1. birden fazla dili birbirine tercüme etme işi.

    çevirmenlik, kullanılan dili iyi konuşmak ya da yazmaktan öte beceriler ister. bir çevirmen kullandığı ve tercüme ettiği dillerin kültürlerine de hakim olmak durumundadır. teknik çevirileri kenara koyacak olursak, özellikle nesir çevirilerinde tercüme edilen dilin kullanım özellikleri önem arz eder. sokak ağzı ile yazılmış bir romanda resmi bir dil ile çeviri yapıldığında komik durumlara düşülebilir. kitap çevirmenlerinin başarısı, tercüme ediyor oldukları yazınların okunurluğunu arttırır. yabancı dilde bir kitabı almadan önce çevirmenini tanımak ve daha önceki işlerine bakmak o kitabı okumadan önce zaman kazanmanızı sağlar. çevirmenler de bol bol okuyan kimselerdir ki dağarcıklarını her daim güncel tutarlar.

    kitap çevirmenliğinin yanında bir de eş zamanlı çevirmenlik vardır. (bkz: simultane çevirmenlik) anlık olarak söylenenleri başka veya ana dile çevirme işidir. yazın çevirisinden kat be kat ağır olan bu çevirmenlikte tercümanın daha özel becerilere ihtiyacı vardır. muhakeme, algı, karşılaştırma vb. konularda üst düzey bir seviyede olmak icap eder. bu işin ağırlığı ise tamamen kafa ile ilgili olmasındadır. sahnede konuşan her bir kişi için çevirmen o sayı kadar çeviri yapar. herkes bir kez konuşurken çeviri yapan kişi her biri için ayrı tercümeler yapıyor olur ki, bu durum bir süre sonra kayışın gevşemesine sebep olur.

    özellikle doktora çalışmaları sırasında her öğrencinin bir dönem bulaştığı çevirmenlik meslek olarak yıpratıcı ve meşekkatlidir. öğrenciler için sadece hakim olunan konu ile ilgili çeviriler yapılırken kaliteli bir çevirmen birden fazla farklı konuda çeviri yapabilir. bu durum da az önce bahsi geçen kayış gevşemesine bir diğer sebeptir.
  2. meslek olarak çevirmenliği seçmeden önce bir kaç defa durup düşünülmesi gerekir. özellikle üniversite yıllarında ek gelir olarak yapılan çevirmenlikten oldukça farklıdır. bir büronun elemanı olarak çalışacaksanız iyi bir maaş almayı beklememelisiniz. öte yandan çevirmenlerin büyük kısmı serbest çalışan olarak çalışmaktadır, serbest çalışan olacaksanız da önce yakın çevrenize evden çalışmanın da bir iş olduğunu ( hatta çok daha fazla disiplin gerektiren bir iş ) anlatarak yola koyulmalısınız. çünkü evden çalışıyor olmanız istenilen her anda boş vaktiniz olduğu, erişilebilir olduğunuz algısı yaratacaktır.
    teknik çevirilerin kitap çevirilerine göre daha hızlı bir döngüsü olduğundan daha çok gelir getirir. ama bu durum teknik çevirinin kolay olduğu anlamına gelmez. birden fazla alanda işin uzmanı kadar olmasa da buna yakın bir bilgi seviyesi gerektirir. öte yandan kitap çevirileri yapmak başka bir ömür törpüsüdür. eğer tanınmış bir çevirmen değilseniz ( ki bu yıllar alır ) kitap çevirilerinde yayın evlerinin geneli önünüze konulan sözleşmede size yalnızca ilk baskı için ödeme yapmayı önerecektir ve bu miktar verdiğiniz emeğin yanında genelde devede kulaktır. öte yandan bir kitabı çevirebilmek için çevirmenin genellikle bir çok kitabı önceden okuması, araştırması, yer yer geri dönüp okumalar yapması gerektiğini de anlatamayacaksınız. bu yüzden yayın evinin size vereceği teslim süresi genellikle "10 sayfayı şu kadar saatte çevirse, 300 sayfayı şu kadar günde isteyelim" gibi kaba bir yaklaşımla belirlenecektir.
    uzun lafın kısası sömürünün en net görünür olduğu mesleklerden biridir.
    mesut
  3. bir onceki gun saat 14.00dan bu yana yaptigim guzide etkinlik. evet, uyumadim. uyuyup uyanayim buraya edit gelecek. (bkz: to be continued)
  4. eğer bir dizi vs. çeviriyorsanız kesinlikle ilginizi çekmediğinden emin olun. öyle ki gelen bölümü çevirirken, izlemekten alacağınız zevk tamamen tükeniyor. hiç sevmedim ben bunu.
    bozuk
  5. zordur, -bence- yeni bir anlam,eser oluşturmaktadırlar.
    örneğin nietzsche'nin çok sevdiğim bir sözü vardır,

    i have often laughed at the weaklings who thought themselves good because they had no claws.

    ne çok gülmüşümdür keskin pençeleri olmadığı için kendini iyi zanneden zayıflara.

    anlam olarak çok kaymamış fakat hani devrik olmasından mıdır, 'ne çok' öbeğinin gücünden midir yoksa orda olmayan 'keskin' kelimesinden midir bilmiyorum ama çok etkileyici bir çeviri bence.
  6. kimi iş bilmez, laf bilirler için tabela mesleği. mirasyedisiniz ve hayatınızın sıkıcı bir dönemi radikal kararlar alıp ege'de bir ilçede bir süre oyalanmak, babanızı şaşırtmak, annenizi üzmek ve kapitalizme cool atarlanmalar yapmak mı istiyorsunuz. 2 kur ingilizce kursuna gidin, bitti, artık çevirmenim diyebilirsiniz. nerde böyle çakma entel var, ağzı egrilir konuşurken bak hemen köye yerleşmiş çevirmenim deyiveriyor. ne çevirdin mesela deyince öyle bi lafı çeviriyor ki diyorusunuz lan adam hakkaten çevirmen. (bkz: swh)

    buradan meslek erbabına saygı ve sevgilerimi gönderiyorum, elleriniz dert görmesin. çevirmenlik öyle köye git yan gel yat ye iç gez mesleği değildir. (bkz: #31866)
    abi
  7. en güzel yanı bol bol okuyup bir şeyler öğrenme fırsatı sunması olan meslek.

    bugüne kadar dergi makalesinden tut matematik kitabına kadar (tabii bu biraz kişisel proje gibi bir şeydi, zevkine yaptım) tonla çeviri yaptım. finans, politika, magazin derken çok konuda bilgi sahibi olmama fırsat tanıdı bana bu işler.

    şimdi düşünüyorum da mesela gizli meseleleri çeviren insanlar da var. adamlar neler neler biliyordur kim bilir.
  8. çevirmen Sebla küçük'e İngilizce haber kaynaklarından çevirip twitter'dan paylaştığı zeytin dalı harekatı hakkındaki çeviri haberleri nedeni ile terör örgütü propagandası yapmak iddiası ile dava açıldı.

    çevirilere baktım, İngilizce kaynaktan yapılmış, yorum katılmamış çeviriler. kapıları dünyaya kapatalım isteyenlerin makbul çevirmenleri de haliyle haberleri görmeyen, küfürleri çevirmeyen, yeri geldiğinde haberi eğip bükenler oluyor. ama mesleğini hakkıyla yapan birileri çıkıyor; görüyor, okuyor ve paylaşıyor işte.

    kaynak
    mesut
  9. nasıl yemin ediyorlar merak içindeyim. "ben ki bundan sonra çevirmen olarak anılacağım. yazıyı, sözü, insanlığı düzgün çevireceğime yemin ederim." ardından salondan alkış sesleri geliyor falan.
  10. sefalet.