1. (bkz: çay şakirdin mazotudur) diye bi laf vardı. ders çalışan, dinlenen, sohbet eden, tv seyreden, kitap okuyan, onu yapan bunu yapan herkes çay içiyor. ülkemizde çayın mühim bi yeri var hatta dünyada en çok çay tüketen ülkeymişiz. analizi bile var kişi başı 7.5 kg çay tüketiyormuşuz.

    http://bantmag.com/news/dunyanin-en-cok-cay-icilen-ulkeleri-siralandi/

    hatta yerine göre su içmiyoruz çay içiyoruz. üstüne şarkılar yazıyoruz, duygusallık bile yüklüyoruz. çay tam kültürümüze göre bir içecek. neyse bi çay koyayım ben ^:swh^
    abi
  2. bizler için ab-ı hayatın ta kendisi olan içecek. aynı zamanda da bu içeceğin kaynağı olan bitki.

    peki bizler için bu denli önemli olan bu güzel içecek ve kaynağı olan bitki hakkında neler biliyoruz?
    öncelikle çay bitkisi hakkında bir kaç bilgi verirsek, çayın ana vatanı Çin'dir. buradan dünyanın geneline yayılmıştır. çay bitkisinin yetişebilmesi için nemli bir ortam şarttır ve hepimizin bildiği üzere ülkemizde bu şartlara en çok uyan yer rize ve çevresidir.

    çay bitkisi ülkemize gelişi ile ilgili pek çok söylence var, ancak kesin olan çayla tanışmamızın osmanlı döneminde, çayın dikimi ve üretiminin ise cumhuriyet döneminde gerçekleşmiş olduğudur.

    çay üretimine bakacak olursak dünyada en fazla çay üreten ülkeler:
    -çin
    -hindistan
    -kenya
    -sri lanka
    -türkiye
    sıralamanın tamamı için buraya bakabilirsiniz.

    çay tüketimine gelecek olursak hepimizin bildiği üzere dünyada en fazla çay tüketen ülke türkiye. sırlamada bizi takip eden ülkeler ise
    -irlanda
    -birleşik krallık
    -rusya
    -fas
    sıralamanın tamamı için buraya bakabilirsiniz.

    gelelim çayın türlerine, her ne kadar siyah ve yeşil çay bilinse de çayın üçüncü bir türü daha vardır, beyaz çay. bu üç tür içinde en az işlem gören ve en faydalı olanı beyaz çaydır. beyaz çay, çay bitkisinin henüz tam olarak olgunlaşmamış yapraklarının toplanıp güneşte kurutulması ile elde edilir.

    beyaz çaydan bahsetmişken yeşil ve siyah çayın nasıl yapıldığına da değinelim.
    yeşil çay için toplanan yapraklar toplanır toplanmaz kavrulup hızlıca kurutulur ve böylece çay faydalı özelliklerini daha az kaybeder.
    siyah çayın üretiminde ise sırasıyla Soldurma, Kıvırma, Fermantasyon, Kurutma ve Tasnif işlemleri gerçekleştirilir. Bu işlemler hakkında daha fazla bilgi için buraya bakabilirsiniz.

    şimdi gelelim işin en eğlenceli yanına, yani dünya genelinde çayın nasıl hazırlandığına. çay tüketilen diğer ülkelerde çayın pek çok farklı hazırlanma şekli var.
    çin, japonya ve kore gibi uzak doğu ülkelerinde çayın hazırlanması törensel bir havada gerçekleştirilir. bu hazırlanma sürecinde pek çok alet, son derece ahenkli bir biçimde kullanılır. ayrıca bu ülkelerin çoğunda yeşil çay tüketilir ve çaya şeker ilave edilmez.
    çin çay seremonisi
    japon çay seremonisi
    kore çay seremonisi

    hindistan'da ise çay, içerisine süt ve şekerin yanı sıra zencefil ve kakule de katılarak ve doğrudan kaynatılarak hazırlanır. pek bizim damak tadımıza uygun gibi görünmüyor doğrusu. hindistan çayının hazırlanışı

    ingiltere ve irlanda da çayı çok tüketen ülkelerden ve bilindiği üzere bu ülkelerde çaya süt ekleniyor. ayrıca ingiltere'de alçak ve yüksek olarak nitelenen iki çay saati bulunuyor. bu saatlerin ilki olan alçak çay saatinde (yani öğlen civarında) hazırlanan çay, alçak masalarda (alçak çay ismi de buradan geliyor) ve yanında atıştırmalık kurabiye, kek vb yiyeceklerle, akşam saatlerinde hazırlanan yüksek çay ise yüksek masalarda ve yanında daha ağır yiyeceklerle servis ediliyor. ayrıca ingiltere'de çay içebileceğiniz çay evleri de gerçekten görülmeye değer. ingiltere öğlen çayı

    ve son olarak fas'a değinelim. fas'ta da yeşil çay daha çok tercih ediliyor, ancak çaya nane ekleniyor. bunun nedeni ise sıcak ortamda çayın ferahlatıcı etkisini arttırmak. hazırlanış şekli de oldukça ilginç. fas çayının hazırlanışı

    görüldüğü üzere pek çok kültür açısından çay son derece önemli bir yere sahip, ancak bizim için yerinin doldurulmaz olduğu kesin.
  3. tüketilirken kullanılması için çeşitili tiplerde bardaklar üretilen, sıcak içecek. İnce belli bardağı, ajda bardağını, kupayı filan anlıyorum da tabanı renkli olanlar(*:kırmızı hariç, onu pazarlardaki domates satıcılarında kırmızı şemsiye olması gibi mantıklı bulabilirim :)) bana çok mantıksız geliyor; çayın görünümünü bozuyor, sanki içine bir şey karıştırmışlar ama tam çözünmemiş de başıma bir şey gelecekmiş gibi :p (bkz: nuri alço filmleri :d)
    tavşan kanı tabiri açıklamasına pek inanasım gelmedi ama şu sitede değişik üsluplu olan ama pek teknik olmayan bilgiler var ;)
  4. koskoca yaz bitiyor ve soğuk çayın tarifini ben yazmamışım. üşengeçlikten ben de pek yapamadım gerçi ama şurada dursun diye bir kaç satır yazayım.

    hazır içecekler, yer yer bahsettiğim gibi sevmediğim bir tat bırakıyor ağzımda. ama yine de dışarıda soğuk çay içiyorum, asitlilerin yanında daha masum! kalıyor sanki..

    neyse evde yaparım ben bunu dedim. biraz baktım araştırdım, herkesin kendince bir tarifi var. ben de mor'a özgü olsun dedim. bildiğinizden çok da farklı değil aslında.

    koyu bir yeşil çay demledim öncelikle. yeşil çayı özellikle bu tarifte daha çok seviyorum. demi çıktıktan sonra sıcaklığını kullanıp istediğimiz ölçüde şekeri eritiyoruz içinde. şimdi, burada şu kadar litre, bu kadar ölçek diyemiyorum. damak tadı herkeste başka. bende göz tartısı var, ölçülü pek bir şey yapamıyorum. siz artık kendi terazinize göre tarifi yorumlarsınız.

    peki başka neler koydum? şeftali... evet bu tadı seviyorum. nektarin değil ama şeftali olması gerek. nektarin de aroma istediğim ölçüde baskın değil. başka bir kapta kaynattığımız suya, şeftali, tarçın kabuğu, karanfil,zencefil,nane ve 1adet limonun suyunu sıkıp içine atıyoruz. kapağını kapatıp onu da demlenmeye bırakıyoruz. her iki taraf hazır olduktan sonra da bu aşıkları buluşturmaya geliyor sıra. tekrar bir süzüp bir sürahide buluşturabilirsiniz. ben ilk yaptığımda sadece çayı süzmüş, diğerlerini sürahide bırakmıştım. aşağıda görüntüleri mevcuttur, istediğiniz gibi soğutup sonrasında limonla servis yapabilirsiniz; afiyetle...


    http://i.hizliresim.com/XdJLW6.jpg

    http://i.hizliresim.com/pE9B4L.jpg

    http://i.hizliresim.com/rERZYN.jpg
  5. çok sevmediğim ve abartıldığını düşündüğüm içecek. Yıllarca içmesem aklıma gelmez o derece, türk kahvesi dururken bu kadar sevilmesi popüler olması hatta tiryakilerinin olması anlamsız gelir.
    şu videoyu izledikten sonra daha da abartıldığını düşünmüştüm.
    wtf
  6. çayın içinde ki tanenler, midenizde ki besinlerle aldığınız demiri emer ve besinlerle demir almanıza mani olur. bu da demir eksikliği anemisine neden olur. yemeklerden hemen önce, hemen sonra çay içilmemesi gerekir. tıpkı çay gibi buna neden olan başka yiyecek ve içecekler de var. bu nedenle çayın da içinde olduğu bazı yiyecek ve içecekleri, özellikle kansızlığa sahip olduğunuz için kullandığınız demir haplarından 2 saat önce ve sonra yememeniz, içmemeniz gerekir.

    az için, öz için.

    42 nolu tirebolu çayı