1. cemre, ilkbahar başlangıcında yedişer gün arayla; önce havada sonra su ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık artışı. baharın gelişini müjdeler.

    arapça olan sözcük kor durumunda ateş anlamına gelir. türk ve altay halk kültüründe ve mitolojisinde imre (imere veya emire) adı verilen cinin neden olduğuna inanılır. ilkbaharda görünüp titrek ışıklar saçarak göğe yükselir. sonra buzların üzerine düşerek onları eritir. oradan da yere girer. bundan sonra ısınmış topraktan buhar yükselir. emire baharın gelişini temsil eder. bulgarlarda zemire olarak yer alır. anadolu türkçesindeki arapçadan gelme cemre sözcüğünün aslında bu adın benzetme yoluyla değişmiş hali olduğu söylenebilir.

    anadolu'da yaygın kullanılan geleneksel halk takvimi, yılı "kasım" ve "hızır" günleri olarak kış ve yaz olarak ikiye böler. kasım günleri, miladi takvime göre 8 kasım'da başlar ve 5 mayıs'ta sona erer (hıdrellez) . cemrelerin düşmesi, kasım günlerinden hızır günlerine, bir başka ifadeyle kıştan bahara geçişin sembollerinden biridir.

    ilk cemre 20 şubatta havaya ve yedişer gün arayla da suya ve toprağa düşer. bugün 20 şubat ve ilk cemre toprağa düştü. bahar geliyor.

    not: anneannesiyle büyümüş şanslı çocuklardanım (bence). kırlangıç fırtınası, hıdrellez, mart dokuzu, april'in beşi, cemreler oldu yaşamımda. anneannemle birlikte cemreleri beklerdik. "nereye düştü şimdi annane? neden görmüyoruz? nasıl düşüyor?" diye başının etini yerdim. insanlar ölüyor ama hissettirdikleri asla unutulmuyor. bu da bir nevi ölümsüzlük değil mi?