1. tanrı var mı ?

    varsa, neden emaresi okunmuyor ve hangi tanrı ?

    yoksa, neden yaratıldı bu tanrılar ?

    din olmasa insanlar ahlaklı olmayacak mı ?

    ahlak nedir ?

    evrensel ahlak var mı ?

    neden dua ediyoruz ?

    kime dua ediyoruz ?

    dua edilen merci bizi duyuyor mu ?

    yoksa tınlamıyor mu ?

    tınlıyorsa dua, kaderi değiştirir mi ?

    kader değişmez ise neden dua ediyoruz ?

    kader varsa özgür iradeye ket vurmaz mı ?

    sonsuz hayat var mı ? ( ahiret inancına göre )

    tanrı (varsa), sonradan ateist olacak kişiyi neden yaratıyor ?

    tanrı, neden bu ateisti cehenneme atıyor ?

    tanrı sadist mi ?

    tanrı neden 4 kutsal kitap ve 124 bin peygamber gönderiyor ?

    tanrı, yeryüzüne 3 kutsal din yayarak neden insanların arasına nifak sokuyor ?

    tanrı kötü mü ?

    tanrı, yeryüzünde acımasızca katledilen insanlar için neden kılını kıpırdatmıyor ?

    tanrı, özgecan'a tecavüz edip sonra da vahşice öldüren canileri neden tiyatro seyreder gibi müdahale etmedi ?

    bir de;

    dinozorlar neden yok oldu ?

    neandertal insanları neden yok oldu, ne oldu onlara lan ?!

    ilk soruya geri dönsek,

    gerçekten bi' tanrı var mı ?

    edit: seri eksileyen genç dindarlar rahatsız:)
  2. ''her şeyi anlamak zorunda değiliz. kaç yaşında olduğunu anlamak için kesilir mi bir ağaç. bir dalgıç nasıl siler gözyaşlarını? kederli günlerde bağlanmaya daha açık oluyor insan. ama zaten her şey yolunda giderken kim sevebilir?...'' Gizlice söyle bana
  3. 10 haziranı görecek miyim?
  4. bir kilo demirin bir kilo pamuğa eşit olduğunu algılayamayan insana kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduğunu nasıl anlatayım ?
  5. günümüzdeki din kavramları insanlar tarafından hiç yaratılmamış olsaydı acaba dünya şu anki halinden daha güzel bir yer olur muydu?
  6. dua ederken neden emir kipi kullanılır?

    yani ben olsam alınırdım şahsen.
    hubot
  7. n' oluyo?
  8. huzrun kokusunu aldınız mı siz hiç? ya da, siz hiç bir okyanusu dudaklarından öptünüz mü, diyen şair öptü mü? sevgi denen şey kelimelerde mi gizlidir sizce? veya aşkta üçüncü birine yer yokken neden aşk üç harflidir ki? neden içimizi önce içimize dökeriz? kalp birini severken niye milyonlar bu derde deva olmaz? aşk var mıdır? neden gece yarısı yeni güne gireriz? sevgili yanımızdayken uzaklara bakmanın anlamı var mıdır? görecelilik kişiden kişiye göreceli midir? işık hızında giden araba olsaydı farları olur muydu? evrende nokta halinde görünen dünyada ülkene bakıp, şehrine bu deyip mahallene şu deyip, evini bulup, bu da benim diyebilir miydin? zamanı nasıl geri alabiliriz? bu günü dolu dolu yaşa deseler hiç mi boş anın olmazdı? 1 trilyon verseler, diye başlayan cümlelerdeki o verecek olan kişi kimdir? hayat deyince aklımıza neden geniş bir zaman gelir? iki ucu pis olan değnek nasıl o hale geldi? uçurumun kenarındasın, dediklerinde seçim yapman gerektiği saçma sorular vardı ya hani ona hiç mi kendimi atarım demedin? hiç yalan söyledin mi, diyene hayır dersen gerçek bir yalan olmaz mı?
    han
  9. neden yaşamak isteriz?

    benim ciddi anlamda üzerinde düşündüğüm ve adam akıllı bir cevabını bulamadığım soru. birinin yaşamasını istememiz normaldir. bizim için değerlidir, onu severiz. anlarım. gayet mantıklı bir durum. ama hayatta kalma isteğimiz tam olarak neyden kaynaklanıyor? işte orada biraz karışıyor. bakması gereken insanlar olduğu için, sevdiklerini düşündüğü için (ölmesini istemeyen insanları düşünürsek bir önceki bahsi geçen konuya dayandırılabilir), hayalleri olduğu için... birçok sebep sıralayabiliriz. ama hiçbiri tam anlamıyla cevabı karşılamaz. düşünün. hasta olan birine öleceğini söylüyorsunuz ve bu durum onu üzüyor. neden? bir bitişin olacak olması insanı neden üzer? dediğim gibi arkada bırakılanlar için üzülmek kabul edilebilir ama kimse o kadar da insanları düşünmez. kendisi için üzülür çoğu insan. "ölmemeliyim" der. sebebini bilmeden. "hayallerim var" der. ölümden sonra hangisi anlamını korumaya devam eder? kuzey avrupa seyahati yapmış olması, ölmüş bir adam için ne kadar önemlidir? ya da bungee-jumping yapmış, el classico maçına gitmiş, harika bir konser izlemiş olması ölmüş bir adama ne katar? hiçbir şey. öldükten sonra bu dünyadaki hiçbir şey anlamını korumaz ki bizim için. "senin için ölürüm" derler. ee? ölünce ne kaybeder insan? artık olmayan bir şeyden bahsediyoruz. bir şeylere sahip olması ya da olmaması mümkün olmayan bir şey. ama tuhaf bir şekilde anlamlı bizim için. biri başımıza silah dayarsa istediği şeyleri yaparız. "istersen vur" diyen kaç kişi vardır? cesaret gereği değil, sırf olayın mantığına bakarak kaç kişi kurmuştur bu cümleyi? bedenimizin canlı olması bir şeyleri etkilemeyecekse kurulabilecek bir cümledir bence (bir bölgeyi koruyan güvenlik görevlileri ya da önemli biri gibi). hadi intihar ederim demiyorum. yaşıyor olmanın önemli olduğunun farkındayım. ama ölmekten bu kadar neden korktuğumuzu anlayamıyorum. binlerce yıl öncesinden kalan ve neslin devamı için oluşan bir iç güdü mü? olabilir. öyle ki ölüm sırasında bahsedilen gözlerin önünden geçen film şeridi bile bir hatatta kalma mekanizmasıdır. beyin, insanın kendisi için önemli şeyleri hatırlayıp onlar için hayatta kalınması gerektiğini vücuda empoze eder ve vücudu yaşıyor vaziyette tutmaya çalışır. ama işte yine az önce bahsettiğim "yaşıyor olmanın bir şeyler için önemli olması" konusuna gidiyor bu konu.

    sonuç olarak. tüm bu bilgiler ışığında, neden yaşamak için çaba sarf ettiğimizi (yeri geliyor insanlar yaşamak için öldürüyor) birileri bana açıklamak için mesaj kutumu kızıllandırırsa çok mutlu olurum.
    jimi