1. satın almama günü.

    buy nothing day yani "satın almama günü" (veya hiçbir şey satın almama günü) sosyal aktivistler tarafından ortaya atılmış ve tüketiciliği ve tüketim kültürünü protesto amacı taşıyan bir gündür. 2007 yılında uluslar arası olarak 24 kasım'da, kuzey amerika'da ise 23 kasım'da kutlanacaktır. kanadalı sanatçı ted dave tarafından ortaya atılan gün, kanada bazlı adbusters isimli dergi tarafından desteklenmiştir. satın almama gününde, bireylerin tüm gün boyunca hiçbir şey almaması ve böylece tüketicinin gücünün ve etkisinin gösterilmesi amaçlanmıştır. abd ve kanada'da amerikan şükran günü sonrasındaki günde gerçekleşir ve gösterilere sahne olur. sık sık kara cuma olarak da (bkz: black friday) adlandırılan bu gün genelde yoğun bir alış veriş trafiğine sahne olduğu için seçilmiştir.

    vikipedi'den alıntıdır.
  2. black friday temasına tepki koymaya çalışmayı anlarım, ama gerçekten ihtiyacın olan veya istediğin bir şeye yüklü bir indirim yapılan günde kimse bu adamları sallamaz. niyetlerine saygım sonsuz, açıkçası ekonomik boykot en sevdiğim tepkilerden biridir.
    ben black friday'de bir şey almadım mesela. ihtiyacım olduğunu düşündüğüm hiçbir şey yoktu. kozmetikten teknolojiye kadar. bu sebepten çok ucuz ay kaçırmasa mıydım diye baktığım şeylere bile ellemedim. niye? ekonomik açıdan tasarruf etmeye niyetlendiğim bir dönem içerisindeyim. bu konuda irademi de iyi buluyorum. ama erkek arkadaşım ps4'ünü 700 tl'ye kaptı. akşama stoklar tükenmiş, arkadaşı "nakit 750 vereyim bana sat." dedi. ps4 isteyen ama 1400 tl de çok pahalı ya diye gezen adama sen şimdi git de "ama satın almama günü" diye. sallamaz. gider alır.

    bu parası olan ama akıllı kullanmaya çalışan kesim için geçerli olan bir gündür. o yüzden o adamları o gün durduramazsınız. lakin şimdi ekonomik boykot adı altında malum sözlüklerde bir hareketlenme var. dolar, euro uçtu gidiyor. insanların buna ciddi tepki göstermesi lazım. ekonomik krizin eşiğindeyiz. aldığımız temel malzemelerin fiyatları çok yakın zamanda daha çok elimizi yakacak. belki birçoğumuz işten çıkartılacak. black friday'de bunu duyar sağlama çalışması haklı bir çalışma olsa da, o an için gözü dönmüş olan insanlar bunu sallamıyorlar işte. bunun sosyolojik yaklaşımları nasıl olur, toplum yönelimini kontrol etmek nasıl olur bilmiyorum. lakin dediğim gibi, bazı şeylerin zamanı, uygulanması için şah damarı etkisi yaratacaktır.
  3. haftada bir veya iki günümü 'buy nothing day' kapsamında yaşadığım söylenebilir. özellikle şu dönemde ciddi anlamda harcamalarımı kısmış durumdayım. bir şey alacağım zaman öncelikle kendime 'bu şeye gerçekten ihtiyacım var mı?' sorusunu yöneltiyorum. cevabı çoğu zaman hayır olduğu için almıyorum. harcamama günlerinde en büyük sıkıntı toplu taşımada oluyor tabi. bazı zamanlar bisiklet kullanarak ulaşım için para ödemekten kurtuluyorum. tabi yalnız yaşamam da bu satın almama günlerini rahatça yaşamamı sağlıyor.

    bir aile için bu durum zor olabilir ancak imkansız değil. örneğin, köyümüzde dedem ve ninem yalnızca cuma günleri çarşıya kasabaya iner tüm alışverişlerini yapar ve bir sonraki cumaya kadar alışveriş yapmaz. bunu bizde 'çok modern' şehir hayatlarımıza uygulayabilir. bir gün pazar, bir gün markete gider geri kalan günlerde olabildiğince bu ikiliden uzak kalmaya çalışabiliriz.

    farkettiğim en acı şey de aslında ailece yıllardır az tüketiyormuşuz, aslında fakirmişiz ancak farkına varamamışız. fakir olup tüketme istediğini güdemeyince de bir ton kredi kartı borcu çıkmış ortaya. ekonominin böylesine dengesiz olduğu bir ülkede borçla yaşamak intihar gibi. yarın bir gün işssiz kalma durumları söz konusu olabilir ve bu zevk için yapılan tüketimin sonucunda ortaya çıkan borçlar insanları zor durumda bırakabilir.
  4. insanları tüketime, aslında ihtiyaç duymadıkları ürünleri satın almaya teşvik eden bütün o saçma sapan alışveriş çılgınlığı günlerinden, sürekli para harcamaya iten özel günlerden çok daha mantıklı, aydınlatıcı ve faydalı bir farkındalık uygulaması. ki bu "gün" sadece bir sembol. önemli olan bu uygulamaları bütün hayatımıza yayarak uygulayabilmek ve inanın bu aslında hiç de zor değil. sadece gerçek ihtiyaçlarınıza odaklandığınızda zaten farkında olmadan kendinizi tüketim çılgınlığından uzaklaşmış buluyorsunuz. ve süreçteki en önemli aşamalardan birisi de aslında bize ait olmayan ve bizi kendisine bağımlı hale getiren finansal illüzyonları kullanmayı bırakmak. ne kadar özgürleşip nasıl daha huzurlu olduğunuza ve doğanın aslında bize ihtiyacımız olan her şeyi nasıl da cömertçe sunduğunu gördükçe ne kadar mutlu ve arınmış hissedeceğinize inanamayacaksınız.

    bütün bu zincirleri kendimiz geçiriyoruz boyunlarımıza, kırmak ve özgürleşmek de bizim elimizde ve sanıldığından daha kolay aslında. unutmamak lazım, ihtiyaçlar sınırlı, isteklerimiz ise sonsuz. seçim bizim. tabiat, gökyüzü, sanat, aşk, umut ve özgürlük, hepsi yanıbaşımızda, evren şüphesiz bizim dostumuz ve daha fazlasına ihtiyacımız yok.
  5. bence her sene bir gün olacağına, beş senede bir beş gün arka arkaya olsun.