-
- okudum
- okuyorum
- okumak istiyorum
-
youreads puanı (8.67)
www.kitapyurdu.com'dan alıntı:
"Romanlarında Anadolu insanının gerçek dünyasını destansı boyutlara taşıyan, yaşanmış ve yaşanan gerçeği mitlerin, efsanelerin evreninde çoğaltan Yaşar Kemal, sadece bir romancı ve halkbilimci değil, gazetelerimizde modern röportaj yazarlığının da kurucusudur. Onun, her bir yayımladığ ıdönemde olay yaratan röportajlarında gerçek, hayat buldu ve okuyucuyu sarstı. Bu diyar Baştanbaşa, acıtıcı gerçeği şiirsel bir güzellikle okura sunarken, gerçeğin acısıyla edebiyatın hazzı aynı anda hissedilir."
-
yaşar kemal'in 1950-1965 yılları arasında, anadolu'da gerçekleştirdiği röportajları ve gezilerinden oluşan bir kitabı.
ben bu kitabı 1994 yılında, 13 yasında iken, şu üstte görülen resimli kapağı ile okumuştum, (kaydetme huyum var, evet) ve bugün bile hayatımda okuduğum en akıcı, en keyifli kitaplardan biri olduğunu düşünüyorum.
büyüdüğüm muhafazakar ortamlarda, ailemde dahil, yaşar kemal'in azili bir devlet düşmanı olduğu kanaati vardı, ve bu kitabı çekinerek okuduğumu hatırlıyorum. arkadaş yalnız bu nasıl bir iftiradır yaf, nasıl bir ahlaksızlıktır? bu adam kadar ülkesini seven kaç insan olabilir? sadece bu kitap bile bunun göstergesidir.
640 sayfalık bu eser sonradan 4 cilt halinde ve alt-başlıklar altında yayımlanmış anladığım kadarıyla. ama tek cildini de bulursanız bir çırpıda okursunuz. -
kitap yeni basımlarında dört cilt. sırası ile nuhun gemisi, yanan ormanlarda elli gün, peri bacaları ve son olarak da bir bulut kaynıyor. 1950 - 1965 yılları arasında gazeteci kimliği ile yaptığı gezi ve röportajların derlemesi ama güncelliğini yitirmiş değil. türkiye'nin yakın tarihini, ne yazık ki bazı şeylerin değişmediğini ve neden değişmediğini anlamak için çok iyi bir kaynak.
“yazıya emek vermek, denizin kıyısındaki kentlerde, fabrikaların, iş hanlarının kuşattığı metropollerde yaşarken dağda yaşayanın hayallerine ortak olmayı, bulmayı, o hayalleri evrende okuyan, okuyacak herkesin seçip ayırabileceği biçimde yeniden yaratmayı gerektirir. bunun tersi de aynı önemdedir. kökü dağda bir yazı adamıysan, kenti, o karmakarışık dünyayı çözmeyi de işe katacaksın ki kendi coğrafyanı, doğanı daha doğru anlatabilesin. bu insanın farklı olanı tanımasına, farklı olanların birbirini anlamasına, yani barış umuduna emek vermektir." diyor yaşar kemal.
bu kitap da o emeğin, anadolu coğrafyasında insana bir türlü verilmeyen kıymetin bir nevi özrü, görmezden gelinenlere itibar iadesi. ben bu gözle okuyorum. okumak için ne kadar geç kaldığımı görüp utanarak, insanımızın çaresizliğini gördükçe gözlerim dolarak, sonra yine umudu yaşar kemal'in başka bir satırında bularak okuyorum.
geç olmadan okuyun derim.