• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.00)
Yazar yaşar kemal
bugünlerde bahar indi - yaşar kemal
ilk gençlik yıllarında, hikâye ve romandan önce, şiir yazmaya başlayan türkiye’nin evrensel yazarı yaşar kemal, şiirlerini yapı kredi yayınları tarafından yayımlanan bugünlerde bahar indi adlı kitapta topladı.

yaşar kemal’in, ekim başında okurlarla buluşacak bugünlerde bahar indi adlı kitabı; ağırlıklı olarak 1940’larda yazılan, 50’ler ve 60’larda devam eden ve sonuncusu 1973’te yazılan usta işi şiirlerden oluşuyor. kitapta, ilk kez yayımlanan şiirlerin yanı sıra; kovan, ülkü, toprak, küçük dergi, çığ, görüşler adlı dergilerde ve vatan ve akşam gazetelerinde yayımlanan şiirler de yer alıyor.
yaşar kemal bu ilk şiir kitabını hazırlarken, seçtiği şiirlerin pek azında değişiklik yaptı. ayrıca, onun şiirine özel sesini veren özelliklerden biri olduğu için, kitapta yaşar kemal’in özgün yazımı aynen korundu.
kitapta yer alan şiirlerde öfkeyle umut, başkaldırıyla sevgi iç içe yer alıyor. en kasıntılı şairin bile özgünlüğünden ürkebileceği bir şiir yazıyor yaşar kemal: o, çalışmak isteyip işsiz kalan kemal sadık’ın hüznünü, direncini, umudunu, dile getiriyor... kitapta, daha önce yayımlanmamış ancak zülfü livaneli tarafından bestelenmiş ulaş ve merhaba şiirleri de yer alıyor.

alıntı: kitapyurdu.com


  1. baharı karşılamak için okuduğum okurken, üstadı kaybettiğimiz, dolayısıyla yeri hep apayrı olacak olan kitaptır. her şiirinde baharın heyacanını, kıpırtısını, yürek çarpıntısını hissettiren, zalimi zulmü, yerin dibine batırırcasına eleştirse, adeta kükrese de hatta, tıpkı bahar gibi, yine yeniden umut aşılayan şiirleri vardır yaşar kemal'in. şiirler öylesine güzelken, hemen girişteki ırgatlık hatıraları yürek burkar. keşke daha çok günlük tutsaymış da onlar da yayınlansaymış diye hayıflandırır.

    "esirlik

    dünyada ilk kendi kendini,
    esir eden insan benim.
    ikincisini gösterirlerse eğer,
    kardeş olacağım,
    alnından öpeceğim üçüncüsünün de..."

    şiiriyle beni benden almış;

    ve elbette

    "bakışlar erir, ömürler söner, dünya yine yine döner..."

    ile hüzünlendirmiştir. ama bir kırmızı deynek şiiri vardır ki şiir mi, öykü mü, masal mı, efsane mi, manifesto mu, yoksa hepsi birden mi emin olamazsınız:

    "köpoğlu köpekler, zalimler, domuzlar,
    adam olmazlar, kan içiciler,
    kefen soyucular,
    açların gözbebekleri,
    darağaçları kadar iğrençler
    sevmemiş, ama hiç hiç hiç sevmemiş,
    sevilmemişler...

    ***

    gidip bir akarsuya...
    su pırıl pırıl,
    su aydınlık olmalı
    su bizim savrun suyu gibi güneşli,
    dibine kur'an düşüşünde okunmalı
    gidip yüzümü bir iyice yıkamalıyım

    ***

    avcunuzu yalayın efendiler
    size yoksulluktan söz açar mıyım
    ben usta sanatçısıyım
    öyle tongalara basar mıyım
    o kızın kara gözleri
    işte o kadar
    siz her sabah sıcak suyla yüzünüzü yıkarsınız
    bazılarınız da soğuk suyu sever
    ben sizi bilmez miyim
    bunca yıl içinizde yaşadım
    ekmeğinizi yeyip suyunuzu içtim
    ...
    o kız var ya hani doktora bulamamış da yolun ortasına
    boylu boyunca serilip ölmüştü
    işte o kızın anası başucuna oturmuş kızın
    ağıt söylüyordu
    ...
    dünden beri ağzına bir lokma koymadı
    sesi de yanık mı yanık
    yürek koymuyor insanda
    ben böyle seslere dayanamam,
    yüreğim götürmez

    ***

    çiçek yaparım
    bin yıllık sürecek bir bahar yaparım
    öyle sembolik falan değil canım
    düpedüz bahar işte
    yağmurlu, ıslanmış çiçekle

    ***

    gelir seni düpedüz uyandırırım
    sevgilim değil misin

    ***

    çukurovadaki kızın gözlerini ben gördüm
    anlatmaya dilim yetmez ki
    ben diyorum ki size, ben aşkın ve ümidin adamı
    işte ben böylesi bir adam
    ben diyorum ki size
    bir dil bulacağız her şeye varan
    bir şeyleri anlatabilen
    böyle dilsiz, böyle düşmanca, böyle bölük pörçük
    dolaşmayacağız bu dünyada
    her şeyi söyleyebileceğiz bu dünyada
    her şeyi birbirimize
    şöyle bir gözünüzün önüne getirin ki
    dünyada bir tek insan bile kalmamış
    çiçekler, böcekler, hani şairlerin anlata anlata bitiremediği bir dünya
    ..."

    bugünlerde bahar indi "her şeyi anlatabileceğimiz bir dili bulma" hayali peşinde olan, "aşkın ve ümidin adamı", ama senin ömrün söndü. bu bahar eksiğiz, yarımız.