1. büyük patlama fikri, ilk defa belçikalı rahip ve bilim insanı Georges Lemaître tarafından 1920'lerde ortaya atılmıştır. Lemaître, gök cisimlerinin sürekli olarak bizden uzaklaştığını gözlemlemiş, bu keşif onu evrendeki tüm cisimlerin zamanın bir yerinde birbirleriyle temas halinde olabileceği düşüncesine sevk etmiştir. (gözlem)

    Edwin Hubble, gök cisimlerinin yaydığı ışıkların spektrumunu ölçmeyi başararak evrenin genişlediği kanıtlamış oldu. Lemaître'ın fikri ortaya atışından 2 yıl sonra yayınladığı akademik bildiri ile literatüre adını yazdırmıştır. (deney)

    günümüzde kaymağı hala Edwin Hubble yemektedir. nasa, 1990'da uzak galaksiler keşfetmek amacıyla atmosfer dışına konumlandırdığı astronomi tarihinin en yüce aracı olan teleskoba hubble'ın ismini vermiştir.

    Hubble Uzay Teleskobu

    jose rodrigues dos santos, tanrı'nın formülü adlı kitabında süreci şu şekilde özetlemektedir:

    !---- alıntı ----!
    ...

    "olbers paradoksu gökyüzündeki karanlıkla ilgilidir. eğer evren sonsuz ise geceleri karanlık olamazdı; gökyüzünün sonsuz sayıdaki yıldızdan gelen ışıkla sürekli aydınlık olması gerekirdi. ama karanlık mevcuttur ve bu paradoks ancak evrenin bir yaşı olduğu kabul edilerek çözülebilir. bu şekilde bizler dünya'nın sadece evrenin doğuşundan beri kendisine ulaşan ışıkları aldığını kabul ederiz. geceleri gökyüzünün karalık olmasının tek izahı budur."

    "öyleyse gerçekten bir alfa noktası var, öyle mi?" diye sordu bir öğrenci.

    "öyle. ama çekimle alakalı bir sorun hala çözülemedi. bilim adamları evrenin sonsuz olmasının yanında statik de olduğunu düşünüyorlardı. newton fiziği tümüyle bu varsayımın üzerine kuruludur. fakat newton bile kendi yer çekimi kanununun kaçınılmaz sonucunun ne olacağını biliyordu, eğer madde maddeyi çekiyorsa tüm evrenin tek bir devasa kütle haline bir araya gelmesi gerekirdi. madde maddeyi çeker: yine de durumun sadece bundan ibaret olmadığını anlamak için başımızı kaldırıp gökyüzüne bakmamız yeter; değil mi? madde dağınık halde. peki, bu olgu nasıl açıklanabilir?"

    "sonsuzluk kavramına dönen kişi newton, değil miydi?"

    evet. newton evrenin sonuz olmasının maddenin toplanmasını önleyen şey olduğunu söyler. ama asıl cevabı hubble verdi.

    "teleskop mu, astronom mu?"

    "astronom. 1920'de edwin hubble, samanyolu'nun ötesinde de galaksiler olduğunu söyledi. yaydıkları ışığın spektrumunu ölçmeye kalktığında hepsinin bizden uzaklaşmakta olduklarını fark etti. dahası bir galaksi ne kadar uzaksa o kadar hızlı hareket ediyordu. böylece neden evrenin tek bir kütle haline gelmediği anladı: evren sürekli olarak genişliyordu." profesör rocha kürsünün ortasında durdu ve sınıfa baktı. " peki, öyleyse bu keşfin alfa noktasıyla ne ilgisi olduğunu söyler misiniz?"

    basit dedi parlak genç öğrenci, oturduğu yerde kımıldayarak. "evrendeki tüm maddeler uzaklaşıp yayılıyorlar; çünkü bir zamanlar hepsi temas halindeydi."

    "kesinlikle. evrenin genişlediğinin keşfi bir zamanlar her şeyin bitişik olduğu ve tüm yönlerde dışarı doğru uzaklaştıkları anlamına gelmektedir. bilim adamları bunun, dinamik evren kavramını da içeren genel izafiyet teorisine uyduğunu gördüler. 1920'lerde ise georges lemaitre adında bir rahip ve bilim adamı yeni bir fikirle ortaya çıktı."

    luis rocha tahtaya döndü ve iki kelime yazdı.

    "big bang"
    !---- alıntı ----!
  2. ulgan
  3. büyük patlama teorisi, kozmolojinin en çok kabul gören modeli olmasına rağmen kusursuz değildir, çözmekte yetersiz kaldığı birçok problem vardır. unutulmamalıdır.

    genel kanının aksine patlayan bir şey yoktur. herhangi bir şeyler sıkışıp patlamaz. bildiğimiz patlamalar gibi kimyasal tepkimeler sonucu basınç ve ısı oluşması değil, basitçe evrenin genişlemesidir. büyük patlama, evrenin "başlangıcındaki" sonsuz enerji yoğunluğu da değildir. teorinin başlangıç noktası evrenin genişlemeye başladığı andır. farkı anlayabildik mi? teori, evren'in başlangıcını değil, başladıktan sonraki evrimini incelemektedir.

    edit: istediğiniz kaynağa bakabilirsiniz arkadaşlar, neredeyse hiçbir bilimsel makalede evrenin "patlaması" şeklinde değil "genişlemesi" şeklinde tanımlanır bu. "patlaması" olarak yazanlar bile bu kelimeyi "genişleme" anlamı vermek için kullanır. ayrıca patlama kelimesi bile karşıtları tarafından çıkarılmıştır. ucuz felsefeleriniz çökünce alınganlık yapmayın, araştırın.

    -The Big Bang theory is the prevailing cosmological model for the universe from the earliest known periods through its subsequent large-scale evolution. kaynak

    -Büyük patlama teorisi, yaklaşık 13.7 milyar yıl önce evrenin tek ve belirsiz bir hacme sahip bir noktadan (tekillikten) hızla genişleyerek bugünkü halini aldığını söyler. kaynak