1. günümüzdeki birçok ailenin hayatta yapılması gerekenler listelerinde sırf sırası geldiği için yaptıklarını düşündüğüm şey.

    ailelerin çocuklarını sevmediğini falan söylemiyorum. elbette seviyorlardır. fakat üzerinde düşünmeden hemen çocuk yapıp, ebeveyn oluyorlar. sonra iş+çocuk+ev üçlüsü hem baba hem de anne için gitmemeye başlıyor.

    plaja gelmişler. çocuk artık ne istediyse ailesi yapmamış. nasıl bağırarak ağlıyor. avazı çıktığı kadar böğürüyor. evet böğürüyor bildiğiniz. anne baba ne yapıyor peki? şezlongda yayılarak sohbet ediyorlar. sustursana arkadaşım çocuğunu? ya çocuğun istediğini yaparak sustur ya da evde her istediğinin olmayacağını öğreterek sustur. ama bunu evde öğret. oraya kafa dinlemeye gelen insanların huzurunu kaçırarak değil. 10-15 dakika böğürdü o çocuk orada. ağlamıyor da hani amacı ailesini huzursuz etmek.

    okullar kar tatili olmuş. veli gelmiş diyor ki; "ee ben bu çocukla ne yapacağım 2 gün? yine okula gelse kitap falan okusalar, sizler başlarında dursanız, ders anlatmasanız olmaz mı?" ne bileyim ben 2 gün ne yapacaksın çocuğunla? neticede annesi olan sensin, anne gibi ilgilenecek olan da. bana mı sordun çocuğunu yaparken? çocuk bakıcısı değilim, öğretmenim ben. çocukla evde ne yapacağını bilmiyorsun ama karnında bir tane daha var. yazık!

    belki bana davulun sesi uzaktan böyle geliyordur. eminim ebeveynler olarak çok bunalıyorsunuzdur ama hamama giren terlermiş. çocuk yapmaya karar vermeden önce hiç mi bakmadınız çevrenizdekilere?
    ebeveyn olmanın hakkını verenlere teşekkür eder, diğerleri için kendime sabırlar dilerim.
  2. içimizdeki çocuğu büyütüp, gerçekten "yetişkin" birer birey olana kadar çocuk yapmamalıyız bence. çünkü "çocuklar" çocuk doğurabiliyor ama iyi birer ebeveyn olamıyor.

    çocukların oyun arkadaşlarına olduğundan çok, kendilerini yanlarında güvende hissedebilecekleri yetişkin ebeveynlere ihtiyacı var. kendi "yetişkin" olamamış bireylerin doğurduğu ve yetiştirdiği (aslında yetiştiremediği) bireylerden oluşan bir toplumda yaşamaktan hepimize gına gelmedi mi fazlasıyla?

    fiziksel ve maddi ihtiyaçlar gibi asgari koşulların bir şekilde karşılanabildiği varsayımıyla, duygusal ihtiyaçları karşılanmamış hiçbir çocuğun gelecekte sağlıklı bir birey olma şansı yok. bir çocuğun duygusal ihtiyaçları da ancak kendini tanıyabilmiş ve anlayabilmiş dolayısıyla kendi dışındakileri ve toplumu da anlama kapasitesi olan ebeveynler tarafından karşılanabilir.
  3. turkiye'de pek çok ailenin neden yaptığını bilmeden yaptığı şey.

    adam hayata dair oturup iki dakika dusunmemis, " ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, amacım ne?"dememiş insanlar üçer beşer çocuk yapıyor.

    evliliklerin pek çoğu zaten sevgisiz, sırf sırası geldi diye yapılıyor. sevgisiz evliliklerin zamanı geldi diye yapilan çocukları da sevgisiz büyüyor. belki de toplumca ruh halimizin bozuk olması bu sebepten.

    hep evlenip çoluk çocuğa karisma hayali olan biriydim. cocuklarla ilgili planlar da hazırdı. hem spor hem sanata yönlendirecektim. ney, kanun, tanbu, kemençe kurslarına gönderip, analarini da hanende yapıp evde fasıl yapacaktık. tabii ülkenin geldiği su durumda çocuk sahibi olanın aklından şüphe ederim.

    biz yandık, çocuklarımız niye ceksin bu yükü?

    not: zaten anneyi de bulamadım.
  4. turkiye'de genellikle bencilliktir.

    toplumdan tepki almamak, soyismini devam ettirmek, yaslaninca bir su verene sahip olmak, yatirim araci gibi kullanmak gibi hedeflerle girisilen istir.

    hic dusunulmez acaba ben bu cocugun egitimini, guvenligini, sagligini, gelisimini asgari duzeyde de olsa saglayabilecek miyim diye. rizkini allah verir mantigiyla yapilir ve hepsinin doktor muhendis olmasi beklenir. baslangicta yapilan bencilligin sonucu toplumda dezavantajli bireyler olarak zuhur eder. fatura da o garip cocuga kesilir.

    bencil olmayin. anne-baba olacaksaniz diye, yasami kararmis bireyler uretmeyin.
  5. aile içi lojistik sektörünü geliştiren eylemdir. getir götür, telefonları açma, kapıya bakma, bakkala gitme gibi bilimum nitelik ve zanaat gerektirmeyen görevlere işgücü sağlar. aile içi nüfus arttığından daha büyük tencerelerde yemek pişer. yemek sonrası tatlı seansları başlar. çizgi filmler izlenmeye, parklardan keyif alınmaya başlanır. hayat daha bi pembe daha bir mavi olur.
  6. çocuk yapmak riskli iş ya bende böyle bir dünyaya çocuk getirmek istemiyorum diyenlerdenim insanlar tuhaf dünya tuhaf oldu artık hem onu iyi yetiştirebilecek miyim acaba o yüzden çocuk yapmamak en iyisi
  7. dünyaya sevdiği kadınla/erkekle ortak bir canlı getirmek. bir "insan" yapmak.

    çocuk sahibi olabileceğimi düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyorum. harika bir duygudur eminim ki.
  8. yerine maymun beslemek istediğim klişe. hayallerimden bir de o maymunu alıp kendini beğenmiş ailelerin bakışları arasında çocuk doktoruna götürmek avm de sinemada dolaştırmak ve hatta okula yazdırmak
    wtf
  9. yapın. doğum anını, emeklemesini, yurumesini, ilk kelimelerini görün, duyun sonra diyeceksiniz ki bu nasıl bir muhteşemliktir.
  10. döllenmenin halk arasındaki tabiri.
    aynı zamanda insanların bilinçsiz olduğu, neslini devam ettirmek için yaptığı eylem. ha bir de ''bu dünya'dan göçmeden bana ait bir şey bırakmak'' düşüncesi var. yine insanoğlu ''ben'' kelimesinden soyutlayamıyor kendini.

    kaç kişi kendisine ''gerçekten böyle bir şey istiyor muyum?'' diye soruyordur,hiç bilmiyorum. insanlar yapısı gereği üreme ihtiyacı hissediyor,buna bir şey diyemeyiz fakat bilinçsizce üremeleri kendilerinden çok çocuklara zarar veriyor. çocuk yapmak büyük sorumluluk gerektirir,bilinçli bir insan olmayı gerektirir. bu bilinci kazandırmak ve çocukların da kendilerinin de daha az zarar görmesini sağlamak için en iyi yöntem bence cinsel eğitimdir. gerek okullarda gerek aile bakanlığı gibi mecralarda bunun sağlanması lazım.
    hadi bu bilinci kazandın diyelim. bu sefer de kendine sorman gereken soru nietzsche'nin ''bir çocuk istemeye layık bir insan mısın ?'' cümlesidir. kendinizi bunun için gerçekten hazır hissediyorsanız,bunu yapabilirim diyorsanız 'çocuk yapmak' eylemini gerçekleştirmenizde hiçbir sorun yok bana kalırsa.
    ben kendimi buna hiçbir zaman layık göremedim,göremem gibi de duruyor.(daha yaş 20 ama olsun)

    bu da yetmezmiş gibi sonrasında aklıma nazım hikmet'in ''çürük yumurtadan çürük, benden yapacağın çocuk.'' dizeleri geliyor. çocuk yapma düşüncesinden iyice soyutlanıyorum. cinsellik eğitimi konusunda bilinçli olduğumu düşünsem de kendimi bu duruma layık göremiyorum.
    velhasıl, maddi ve manevi olarak yetersizseniz çocuk yapmayın. ''bilinçsizseniz de çocuk yapmayın.'' diyemicem zira bu yüzden oluyor çoğu çocuk. ama ''çevremizdeki bilinçsiz insanların bu tür şeyleri idrak etmelerini sağlarsak dünya daha güzel bir yer olur'' diyebilirim.