birhan keskin

Kimdir?

birhan keskin, (d.1963 kırklareli) türk şair, yazar. 1986 yılında istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi sosyoloji bölümü'nü bitirdi. ilk şiirini 1984 yılında yayımladı. 1995-98 yılları arasında arkadaşlarıyla birlikte göçebe dergisini çıkardı. çeşitli yayın kuruluşlarında editör olarak çalıştı. 1991 ile 2002 arasında beş şiir kitabı yayımladı:

delilirikler (iskenderiye kütüphanesi yayınları, 1991)
bakarsın üzgün dönerim (era yayıncılık, 1994)
cinayet kışı + iki mektup (göçebe şiir kitapları, 1996)
yirmi lak tablet + yolcunun siyah bavulu (yky, 1999)
yeryüzü halleri (yky, 2002).
bu ilk beş kitap "kim bağışlayacak beni" adıyla (2005) metis yayınları tarafından tek ciltte toplanmıştır. altıncı kitabı "ba" da bu kitapla eş zamanlı olarak yayınlanmış ve altın portakal şiir ödülünü almıştır. şairin y'ol adlı kitabı 2006'da, son olarak "soğuk kazı" isimli kitabı 2010 yılının nisan ayında yine metis tarafından yayınlandı.
wikipediadan alintidir.


  1. nar siirinin sairi.
    çiçeklerin eksilen suyuna su,
    yazın yanına hatırayı ekledik,
    çekirge sesleri ve
    öğle güneşi altında narın
    olgunlaşmasını bekledik.

    bekledik, başka başka odalarda
    çektiğimiz ağrı dinsin,
    bir çocukluk düşü gibi
    ince bir sızıya dönsün diye
    yaza sedeften bir anlam ekledik

    biliyorsun,
    bir başdönmesi gibi sürüyor hayat,
    yazların yanına yazlar ekleniyor,
    zaman uzun bir sıcağa dönüyor burada,
    ağırlığına duygunun, taşınamazlığına
    ve yazlar hatıraya...

    sığındığımız konuşmalar kesecek mi ağrıyı?
    ağacın güzelliğindeki mânâ sönmeyecek,
    köklerinde sürecek mi aşk?
    ah benim hayal kardeşim,
    bizim bu aşktan alacağımız var,
    dinsin ayrı odalarda çektiğimiz ağrı,
    yaz geçip gitsin ve olgunlaşsın nar.
  2. ab-ject ne imiş bana benim kelimelerimle anlatan kadın, kristeva kim olurmuş? bedeni yazar bide, kadının bedenini, kadın olmayı-amamayı.

    kapı

    geç benden, ben dururum, ben beklerim, geç benden,
    ama nereye geçersin benden ben bilemem.

    dediler ki, olgun bir meyve var sabır perdesinin ardında,
    dünya sana sabrı öğretecek, olgun meyvenin tadını da.

    dediler ki, şu ağaçlar gibi bekledin, şu ağaçlar gibi hayal,
    şu ağaçlar gibi kederli.

    açıldım, kapandım, açıldım, kapandım, gördüm
    gelenler kadar gidenleri de,
    hani sabrın sonu, hani gamlı eşek, pervasız nar nerde,
    hani bahçe?

    biri gelse.. biri görse.. biri gelmişti.. açmıştı.. durmuştu..
    duruyor hala bende.

    kaç zamandır çınlıyor içimde bu boşluk, kim
    kıydı, bahçenin şen duluydu, karşımda duran dut?
    en çok onunla bakıştımdı, bir kere olsun dilegelsindi,
    çok istedimdi.

    bana kalsa susardım daha, ama dilimdeki paslı kilit çözülür belki,
    sapaya kaçmış cümlem uğuldar, içimin kurtları kıpırdar diye
    gıcırdandım takatsız.

    gördüm hepsini, gördüm hepsini, sabrın sonunu!
    biri gelse, biri görse, şimdi,
    rüzgar sallıyor beni...
  3. 26 şubat 2016 tarihinde bizi "fakir kene" ile eşsiz dünyasına yeniden buyur eden kadın...
    ve şöyle akar bize;
    "sana buraya bazı şeyler koyuyorum. yol boyunca aklında olsun. lazım
    olursa açar okursun. olmazsa da olsun, bir zararı yok burada dursun.
    şuraya bir cümle koydum. bırak, acımızı birileri duysun. hem zaten şiir
    niye var? dünyanın acısını başkaları da duysun!
    acı mıhlanıp bir kalpte durmasın. ortada dursun. olur ya biri eline alır
    okşar, biri alnından öper. az unutursun.
    buraya tabiatı koydum. ağaçları, suyu, ovayı, dağı. onlar bizim
    kardeşimiz, çok canın sıkılırsa arada onlarla konuşursun.
    buraya, küçük mutlu güneşler koydum. günlerimiz karanlık ve çok
    soğuyor bazı akşamlar, ısınırsın.
    buraya, bir inanç bir inat koydum. tut ki unuttun, tekrar bak, o inat
    neyse sen osun.
    buraya yolun yokuşunu koydum. bildiğim için yokuşu. zorlanırsa
    nefesin, unutma, ciğer kendini en çabuk onaran organ, valla bak, aklında bulunsun.
    buraya umutlu günler koydum. şimdilik uzak gibi görünüyor, ama
    kimbilir, birazdan uzanıp dokunursun.
    buraya bir ayna koydum arada önüne geç bak; sen şahane bir okursun.
    mesai saatlerinde çaktırmadan şiir okursun. n’olcak ki, bırak patronlar
    seni kovsun!
    burada bir tutam sabır var. kendiminkinden kopardım bir parça, (bende
    çok boldur) lazım oldukça ya sabır ya sabır, dokunursun.
    burada güzel çaylar var. bu aralar senin için çok önemli. bitki çayları,
    kış çayları, şuruplar, kompostolar. demlersin, maksat midene dostluk olsun.
    şuraya youtube’dan müzikler, bach dinle filan, koydum. ama müzik
    konusunda sen benden daha iyisin, koklayıp buluyorsun.
    buraya bir silkintiotu koydum. kırk dert bir arada canına yandığım,
    kırkına birden deva olsun. "
  4. hüzünlere gark olduğum anlarda hep bir köşemden yakalamayı başarmış kadın.
    birhancığım keskin. var ol.

    "neşeyle yaptıklarımdan geçtim
    kederle durulan yere geldim,
    ince uzun bir öfkenin sessiz ipiyle
    günün saf ışığının altına çömeldim.

    yenildim ben, unutuldum ve üzgün
    değilim inan.
    büyüktü çünkü onların dünya arzusu
    benim otların sesiyle kaplı kalbimden
    söktüm atımı söğüdün gölgesinden
    şimdi yol benim yeniden."
  5. "balkonlarınız çok yüksek sizin baş döndürüyor.
    dünya pek alçak bir yer olacak yakında öyle görünüyor"

    dizeleri dökülmüş de kaleminden... bizler ardına düşüp gitmişiz...
  6. fakir kene'yi çıkarttı son olarak. tarzını değiştirmiş. çok da güzel olmuş. kendisinin kalemi çok keskin. ve doğa onun için baştan başa şiir. kendine has bir tarzı var. "kadından şair mi olurmuş" diyen zihniyete en büyük cevap kendisi. metin altıok şiir ödülüne sahip. daha ne olsun ?
  7. bir masal
    bir taş ağırlığında olabilir mi?
    olurmuş meğer

    birlikte bir masala inanmak istedim
    ben seninle, sadece bu.
    sen beni tek
    tek
    tek
    bıraktın..
  8. penguen
    o büyük ve muazzam zamanda unuttum
    kanatlarım çok oldu üşüyor benim
    bu beyaz ıssızlıkta göğsüme düşüyor
    bu yüzden eğik boynum

    bir kuşun anısı kalmış bende, saklı
    bundan gözlerimdeki kayalık,
    içimdeki serseri buzullar

    dürtme içimdeki narı
    üstümde beyaz gömlek var
  9. kadın şair olmaz diyorlardi az kalsın inanacaktik az kalsın onlara kanacaktık olmasaydı.