendirebilecek düzeyde söylemeye başladım şarkıyı... ama güzel söyledim... o havuz başında o zamanlar aşık olduğum kızın gözlerine baka baka, sonrasında elimde bir şişe şarapla kumsalda, yakamoz eşliğinde yarı karanlık sulara, tek başıma... güzel söyledim... "engin denizlere..."

    şimdi dönüp bakıyorum da geçmişe... (bak burda hayatın sillesini yemiş, ununu elemiş, eleğini asmış dayılar gibi bir moda giriyorum, hazırlıklı olun :d) sanki o zamanlar, o hatırası bile çok güzel olan o zamanlar,,, dertlerimiz bile daha bir tatlıymış sanki... yahut omuzlarımızdaki o yük, hayatın yükü daha mı azmış? bilemedim şimdi... o zamanlar yaptığım her şeyden daha fazla zevk alıyormuşum, şimdi düşündüm de... içtiğim alkolün de, çalıştığım dersin de, yaptığım sohbetin de, ettiğim kavganın da, arkadaşlıkların da... sanki o günler daha masumduk, daha samimiydik ve hayat sanki daha naifti... geçmiş zaman edebiyatı yapmaktan ziyade,,, bilmiyorum yaa... geçmiş zaman edebiyatı deyin veya... özlüyorum bazen eski güzel hatıraları... belki de geçtiği için, bir daha o günler gelmeyeceği için böyle hissediyorum bilmiyorum... o arkadaşlarımı, o aile gibi olduğumuz dershane hocalarımı, bir zamanlar uğruna onlarca şiir yazdığım lise aşkımı yıllardır görmüyorum/görüşmüyoruz... hayat hepimizi farklı farklı şehirlere, farklı yollara savurdu ve o güzel hatıralarla dolu günlerimizi ise, bir takvimin yaprakları misali sağa sola dağıttı. belki de o sahilden yaprak yaprak denize bıraktı...

    ***

    ayrıca şarkı, osmanlı'nın son dönemlerini ve milli mücadelenin başlangıç aşamasını anlatan son osmanlı yandım ali adlı 2007 yapımı sinema filminde ali'nin, sevgilisi defne'nin evini gizliden gizliye izlerken mırıldandığı yerde geçmektedir.

    "bitmeyen rüyalarımda hep sen varsın..."
  2. bir özlem var içimde
    uzaklara doğru, engin denizlere,
    sana ve aşkımıza.

    sisli bir maziden uzakta yalnızca sana yakın.
    gönlümün dalgalarında sevgim kalsın.
    bitmeyen rüyalarımda hep sen varsın.