• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.76)
buz ve ateşin şarkısı - george r. r. martin
romanın geçtiği zamandan 15 yıl öncesinde yedi krallık, "robert'ın isyanı" ya da "gaspçının savaşı" olarak da bilinen bir iç savaşla parçalanır. rhaegar targaryen lyanna stark'ı kaçırarak ailesini ve nişanlısı robert baratheon'u öfkelendirir. babası ve ağabeyi lyanna'nın güvenli bir şekilde geri dönmesini talep ettiklerinde deli kral, aerys ıı targaryen ikisini de idam eder. ortanca kardeşi eddard çocukluk arkadaşı robert baratheon ve gözetiminde yetiştikleri jon arryn'e targaryen hanedanlığı'na karşı açtıkları savaşa dahil olur. böylece haneler arası yapılan evlilikler sayesinde tully ve arryn hanelerinin de ittifakı sağlanmış olur (lord eddard catelyn tully ile lord arryn ise lysa tully ile evlidir). etkili bir hane olan tyrell hanesi kralı desteklemeye devam ederken lannister ve martell haneleri targaryenler tarafından uğradıkları hakaretlerden dolayı tarafsız kalmayı tercih eder. iç savaş rhaegar targaryen, üç dişli mızrak savaşı'nda robert baratheon tarafından öldürüldüğünde doruğa çıkar. lannisterlar sonunda kral aerys'i desteklemeye karar verirler fakat sonrasında kral toprakları'nda başkenti yağmalayarak karşı tarafa geçerler. kral muhafızlarından jaime lannister kral aerys'e ihanet eder ve onu öldürür. lannister hanesi robert baratheon'a bağlılık yemini eder. tyrelller ve diğer kral taraftarları da boyun eğer ve robert baratheon yedi krallığın kralı ilan edilir. savaş sırasında lyanna stark bilindiği kadarıyla esir tutulduğu kalenin kardeşi tarafından ele geçirilmesinden kısa bir süre sonra hastalanmasından dolayı maalesef ölür. bu yüzden robert baratheon lannister hanesi ile bağlılığını güçlendirmek için cersei lannister ile evlenir. robert'ın zaferine rağmen deli kralın küçük oğlu viserys ıı targaryen ve tek kızı daenerys targaryen sadık hizmetlileri tarafından dar deniz'in ötesine götürülerek güvenlikleri sağlanır. prens doran'ın kız kardeşi elia martell (prens rhaegar'ın eşi) ve küçük çocukları başkentin taarruzu sırasında lannister hanesine bağlı şövalyeler tarafından öldürüldüğü için savaş sonrasında martell hanesi kendini soyutlama yolunu seçer.

altı yıl sonra kral robert demir adalar'ın lordu balon greyjoy'un isyanı'nı bastırarak rüşdünü ispat eder. balon'un büyük ve ortanca oğulları öldürülür ve küçük oğlu theon rehin olarak eddard stark'ın gözetimine verilir.


  1. serinin isminin taht oyunları olarak bilinir lakin gerçekte buz ve ateşin şarkısı'dır . güzeldir çok zamanımı alan şaşırtan ağızları açık bırakıp wcye gitmeye izin vermeyen nispeten çok uzun seridir .
  2. herhangi bir ana karakterin bulunmaması ve karakterlerin iyi-kötü yönlerinin dengeli bir şekilde anlatılması seriyi sürükleyici kılmaktadır. asoiaf'ta kimse ölümsüz değildir, vadesi dolan hakkın rahmetine kavuşur. ayrıca serinin selameti ve tamamlanması açısından (bkz: george r. r. martin) 'in yarattığı karakterlerden daha uzun yaşaması da gerekmekte.
  3. bütün seriyi yaklaşık bir ayda bitirdim. keşke dizisini hiç izlemeden sadece kitaplarını okusaymışım ama tembellikten ancak fırsat oldu. ilk kitabı resmen dizinin ilk sezonuyla aynı, okuduktan sonra dizisine bir kez daha hayran kaldım. ama 3. kitaba başladığınızda artık pek de diziyi düşünmeden kitabın akışına kapılıyorsunuz. seri gerçekten de başyapıt her şeyi ayrı güzel. beğenmediğim nokta yok gibi. karakterlerin birbirinden ayrı olan dünyalarının kesişmesini dört gözle bekletiyor insana.
  4. hakkında bir adet daha tespit kasacağım seri. kesin daha önce farketmiştir de herkes. geç olsun güç olmasın deyip yazacağım yine de. bu renly abimizin muhafızları yani kingsguard'ı gökkuşağı diye adlandırılıyor ya (rainbow guard), bu galiba martin abimizin lgbti'ye göndermesi.
    büyük resim gördüm görücem, az kaldı.
  5. kitaptan ziyade dizisi ilgimi cekti daha dogrusu bagimli yapti...kitaplarini okumadim mi hepsini okudum o ayri :)
  6. herkes toplansın. hakkında über tespit yapacağım seri.
    targaryenlerin fiziki özellikleri hepimizin malumu. beyaz ten, beyaz/platin saçlar, menekşe vb renklerde gözler. yani adamlarda kuzey avrupalı tipi var.
    kuzey avrupa nerde? kuzeyde.
    kuzey ne görmez? güneş görmez.
    güneş görmeyen insan nasıl olur? akça pakça olur.
    peki güneş nedir? ateş topu. ateş.
    fire can not kill a dragon (ateş bir ejderhayı öldürmez.)
    ateş nasıl öldürür? yakarak.
    demek ki neymiş? ateş bir ejderhayı yakamazmış.
    fire can not burn a dragon.
    evet sayın seyirciler. targaryenler bu yüzden bembeyazlar. çünkü güneşte yanmıyorlar. bakınız dany essos'un sıcağında ne yandı ne de bronzlaştı.
    sanırım artık büyük resmi görüyorum.
  7. 5. sezonu 8 değil 12 nisanda başlayacak olan seri.
    tes
  8. serinin üçüncü kitabını bitirdim. son iki kitaba geçmeden önce bir yorum yazmak istedim.

    !---- spoiler ----!

    çok güzel seri , çok harika seri , mükemmel seri vs. ama benim midem bulandı seriden . katliamlar yüzünden değil , ensest ilişkiler yüzünden değil , milletin birbirinin kuyusunu kasması yüzünden değil. eğer ki george r.r. martin tek bir sör , tek bir lord , tek bir flama , tek bir beylik daha eklerse kusucam. yüzlerce karakter var , onlarca hanedan var ve bu hanedanların hepsinin kendine ait detaylı flama tasvirleri var. hayır ben de takındı var , orada geçen sör'ün , lord'un kim olduğunu hatırlamam lazım. kitabın arkasını çevirip , kaldığım sayfaya dönmekten kafayı yedim. yeter george valla yeter. hayır hepsinin yan hikayesi de yokki. sırf kapı muhafızının bile ünvanı , hanesi ve hane sembölü var. çıldırttın beni

    !---- spoiler ----!

    not : yöneticiler başlığın adını da " buz ve ateşin şarkısı " olarak çevirirse çok seviniriz.
    edit : yöneticiler çok hızlı , süper.
  9. sonunda bitirebildim şu ana kadar yayınlanmış olan seriyi. normalde uzun soluklu , güzel bir seri bitirdikten sonra sahip olduğum mutluluğa sahip değilim malesef. benim için daha çok bir göreve dönüştü özellikle ejderhaların dansı. sadece seriyi bitirebilmek için bitirdim. bunun başlıca iki nedeni var.

    birincisi : diziyi izlemiş olmam. beşinci sezon final yaptığında ben kargaların ziyafetine yeni başlamıştım. son iki sezonda dizi ve kitap çok farklılaşıyor. bunu yaparken kitabın kilit anlarının diziye saklanması kötü bir durum , en azından kitap okuyucuları için. kitapta ince ince , detaylıca işlenen olayların dizide gösterilmemesi , sadece sonucu alıp saçma bir şekilde göstermesi kitaba haksızlık. hiç gösterilmeyen karakterler , atlanan zaman çizelgeleri ... bilemiyorum belki seriyi okumamış olsam diziye daha olumlu bakabilirdim.

    ikincisi : george martin'in üslubu. son iki kitap boyunca , hemen hemen bütün ana karakterler bir noktadan başka bir noktaya yolculuk yapıyor. irili ufaklı pek fazla macera yaşıyorlar , bu maceraların kimisi sadece kitabı doldurmak için gözüktü bana. sonraki kitaplarda bir şekilde o maceralara bağlanır mı bilemiyorum fakat şu an ki haliyle gereksiz doldurmalar var.

    daha önce bahsetmiştim karakterler , haneler , ünvanlar hakkında neler düşündüğümü. çok fazla gerçekten çok fazla. tüm seride 1000'den fazla karakter var. bu karakterlerin pek çoğu isimsiz olarak geçilebilirdi , her kahyanın , her kapı muhafızının isimlere , ünvanlara ve hanelere ihtiyacı yok diye düşünüyorum. yani adam üşenmeyip bir ambarda olan yiyecekleri anlatmak için bir sayfa yazı yazmış , serinin sahip olduğu detayları siz düşünün artık.

    detaylı dedik buradan devam edelim. kitapta geçen efsaneler bile çok fazla hikayeye sahip , martin çıkıp efsanelerle ilgili yan kitap yazsa kimsenin hayır diyeceğini düşünmüyorum. ana ve önemli yan karakterlerin yansıtılması ise mükemmel olmuş. bir cersei lannister var ki aman aman , bir karakter bu kadar güzel olabilirdi. sahip oldukları geçmişler , psikolojileri , yaşanan olaylar karşısındaki tutumları hepsi ince ince işlenmiş. okuduğunuz karakterle tamamen bütünleşebiliyorsunuz. en çok görmek istediğim üç karakter var kitapta. onların bakış açısından görebilmek için çıldırıyorum. tahminimce martin'de serinin sonlarına saklıyor bu üç karakteri. petyr baelish , varys , illyrio mopatis.

    evren çok geniş ; batı diyar , özgür şehirler , sur'un ötesi , valyria ve bazı haritalar daha tamamlanmış bile değil. kitapta sadece isim ve kısa bir hikaye ile anılan ama herhangi bir karakterimizin uğramadığı şehirler var. çoğu şehrin , hanenin kendisine ait bir geçmişi , kahramanları , efsaneleri var. farklı tanrıları var. farklı kültürleri var. detay fışkırıyor her yerden. bu kimi zaman sıkabiliyor , kimi zaman hoşunuza gidebiliyor. yaratılan kurgu dahilinde bütün bu detayların birbirleriyle birleşmesi , tek bir evren olarak önünüze sunulması ise harika bir iş.

    kimi zaman okuru yorsada dönemin en önemli eserlerinden birisi. ben kitapların arasına , farklı türlerden kitaplar sokarak bu sıkılma hissini çözdüm. yinede bana bu kadar kısa sürede 5000 sayfa okutabilmesi ki dizisini izlemiş bir insanım , detaylarına vakıfım , bir o kadar viki sayfasını okumuşum. gerçekten büyük başarı. serinin yeni kitabını heves ile bekliyoruz bakalım. umarım bu sene içerisinde yayınlanır.
  10. buz ve ateşin şarkısı, amerikalı yazar george r. r. martin'in halen devam etmekte olan epik fantezi türündeki roman serisinin adıdır. martin serinin ilk kitabını 1991 yılında yazmaya başladı ve sonra taht oyunları adıyla ilk kez 1996 yılında yayınlandı. martin seriyi yedi kitap halinde yayınlamayı planladı. serinin beşinci kitabı a dance with dragons (ejderhaların dansı) 2011 yılında yayınlandı; altıncı kitap the winds of winter (kış rüzgarları) ise halen yazım aşamasındadır.

    kitapta anlatılan hikâye kurgusal iki kıta olan westeros ve essos'ta binlerce yıl öncesinde geçmektedir. hikâye üçüncü bir şahsın ağzından 31 farklı karakterin bakış açısıyla anlatılır. hikâye üç ana konuda beraber işlenir: westeros'u kontrol etmek isteyen farklı hanedanların mücadelesi; westeros'un kuzeyindeki duvarın arkasında yaşadıklarına inanılan doğaüstü varlıklar olan "ötekiler"'in yükselen tehdidi; ve 15 yıl önce öldürülen kralın sürgündeki kızı daenerys targaryen'in westeros'a ateş saçan ejderhalarıyla dönüp tahtı geri alma hırsı.

    fantezi alanındaki bu seri, savaş ve siyasi oyunlardaki gerçekçiliğinden ve sihir gibi öğelerin az işlenmesinden dolayı takdir topladı. martin tarihi olaylardan esinlenerek, seride kasıtlı olarak bolca şiddet ve cinsellik kullanarak fantezi türünün alışılagelmiş kurallarına meydan okudu. ana karakterler, sözde kahramanların da bu tür savaşlarda sağ salim kurtulamayacağını göstermek maksadıyla öldürüldü ve okuyucunun hangi karakterin iyi ya da kötü olduğuna karar vermesi yine okuyucuya bırakıldı. kitap aynı zamanda kadın, din ve yiyecek konusundaki betimlemelerinden dolayı eleştiriler aldı.

    seri dünya genelinde 15 milyondan fazla sattı ve 20'den fazla dile çevrildi.[1] martin'in 5 yıldan fazla sürede yazdığı serinin dördüncü ve beşinci kitapları new york times'ın en çok satanlar listesine girdi.[2] serinin hbo tarafından game of thrones adıyla bir dizisi çekildi. aynı zamanda kitaptan esinlenerek video oyunlar geliştirildi.