1. Mâlum zihniyetin bir uygulaması.
    Zihniyeti biliyoruz zaten ama hatırlayalım. Kadın taciz ediliyorsa kadının toplumdan izole edilmesi gerekir çünkü kadın orada bulunmamalıdır, kadın suçludur.
    Bu zihniyete mensup kişiler, kadının iyiliğini ve güvenliğini istemezler. Sadece şikayetlerden başlarını kurtarmak adına ayrıştırıcı yolları, baştan savıcı biçimlerle ortaya atıverirler.

    Hâlâ bir şeyler yapılabileceğine inanmak istiyorum. Buna gerçekten inanmak istiyorum.

    Bursa'da yaşayanların metroda bunu protesto etmesi çok güzel olurdu. Keşke örgütlenilse.

    Şöyle bir anket varmış, uygulama için evet mi hayır mı diye:

    Not:
    ismini aynen aldığım ekşi'deki ilgili başlık
  2. bu uygulamaların nelere sebep olacağını, nasıl sonuçlanacağını anlatmaktan yorulduk. ancak şu var ki, hükümet gayet bunun tacizi, istismarı engellemeyeceğinin farkında. gerizekalı olmak gerek eğer buna sadık kalınıyorsa.

    kadın ve erkeğin aynı ortamdan sinsice uzaklaştırılması, cinsiyetlerin farklı alanlara yerleştirilmesi, haremlik-selamlık bir anlayış iyiye işaret değil. önce vagonlar, sonra okullar, sonra iş yerleri derken arabistan'dan farkımız olmayacak.

    vura vura şu anlatılıyor, siz gözetilmesi gereken, korumaya muhtaç, erkekten alt seviyede olan canlılarsınız. eşitlik yok, özgürlük yok, kısıtlama var, ayrımcılık var.

    ben ne tacize uğramak, ne de ayrı bir vagonda yolculuk yapmak istiyorum. sen bunu sağlayamıyorsan neden oradasın? beni alıp farklı bir yere tıkarak bu meseleyi çözmüş olmuyorsun. yaptığın sadece erkeği yüceltmek, erkeğin alanını genişletmek. samimi olup gerçekten amacın bu eşitliği sağlamak olsaydı cezaları hafiftletmez, göz ardı etmezdin.

    dipnot olarak hangi ülke hatırlamıyorum ama bugün bir haberde gördüm, bir ülkede metroda fazla alan kaplayarak oturan erkeklere ceza verilecekmiş. belki örnek alırsın.
  3. kadınlara pembe taksi, vagon otobüsün değil taciz edenlerin yargılanması gerektiğini anlamayan anlamak da istemeyen eril devlet aklının bir ürünü olan uygulamadır.

    bu uygulamalar ile gittikçe artan ve cezasız kaldıkça daha da arsızlaşan kadına yönelik şiddet ve taciz vakalarında erkek aklanmaya kadın da suçlanmaya devam edecektir.

    ayrımcılık ve tacizde pek çok dünya ülkesiyle yarışan türkiye'de bu ve benzeri uygulamalarla kadınların başına gelebileceklerden biri -ki bence en başta yer alan olay şu; pembe vagon yerine normal! vagona binmeyi tercih eden kadınların maruz kalacakları taciz ve tecavüz olaylarında bizatihi suçlu durumuna düşürülmesi. olası taciz ve tacevüz vakasında suçlu erkeğin " binmeseydi kardeşim bu vagona, kendi vagonuna binsin alla alla" minvalinde açıklamalarla cezasının hafifletilmesi, hatta yargılanmaması. şaşırdık mı peki?

    mısır, iran, hindistan, japonya, brezilya gibi bazı ülkeler trenlerinde ve metrolarında sadece kadınların kullanabileceği vagonlara yer vererek ve bazıları da yoğunluğun olacağı iş giriş-çıkış saatlerinde kadınlara ayrı bir kısımda yolculuk imkânı sağlayarak bu soruna çözüm bulmayı ummuş, pek çoğu da bu uygulamadan vazgeçmiştir. çünkü bu çözüm yolu işlerliği tartışılacak bir yol olmakla birlikte kadınların toplumsal hayattan koparılmasına ve ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmesine olanak tanıyor ki bu da uygulamayı rafa kaldırmamız için yeterli bir gerekçe. bu uygulamalar, mağduru uzaklaştırarak koruma altına almayı amaçlayan ve istismarcıyı kendi haline bırakalım mantığına sahip uygulamalar.

    kadın cinayetleri işte tam da bu yüzden politiktir. kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve benzeri olaylarda kadının giyimi, konuşması, ağzındaki sakızı, yaşantısı, mesleği etkenmiş gibi kabul gördüğü sürece değil pembe taksi, pembe galaksi yapsanız da sorunlar çözülmeyecek, bu da böyle biline...

    ha bir de...alışın her yerdeyiz....
  4. bu vagonlara binen erkeklere herhangi bir kanunu yaptırım hakkı var mıdır? varsa ne kadar yasaldır diye düşünüyorum?

    "ayırımcılık
    madde 122. - (1) kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım yaparak;

    a) bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya bir hizmetin icrasını veya hizmetten yararlanılmasını engelleyen veya kişinin işe alınmasını veya alınmamasını yukarıda sayılan hâllerden birine bağlayan,

    b) besin maddelerini vermeyen veya kamuya arz edilmiş bir hizmeti yapmayı reddeden,

    c) kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen,

    kimse hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir."