1. bu nasıl bir bağnazlık? nasıl bir akkefen sevdası bu?

    aslında sevda değil bu, takıntı, hastalık gibi bir şey olması lazım. ahh ahh, güzel ülkemin saf ve temiz askeri.

    kim bilir o köprüde ne olduğunu, niye gittiğini, niye şehit oldugunu bile bilmiyorsundur. ama merak etme. bunları yapanın, yaptıranın hesapları sorulacak.

    hani öldürmek yoktu? birini öldürmek en büyük günah değil miydi? bağnazlığın, eğitimsizliğin (öğretim demiyorum dikkat) ne kadar vahim sonuçlara yer açtığını gözümüz önüne seren bu durumda sözler bile kifayetsiz kalıyor.

    ben de size ne anlatıyorum ki? siz bunları zaten biliyorsunuz. bir düşünün, o azgın toplulukta siz de olsaydınız youreads ahalisi. siz yapmazdınız. yapamazdınız.

    çünkü bir insanın hayatını almanın ciddi sonuçları olduğunu benden de iyi biliyorsunuz.
    eğer bu 21.yüzyıl ise, eğer ki ekmek kuyrukları yok ama bu sahne varsa....

    kusura bakmayın, ben geri dönmek istiyorum.
  2. şehit edilen diğer askerlerden biridir. en acımasız en canice şekilde şehit edilenidir. cansız bedenine hala daha tekme savuranlar vardı bir videoda. arada birinin "öldü tamam... tamam öldü" diye bağırması içimi yaktı. bizim için ölmeyi göze alan insanlara bunu yapmak... bir başka videoda yerde can çekişen askere "ben bir tane vurayım... içim rahatlasın... allah rızası için bir tane de ben vurayım" diyen biri vardı. videoyu çeken ise başlangıçta "dört tanesini öldürdük" diyordu. savaş filmi izlerken, film olduğunu bilmesine rağmen insanın içi acır. bunlar nasıl bir psikolojik rahatsızlar? gencecik yaşta... allah hepsine rahmet eylesin. başlığa dönecek olursam. fotoğrafını görmemle çığlık attığım askerdir. kimsenin bu kadar ileri gidebileceğini hayal bile etmezdim.
    jimi
  3. bu ülke asıl demokrasi sınavını çoktan kaybetti,ve asıl acı olan ne biliyor musunuz?hepimiz bunun farkıdayız,hiç birimizin umudu kalmamasına rağmen aslında kendimize bile rol yapıyoruz.sahne arasında patlamış mısırlarımızı alıp yeniden koltuğa dönüp olan biten bize dokunmadığı sürece memnuniyetimizle sanki mutlu oluyormuşcasına avutuyoruz kendimizi.
    bu görüntülerin yaşandığı bir ülkede demokrasiden bahsedilebilir mi?
    bu yaratıklarla aynı ülkede yaşamayı bırakın aynı havayı teneffüs ediyor olmak bile bana zul geliyor.
    bir yanım
    "kim bilir belki çok küçük de olsa bir umut vardır" diyor, ama
    diğer yanım
    "izle bakalım olacakları,bu olay konusunda bir tek kişi yargılanacak mı?,izle bakalım bıyıkları yeni terlemiş kafası emir-emre itaatsizlik ikilemi arasında karışmış,yaptığını anlayamayan ve asıl vurucu nokta hiç direnmeden teslim olmuş bir canlıya,insana bunu yapan yaratık soruşturma sonucunda bulunup,cezalandırılacak mı?
    sanırım işte bu sorunun cevabı belkide bir yanımın hala içinde taşımaya çalıştığı umudu yok edecek veya yeşertecek.
  4. kahramandir. heykelleri dikilecek, öcleri alinacak hic süphesiz.
  5. bence durumun en korkutucu kısmı bunu yapanların cezasız kalmayışı aksine helal çekilip yüreklendirilmesi. yarın sokakta yanınızdan bu işi yaptığı için gururlanan ve yine olsa yine yapmaya çekinmeyecek varlıklarla yaşayacağız...