1. özlemek geniş zamanlarda oluyor da özleyememek var bir de. o da bir şehri terk etmeden önceki son 2 3 gün.
    ne kalmak istiyorsun ne de özlediğine gitmek.
    sanki havaya asmışlar da seni bir daha ne bulunduğun şehre,ne gideceğine ne de yeryüzündeki herhangi bir şehre bırakacaklar gibi.
    ve sen de yeryüzündeki hiçbir şehirde onu özleyecek kadar yaşamamışsın gibi, arada derede olmanın huzursuzluğuyla uyur uyanırsın birkaç gün.
    keşke özleyebilsen
  2. nerede değilsem orayı özlüyorum ve bölündüğüm o kadar şehir var ki hangi birini özleyeceğimi şaşırıyorum bazen.
  3. şehri değil de o şehirdeki zamanımı özlüyorum. yoksa içindekiler anılar olmasa ne işe yarar şehir
    wtf
  4. nereye gitsem bi önceki yerimi özlüyorum. her şeyi, gitmediğim yerlerdeki kendimi bile özlüyorum böyle garip huylarım vardır
  5. her kaldırımında bıraktığın anılar aklına gelir, burnunun direği sızlar da anlarsın bir şehri özlemenin ne olduğunu..
  6. gitmekte kolay değil kalmakta ,o şehir bir aşkı hatırlatır içine soğuk soğuk işler özlemek hiç bu kadar acıtmaz insanın canını ,her köşe başında benzerlikler arar durursun ama bulamazsın ..

    kalan içinse durum tıpkı böyle olmalı .
    sen kaybolup yiten
    sen bu şehri terkeden
    gittin artık mutlu oldun mu
    bilsem ki oysa ben kendimle kaldım bak
    belit
  7. (bkz: hong kong)

    ilk sevgilimi bu şehirde bırakmak zorunda kaldım. bu sebeple kalbim hala oralarda bir yerlerde...
  8. çekilmez bir duygudur. damarlarımdaki her kan ankara diye tutturur.

    çocukluğumla alakalıdır temelde. bir insanın en güzel ve dertsiz zamanları yani. o körüklü otobüslerin kokusu hala burnumdadır ve midemi bulandırmaktadır. sabahın köründe hastaneye giderken iliklerime işleyen soğuk da hala içimde bir yerlerdedir. bunlar beni üzmez. tanıdık hislerdir ve özlem açığa çıkarır. çünkü o zamanların en büyük dertleri bunlardır.

    ha şimdi sevilmez mi? konur'da oturup biramı yudumlarken balkondan aşağıda akan sokağı izlemek gibi bir aktivite varken nasıl sevilmez? ego'ya binip dolaşırken nasıl sevilmez? milli kütüphane nasıl sevilmez? vardır kötü yanları illa. (bkz: melih gökçek) ama bu kötülükleriyle de sevildiği için özlenir.

    yine burnumda tüttü o yazın egzoz, kışın kalorifer dumanı kokan havası. ne zaman görsem yol tabelalarında ankara ismini, kırasım gelir o yöne. biz de böyle özlüyoruz.

    edit: şimdi fark ettim, 100. yorumum ankara için olmuş. nasıl seviyorum belli değil he.
  9. hiç yaşayamadığım istanbul'u özlüyorum.
    bir gün kavuşursam kıyasını yaparım
    özlemek mi daha güzel
    yaşamak mı? ...
  10. seni çok özlüyorum ordu