1. biralar temelde iki ana kategoriye ayrılır: alt fermantasyon biraları ve üst fermantasyon biraları. adından anlaşılacağı üzere birinde kullanılan maya sıvının alt kısmında mayalanırken diğerinde üst kısmında mayalanır. alt fermantasyon ile genelde lager tipi biralar, üst fermantasyon ile genelde ale tipi biralar üretilir. bira 1800'lerin ortasına kadar genellikle üst fermantasyon tekniğiyle üretildi. bu proseste kullanılan maya ekmek mayası ile aynıdır (bkz: saccharomyces cerevisiae) ve mayalanma süreci nispeten sıcak ortamda gerçekleşir (24 dereceye kadar). alt fermantasyonla üretilen lager tipi biralar ise soğuk fermante oldukları için (10 derece civarı) olanakların arttığı 1800'lerin ikinci yarısından itibaren büyük ölçekte üretilmeye başlanmıştır ve o zamanlar üretilen ale tipi biralara nazaran daha dengeli oldukları için hızla popülerlik kazanmıştır. kullanılan maya louis pasteur'e ithafen isimlendirilmiştir (bkz: saccharomyces pastorianus) .

    üretim sürecine ilişkin pek çok parametre ortaya çıkacak nihai ürün biranın karakteristiğinin üzerinde rol oynar: kullanılan maltın çeşidi, kullanılan şerbetçi otu veya otlarının çeşitleri, maltın ne kadar kavrulmuş olduğu, şerbetçi otlarının ne kadar kuru veya yaş olduğu, mayalanmanın hangi sıcaklıkta gerçekleştiği, ne kadar malt kullanıldığı, şerbetçi otunun mayaya ne zaman ilave edildiği, biranın mayada ne kadar bırakıldığı, ne kadar ve hangi sıcaklıkta dinlendirildiği...

    biraların isimlendirilmesinde ve sınıflandırılmasında ise yine pek çok kriter öne çıkartılır: biranın görünüşü, saydamlığı, aroması, yumuşaklığı veya acılığı, damak dolgunluğu, alkol oranı ve mayalanmadan önceki sıvının (bkz: wort) alkol oranını gösteren gravity.

    bugün bira kültürü, belki şarap kadar olmasa da gastronominin ilgi alanındır. bal kabağı birasından zencefilli biraya kadar belki yüzden fazla değişik kategoriye konulabilecek bira üretilir. özellikle son yıllarda micro brewery veya craft brewery denilen küçük çapta bira üretim atölyelerinin mantar gibi çoğalmasıyla daha önce belirli bölgelere özgü üretilen veya deneysel tipte pek çok bira çeşidi daha ulaşılabilir olmuştur.

    ülkemizde craft bira üretimi işine koyulan ilk girişimci bildiğim kadarıyla muğla civarında başlayan gara guzu isimli atölyedir. belki 70'lerden önce alkollü içki üretiminin çok denetlenmediği yıllarda başka üreticiler de olmuştur (bomonti gibi) ancak bu tarihi çok bilmiyorum. gara guzu hiç de fena fena olmayan blonde ale ve amber ale yorumlarıyla üretime başlamıştı ve nispeten ucuz idi. popülerlikleri arttıkça çeşidi de arttırdılar ancak ne yazık ki fiyatlar da pahalandı. şu anda ufak bir biraya küçük bir servet ödemeniz gerekiyor. sanıyorum bir kaç ay önce efes de bu işe el attı, efes brewmaster series başlığında üç çeşit bira çıkarttı. gara guzu'ya nazaran fiyat bakımından daha uygun olsa da tat bakımından bekleneni verememiş görünüyor.

    bazı bira çeşitlerini listeleyecek olursak:

    (bkz: lager)
    (bkz: pale lager)
    (bkz: pilsner)
    (bkz: märzen)
    (bkz: dunkel) veya (bkz: kara lager)
    (bkz: bock)
    (bkz: doppelbock)

    (bkz: ale)
    (bkz: india pale ale) veya (bkz: ipa)
    (bkz: american pale ale) veya (bkz: apa)
    (bkz: amber ale)
    (bkz: summer ale)
    (bkz: blonde ale)
    (bkz: double ipa)
    (bkz: red ipa)
    (bkz: american red ipa)
    (bkz: bitter ale)
    (bkz: single hop ale)
    (bkz: stout)
    (bkz: imperial stout)
    (bkz: porter)
    (bkz: saison)
  2. şarapta bilgelik, birada özgürlük, suda ise sadece bakteri vardır.

    (bkz: benjamin franklin)
  3. bira candır, canlıdır… canlı biranın tadına doyum olmaz. fabrikalarda üretilip, pastörize edilmiş bira ile evde yapılmış taze ve canlı bira arasında; anne yemeği ile teneke kutuda satışa çıkmış konserve arasında ki fark kadar lezzet farkı vardır.
    satıcı değil, içiciyim diyenler için yıllık üretiminiz, ülkemizde 350 litre ile sınırlandırılmıştır. evde yaptığınız biranın aroması ve acılığını keyfinize göre ayarlama lüksünüzden bahsetmiyorum bile…

    yahu! ‘’-ben evde muhallebi bile yapamıyorum’’ diyorsanız, fabrikadan pastörize edilmemiş bira alabilirsiniz ya da yurt dışından getirilip piyasaya sürülen hazır bira kitlerini kullanarak kendi biranızı yapabilirsiniz.

    gelelim biranın manifestosuna;
    bira 5 derece civarında içilir. 5 derecenin altına indiğinizde içinde ki hoş aromaları kaybedersiniz.
    her bira kendi bardağında içilir. özellikle taze bira altı dar, ağzı geniş bardaklarda tüketilmelidir ki maya, içerken alta çöksün.
    birayı katletmek istemiyorsanız; bardağa koyarken köpüksüz olması için çaba sarfetmeyin. bardağın yarısını köpüksüz koyun sonra şişe ile bardak arasını açarak ve bardağı dik duruma getirerek, geri kalan birayı köpürterek koyun ki karbondioksit açığa çıksın.
    ülkemizde çoğu barda, şişe ile gelen bira, önünüzde açılarak, bardaksız servis edilmektedir. bu yeni moda ilk yudumlarınızda bol bol karbondioksit içmenizi sağlar.
    bira mezesi, tercihe bağlı olarak, deniz mahsullerinden, soslu leblebiye kadar geniş bir yelpazeye sahiptir ancak kesinlikle şekerli birşeyler tüketilmemeli. şişelenmiş biranın köpürmesini sağlayan karbondioksit, mayalanmış bira şerbetinin şişe kapatılmadan önce içine konan şeker ile sağlanır. siz bira ile şeker tüketirseniz midenizde oluşan gaz, emin olun çıkmak için her yolu dener.
  4. "sutten faydalidir" iddiasini ortaya atan peta son donemde cok mail atiyordu bana. calistigim universitede etkinler ama reklam kampanyalari bilimsellikten uzak cogu zaman. ortaya bir iddia atip kaynak vermemek huylari. arastirmalar gostermistir ki diyip hangi arastirma oldugunu soylemezsen turk siyasetcisinden ne farkin kalir.

    her yiyecek icecek faydalidir ama dozunu iyi ayarlamak gerekir. sutun bile fazlasi disleri curutur cocukluk doneminde. bira iceceksen agzinla icip, bir iki bardakta birakacaksan faydasi elbette vardir abartmamak lazim. inekler zarar goruyor diye sute laf atan organizasyon olunca yakinda arpalarinda cani yok mu bira yapilmasin diyen vegan organizasyonda peydahlanir.
  5. mazisi tüm tek tanrılı dinlerden çok daha eskiye dayanan tarihi içecek.

    tam tarihi bilinmese de ilk olarak sümerler zamanında bulunduğu düşünülüyor. hatta sümer mitolojisinde bira tanrıçası mevcut. ayrıca bu dönemde bira zaman zaman para yerine geçiyormuş ve işçiler ödemelerini bira olarak alabiliyormuş. hititliler döneminde ise temel besin kaynaklarından birisi olarak kullanılmış. ayrıca bira 3500 yıl önce mısırlı hekimler tarafından hastalıklar için ilaç olarak verilmiş.

    böyle tarihi çok derinlere uzanan bir içeceğin günümüzde ucuz yoldan kafa bulmak isteyenlerle özdeşleşmiş olması ise üzücü. ancak ülkemizde yavaş yavaş bir bira kültürü oluşmaya başladı. pahalı da olsa bazı barlarda bir çok ülkeden gelen ithal biraları bulabiliyorsunuz. ayrıca internette kendi birasını yapmaya başlayanlar da mevcut. bu kişiler bazı forumlarda ve facebook gruplarında bilgi paylaşımında bulunuyorlar. bira yapımı için gerekli malzemeleri de ithal edip satan yerler açıldı. umarım bu gelişmeler ışığında bira ülkemizde hak ettiği değeri görebilir.

    ek bilgi: dünyada onlarca ülkede yüzlerce çeşidi olan bir içecek için en iyi bira şudur sözü çok iddialı bir laftır. her zevke hitap edebilecek bira ayrıdır. birada en iyisini belirlemekten öte her zaman farklı bir türünü içerek keyiften keyife atlamanızı tavsiye ederim.
  6. çocuk hikayesi gibi dursa da aslında yetişkinlere yönelik olarak tom robbins tarafından kaleme alınan b, bira - tom robbins kitabından, tarihçesinden yapılışına hakkında çoğu şeyi öğrenebilirsiniz.
  7. "bazen iyi gitse de hamallıktır" klisesine uyuz oluyorum..

    2 tane 500 ml lik bira iciyorsun..vücuduna 1 litre sivi giriyor..ee bir zahmet tuvalete gidiver..

    sanki su icip isemiyorlar..bira isettirince hamallik diyolar..

    nasil iyi savundum mu seni bira kardes??
  8. son bilgileri güncelleyelim

    market fiyatları: 50'lik tuborg veya efesler: 6.75 ile 7.5 tl arasında
    bar fiyatları 50'lik fıçılar 13-15 tl orta düzey bar'lar,
    çeşme'ye bodrum'a kaydıkça bira'lar 33'lüğe evrilirken fiyatları da 25-30 tl gibi gidiyor. hatırı sayılır vergi verdiğimiz için oldukça huzurlu bireyleriz.
    mayıs:2017
  9. icimi keyifli ve lezzetli, genellikle alkol orani dusuk olan bir alkollu icki. ulkemizde 1974 yilina kadar alkollu icecek statusunde degerlendirilmediginden dolayi o tarihe kadar hemen hemen her yerde satisi mumkun olan ancak bu tarihten sonra alkollu icecek kapsamina alinarak yalnizca alkollu icki satis ruhsati olan isletmelerin satisini gerceklestirmesi mumkun hale gelmistir.