• izledim
    • izliyorum
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (9.18)
black mirror
bu bilimkurgu antolojisi dizisi, insanlığın en görkemli buluşlarının ve en karanlık içgüdülerinin zıtlaştığı karmaşık ve teknolojiyle dolu bir yakın geleceği konu alıyor.


  1. 3. sezon 6 yeni hikayeden oluşuyor. netflix 21 ekim'de tüm bölümleri eş zamanlı yayınlanacak. yeni sezonun ilk trailerı bugün yayınlandı. logosuna bile hallendiğim başka görsel sanat yok.

    Black Mirror | Official Trailer - Season 3

    six new stories, six new realities
  2. vay bana vaylar bana, geç buldum erken kaybettim dedirten dizidir.
    iki gün önce arkadaş tavsiyesiyle izlemeye başladım, üçüncü sezona geldim bile.
    bilim kurgu severler buraya gelsin bişi dicem (swh) her bir bölümün bağımsız hikayesi olan , geleceğe dair öngörülerde bulunan, sorular soran ve makul cevaplar veren dizidir.

    örneğin, günümüzde bizleri esir almaya başlayan "like" sayısına göre insanlara değer biçme olayı nereye kadar varabilir?

    örneğin, bazen hepimizin kanını donduran suçların faillerine karşı adalet sistemini yetersiz görüp daha ağır cezalar istediğimiz durumlar oluyor. ya da o suçlunun yaşattığı acıyı yaşamasını istiyoruz. böyle bir ceza sistemi olsa nasıl olurdu?

    ben olsam ne yapardım sorusunu her bölümde sordurmuştur.

    izleyin izlettirin.
  3. kara ayna. dizi başlarken ekran karadır ve yükleniyor işaretini görürsünüz, sonra da kendi yansımanızı. o zaman dank eder. kara ayna...
    bazı bölümler distopyadır bazısı ütopya gibi görünür distopyadır. ama aslında hiçbiri uzak hikayeler değildir. aslında birebir yaşadığımız evrendir anlatılan. sadece süregelen yanlışları farkettirmek için abartmıştır dizi. yani aslında distopyada yaşıyoruz. bu yüzden kara aynadır dizi. diziyi görmeyi beklerken ekranda- kara ekranda- kendinizi görürsünüz. yüklenen sizin hikayenizdir.
    bu dizi distopyamızın aynasıdır.
  4. somut ve sanal hayatlarımızın günden güne iç içe geçip iyice melezleşmesinin sonucunda teknolojinin hayatlarımızda var olan sorunlarının, teknolojinin gelişmesiyle birlikte nasıl evrimleşeceğini gösteren mini ama dev bir ingiltere yapımı distopya - bilimkurgu dizisidir. her bölümün oyuncuları, yönetmenleri, konuları farklıdır. bildiğim kadarıyla sadece bütün dizinin senaristi aynıdır. bölümler yaklaşık bir saat sürüyor ve her sezon üç bölümden oluşuyor. her bölüm, içinde, üstüne fazlaca kafa yorulacak parçalar barındırıyor.

    birinci bölümde; internetin sosyal kamuoyu oluşturma potansiyelinin, hükumetleri karar alma mekanizmasında nasıl zor duruma sürükleyebileceğini gösteriyor

    ikinci bölümde; gelişmiş yapay zeka ile oluşturulan bir akıllı tv program yayıncılığına aşırı dozda maruz kalan insanların tek tipleştirildiği bir dünya anlatılıyor

    üçüncü bölümde; teknolojinin deriye enjekte edilen bir çip yardımıyla melezleştirdiği insanların kazandıkları özellikler sonucunda zarar gören mahremiyet olgusunun ilişkilerde yaratacağı zararların anlatıldığı bir çiftin hikayesi gözler önüne seriliyor

    ikinci sezon ilk bölümde; son zamanların benzerlik taşıyan kugularından, biraz "her" biraz "akta manniskor" biraz "transcendence " deki fiziksel karakter oluşumu var gibi, ileri bir yapay zeka ile harmanlanan karakterimiz zülfiyare dokunuyor

    ikinci bölümde; teknolojinin insanları duyarsızlaştırmasına yıllardır yoğun bir şekilde hayatlarımızın içinde tanık oluyoruz. yardıma ihtiyacı olan birine yardım etmekten ziyade onu kaydeden insanlar herkesin tanık olduğu görüntüler oluşturuyor. bu konuya çok güzel dokunulup, işleniyor

    üçüncü bölümde; bir internet fenomeni maskotun genel seçimler öncesi adayları sorularıyla zorlaması sonucu artan hayran kitlesinin etkisiyle vereceği kararları anlatıyor

    üçüncü sezon ilk bölümde; kocaman bir holy shit!! dedirten bölüm. mükemmel! teknolojinin bir çip yardımıyla melezleştirdiği insanların kazandıkları özellikler sonucunu yaşadıkları travmaları anlatan bir yapım, dövüş kulübü filminde tyler durden'in ünlü sözünün "sahip oldukların, sonunda sana sahip olur." bir kez daha kanıtlanışını gözler önüne seriyor.

    sonuç olarak bilimin, kurgunun ve distopyanın ayrı ayrı şaha kalktığı, çekilen en iyi bilim kurgu-distopya yapım diyebiliriz. tereddütsüz izleyin
    hubot
  5. 21. yüzyılda yaşayan herkesin izlemesi gereken muhteşem bir ingiliz dizisidir. her bölüm farklı bir konuyu, farklı oyuncu ve yönetmenlerle işliyor. hayatı, insan ilişkilerini, teknolojiyi, sistemi ve daha pek çok şeyi sorgulatır.
  6. rahatsız eder her bölümü. yaşamak istemiyorum ben böyle bir gelecekte dersiniz.

    !---- spoiler ----!

    kötü bir olayı teknoloji sayesinde yakaladığınız da burada kötü olan teknoloji değildir.
    bir veri dosyasının acı çekmesine üzülmek de gariptir.

    !---- spoiler ----!
    kikk
  7. 3. sezon için netflix ile anlaşan yapımcı Charlie Brooker, önümüzdeki yıl yayınlanması planlanan bölümler için senaryo çalışmalarının başladığını müjdelemiş. kapkara bölümler için biraz daha bekleyeceğiz gibi gözüküyor.

    !---- alıntı ----!
    YENİ BLACK MIRROR BÖLÜMLERİ GELİYOR - playtuşu

    Geçtiğimiz yılın sonunda White Christmas başlıklı bölümüyle bir kez daha ekrana yapışmamızı sağlayan Black Mirror, yeni kanalına yerleşip geri dönüyor. Charlie Brooker’ın dizi izleyicilerine büyük armağanı, Channel 4’dan Netflix’e transfer oluyor. Bu transfer, bizlere nasıl bir geri dönüş sağlayacak? Tabii ki de bir dolu yeni bölüm olarak!

    Dizinin ilk iki sezonunu yayınlayarak Black Mirror aşkını belli eden, bir dolu iddialı dizinin yuvası olan Netflix’te yayınlanacak yeni Black Mirror bölümleri yazılmaya başlandı bile. Brooker tarafından doğrulanan bu gelişmenin en kısa zamanda TV ekranlarına kavuşması için şimdiden sabırsızlıkla bekliyoruz.
    !---- alıntı ----!

    ayrıca: Black Mirror season 3? Charlie Brooker’s show heading to Netflix for ‘multiple episodes’ - independent.co.uk

    ekleme: yeni sezonun 12 bölüm olacağı kesinleşmiş.
    BLACK MIRROR 12 YENİ BÖLÜMÜYLE KESİN OLARAK DÖNÜYOR - playtuşu
  8. özellikle 'fifteen million merits' ve 'white christmas' bölümleri insanı kötü eden, distopik bilim kurgu antoloji serisi. mutlu sonlar arayanlar uzak dursun.
    black mirror ismi, televizyon ya da akıllı telefon gibi aletlerin kapalı haldeki ekranlarına atfen seçilmiş.

    charlie brooker en son yaptığı televizyon programında (charlie brooker's 2015 wipe), birleşik krallık başbakanı david cameron'un üniversitedeyken bir topluluğa giriş hakkı için "anatomisinin mahrem bir bölgesini" ölü bir domuzun ağzına sokmasıyla ilgili ortaya atılan dedikodunun (piggate) ve devamında gelişen olayların, dizinin ilk bölümü 'the national anthem''a olan benzerliğine dikkat çekmiş ve oldukça garip hissettiğini belirtmiştir.
    akagi
  9. her bölüm sizi ayrı bir distopik dünyaya sürükleyen müthiş mini dizi. etkileyici olmasının sebeplerinden biri aslında şu an ki yaşantılarımızdan çok uzak olmadığını suratımıza çarpması. en çok 2. sezon 2. bölüm beni sarstı çünkü adalet anlayışımızın değişiminin bizi ne kadar canileştirebildiğini gösteriyor.
  10. s1 e2 ile ilgili "acunvari" konsept konusunda anladım ki herkes aynı anda aynı şeyi düşünmüş. henüz üçüncü sezonunu izlemediğim, oldukça merak ettiğim güzel, ingiliz prodüksiyonu dizidir. insanda "the message" filmi etkisi yaratıyor. nasıl ki her ramazan ayında, bilhassa kadir gecesi'nde bu film oynatılır, film biter bitmez "sabah ezanından tezi yok namaza başlıyorum" kararı verilirdi; bu diziyi de 2 sezon artı christmas özel bölümüyle (ve şimdi üçüncü sezonuyla beraber) izleyince insanda "hemen şimdi bütün sosyal medya hesaplarımı kapatıyorum, öncesinde bütün fotolarımı siliyorum, bundan sonra yalnızca gerçek ilişkiler kurup sadece mahalle esnafından alışveriş yapıyorum" hissi yaratıyor, insanın bu gazla tası tarağı dahi toplamadan bulduğu cittaslow'a yerleşesini getiriyor. (akyaka ve seferihisar tercihimdir efenim) velhasıl düşündürür, kendi black mirror'larımızdan izlediğimiz her bölüm "izlemeyin" çağrısı yapar, arada kafanız karışır. yine de güzeldir, ben tavsiye ediyorum izlemeyenlere.