charles bukowski

Kimdir?

(16 ağustos 1920 – 9 mart 1994), asıl adı heinrich karl bukowski olan amerikalı yazar ve şair. yapıtlarında bazen henry chinaski ismini de kullanmıştır. hayatının çoğunu abd'nin los angeles şehrinde geçirmiştir.

eserlerinde genellikle toplum dışı insanlar ile depresyonu konu alması ve alkolizme yatkın bir hayat tarzını anlatmasıyla ünlüdür. bunun nedeni olarak kendisinin bu hayatı yaşaması gösterilebilir. bukowski’nin yazılarında kendi hayatını yazıp yazmadığı tartışma konusu olmuştur; hayranlarının bir kısmı bunları kurguladığını, çoğunluğu ise yaşamadan bu tip kurguları yapmasının mümkün olmayacağını ve o karakterde bir insanın bu hayatı sürmesinin zaten doğal olduğu görüşünü savunmaktadır.

hayatı

i. dünya savaşı'nın sonlarında almanya'ya askeri hizmet nedeniyle gelen polonya asıllı amerikan bir babanın ve terzilikle uğraşan alman bir annenin çocuğu olan charles bukowski 1920 yılında andernach, almanya'da doğdu. 2 yaşındayken los angeles'a taşındılar. 1929 krizi sırasında bukowski'nin babası genelde işsizdi ve bukowski'ye şiddet uygulardı. genelde sessiz bir çocuk olan ve bu özelliğiyle dikkat çeken bukowski, bazen çıldırış noktasına geliyor kendinden hiç beklenmedik kabadayılıklar yapıyordu. ilkokul yıllarından itibaren korkusuz olan bukowski, kendi yazdığı bir eserinde ilkokul öğretmenine "sevişelim" dediğini söylemektedir. bukowski, los angeles lisesi'nden mezun olduktan sonra sanat, gazetecilik ve edebiyat dersleri aldığı los angeles şehir üniversitesi'nde 1 yıl okudu.

yazmaya başladığı günden itibaren yazılarını yayımlanması için dergilere gönderen bukowski’nin yazıları hep geri gönderilmiştir.

ancak 24 yaşındayken "aftermath of a lenghty rejection slip" isimli kısa öyküsü yayımlandı. iki yıl sonra bir başka kısa öyküsü olan "20 tanks from kasseldown" isimli eseri yayımlandı. bukowski yayıncılık yöntemlerinden hayal kırıklığına uğradı ve neredeyse 10 yıllığına yazmayı bıraktı. hayatının bu bölümünü abd'yi gezerek, çeşitli işlerde genellikle kısa vadeli çalışarak ve ucuz pansiyonlarda konaklayarak geçirdi. hayatının diğer bölümlerinde olduğundan daha yoğun bir tempo ile açlık ile boğuşan ve kadınlarla zaman geçiren bukowski daha sonra bu yıllarını factotum isimli kitabında da anlatmıştır. bu dönemdeki işlerinin kısa vadeli olmasının nedeni de düzen tanımaz kişiliği ve alkol bağımlılığıydı. bukowski babasına olan nefretini onun aksine bir hayat yaşayarak göstermiş ve bir yazısında da bu yüzden bir hiç olmayı seçtiğini söylemiştir. o babasının aksine olduğu gibi görünen ve bir şey olmamayı hedefleyen birisi olarak kazandığı paraya önem vermiyor ve barlarda günü birlik bir hayat sürüyordu. zengin amerikalı kadınlarla ilişkiye girdiği dönemlerde onlara kaba dahi davransa etkiliyor onların evlerinde yaşamaya başlıyor ama bir türlü o hayata adapte olamayarak eski hayatına geri dönüyordu ki 1969’da da bunu, aç kalmayı seçtiğini söyleyerek ispat etmiş oluyor adeta. ayrıca ömrünün çoğu denilebilecek kısmını da hipodromlarda geçirmiş ve bundan yazılarında sık sık söz etmiştir. 1950'lerin başında bukowski, iki yıldan az bir süre abd posta idaresi'nde posta kuryesi olarak çalıştı. 1955'te ölümün ucundan döndüğü alkol komasından dolayı hastaneye kaldırıldı. taburcu olduktan sonra bir daktilo satın aldı ve şiir yazmaya başladı.1957'de barbara fry ile evlendi fakat 1959'da boşandılar. bukowski, şiir yazmaya ve içki içmeye devam etti ve sonra los angeles'taki postaneye geri döndü. 1965'te hiç evlenmediği francis smith'ten bir kızı oldu. 1969'da black sparrow yayınevi'nden ömür boyu 100 dolar maaş teklifini alınca postaneden ayrıldı. bir mektubunda şöyle bir açıklaması vardı "iki seçenekten birini seçmek zorundaydım: posta ofisinde kalıp delirmek ya da yazmaya oynayıp açlıktan ölmek. ben aç kalmayı seçtim." posta ofisini bırakalı bir ay olmayadan postane ismindeki ilk romanını bitirdi. 1976'da bukowski, linda king ile tanıştı. iki yıl sonra birlikte los angeles'ta bir liman şehri olan san pedro'ya taşındılar. bukowski ve beighle 1985'te evlendiler.

bukowski, pulp romanını henüz bitirdikten sonra 9 mart 1994'te 73 yaşındayken omurilikten yayılan lösemi sebebiyle san pedro, kaliforniya'da öldü.

bu tip bir hayat yaşadığı için birçok kez tutuklanmış, dayak yemiş olan bukowski hayatı, özgün dili ve tarzı ile amerikan edebiyatına damgasını vurmuş, türkiye'de ise ilk kez sokak dergisi’nde çıkan öyküleri ile tanınmıştır.

kaynak: wikipedia


  1. californication dizisinin ana karakteri hank moody, charles bukowski'nin hayatından esinlenerek resmedilmiştir.
  2. bukowski'den alkol üzerine;

    alkol bu dünyaya gelmiş en muhteşem şeylerden biri muhtemelen -beni saymazsak tabii ki.

    evet… bu dünyaya gelmiş en muhteşem iki şeyi saptadık. işte… iyi anlaşırız ben ve alkol. çoğu insan için yıkıcıdır. ben onlardan biri değilim. en yaratıcı yazılarımı sarhoşken yazmışımdır. kadınlarla bile, ben biraz çekingenimdir sevişme konusunda, bu yüzden alkol bana cinsel olarak daha özgür olma olanağı tanımıştır. alkol özgürlüktür benim için, çünkü ben esas olarak içine kapanık, mahcup biriyim, oysa alkol bana bir kahraman olma, pervasızca işler yapıp uzay ve mekanda uzun adımlarla yürüme fırsatı tanır… bu yüzden seviyorum… evet.

    içki meselesi bu, diye düşündüm kendime bir içki alırken. eğer berbat bir şeyler olmuşsa, unutmak için içersin; iyi bir şeyler olursa kutlamak için içersin ve hiçbir şey olmamışsa bir şeyler olması için içersin.
  3. akademik çevrelerden hiçbir zaman yeterli ilgiyi göremedi. Ancak Bukowski hakkında çok sayıda kötüleyen eleştirel kitap yayınlandı.

    Ölüm töreni Budist rahipler tarafından yönetildi. Yazarın mezar taşına ''dont try'' (Denemeyin) yazıldı. Eşi Linda'ya göre bunun anlamı şu; "Eğer tüm zamanınızı deneyerek harcıyorsanız, tek yaptığınız denemek demektir. Bu yüzden denemeyin, sadece yapın."

    güzel bir çalışma ve mezar taşı:

    http://listelist.com/bukowski-sozleri/
  4. yeralti edebiyatinin en gozde ve aranan yazari, alman asilli abd' li yazar. hemingway ve fante' den etkilenmis -esererinde her ne kadar hemingwayvari pek bir sey goremesek de- ve bircoklarini etkilemistir.
    edit: imla
  5. bukowski çoğu yazara göre çok absürt bir kişiliğe sahiptir. yaşadıklarını sansürsüz anlatan içkiden de kendisini alıkoyamayan (eee ayık kafayla çekilmiyor hayat) biraz da munzur biriydi. kadınlarla da hem iyi hem kötüydü. kadınları pek sevmezdi ama onlarla ilişkiye girmekten de kaçınmazdı."her ay kanayıp da ölmeyen canlıya güvenilmez." diyerek de dediklerimi kanıtlamış. eğer bukowski'yi iyice tanımak istiyorsanız californication adlı diziyi öneririm dizideki hank moody adlı karakter tamamıyla bukowskiesquex bir hayat yaşıyor. bölümleri kısa güzel bir dizi.
  6. nickime hayat veren ulu, şahane başarısız chinasky'nin factotum'n yazarı
  7. benim için en akılda kalıcı yanı, rahat okunabilmesidir. eğlendirici ve enerji vericidir. argoya alerjiniz yoksa yağ gibi kayar, gider.
  8. sıradan delilik öyküleri yazan büyük yazar şair
  9. "mutlu olanların hepsi uyuyor şimdi. mutsuz olanlara selam olsun." diyen bugün ölümünün 22. yılı olan merhum ayyaş,bunak güzel abimiz.
    ozee
  10. kendisiyle askerde tanıştım. bütün eratın elinde banyo öncesi kasabanın en güzel kızı kitabı elden ele dolaşıyordu. bende faydalanayım dedim. iyi ki de demişim, o gece kitabı bitirdim büyük bir hayranlıkla. hemen istanbul'a haber saldım, ne kadar kitabı varsa gönderin bu ulu insanın diye. factotum, ekmek arası ve barfly favorilerim. ayrıca türkçe'ye nefis çevrimlerini yapan avi pardo'yu da anmadan olmaz. ona göre underground edebiyatın babasını cecil yazmıştır, bana göre de kendisi.