1. içinde bulunduğum genç nesil bence çok bilinçsiz. neredeyse hiç kitap okumayan, haber takip etmeyen, güncel haberler hakkında fikir üretemeyecek kadar bilgisizlikte insanlar yetişiyor. değişim önce bireyden başlar daha sonra topluma sirayet eder. eğer biz bilinçli bir toplum istiyorsak önce bireyleri yetiştirmeliyiz. toplumu geliştirecek yegane şey de eğitimdir.
  2. hayal kırıklığı yaratan önerme. (bkz: #115972)
    bb
  3. siyasetin esası takriben 25 yaşına kadar olan gençleri kazanmak, eğitimle kültürle ideolojiyle donatmaktır zaten. bunlar geldiğinde doğan çocuk aşağı yukarı 15 yaşında şimdi. tahribatı telafi etmek zor görünüyor. yine de umut etmek lazım.
    mutlu
  4. değişim bizim elimizdeyse bırakın ulan makamları. koltuklar o kadar yapışmış ki spatulayla kazımak gerekir. sonra çıkıp gençlik değiştirsin. ayrıca elimizde bulunan gençlikte o kadar masum değil bi kere üniversite okuyup safsatalara inan insanlar, biat kültürü hepsi bu malum gençlikte bolca var. şimdi kalkıp bunlarla değişim yapalım desek yarı yolda motoru düşen araba gibi yolda kalırız.

    en iyisi mi herkes kendini geliştirsin. kimseyide takmayın şeyinize işte canım şey..

    tanım : ütopyalar güzeldir.
  5. peki gençler kimlerin ellerinde? değişimi gençler her zaman ister. ancak değişimi yaşlilar yaparsa bir şeyler gerçekten değişir.
    gençlerin en büyük sorunu henüz genç olmalari.
    t
  6. bence gençlerin en büyük sorunu genç olmaları değil. onlara değer vermeyen saygısız yaşlılarda problem var.
    arkadaş bi kere şu meclise bak. mezarlık gibi. bırakın biraz da gençler takılsın o koltuklarda ülke doğrudan aydınlığa doğru yol alır. çünkü gencin gözü parada olmaz.
  7. teoride doğru olan ama pratikte gerçekleşmesi mümkün olmayan durum. nasıl mı?

    sanırım çoğumuzun görüşü burada benzer paralellikte birşeyleri tartışmaya açabilen bir gençlikten bahsediyoruz, aklı başında olan, okuyan, araştıran gençler.

    küçükken dünya bizim etrafımızda döner sanıyordum(bu düşüncem 6-7 yaşlarındaki dönemden kaynaklı) ama insanları tanıdıkça çok farklı hayatlar olduğunu görebiliyorsunuz haliyle.

    sizinle aynı dönemlerde olup tamamen farklı şekilde 'eğitilmiş' genç bireyler olduğunu ve tamamen araştırmadan ziyade; biat,korku, araştırmadan doğruluğunu kabul eden bir genç nesilde mevcut ne yazıkki. mesela;

    bir salavat 'da' sen çek!

    şimdi bir bireyin en iyi öğrenme ve analiz etme yaşı ufakken başlıyor. siz bu yukarıdaki gençlerin gerçekten ülkeye faydalı, gelişmeye açık bireyler olduğunu düşünüyorsanız üzgünüm ama yanlış yoldasınız ne yazıkki, ve bu insanlar bizim çevremizde gördüklerimizden çok fazla.

    bunun dışında önümüzü tıkayan bir üst kuşaktan da bahsedelim, kendi menfaatlerini düşünen, gençlerin önünü mümkün mertebe kısıtlayan bir kuşak var önümüzde bunlarda elimizi kolumuzu bağlıyorlar.

    çözüm kimde diye sorabilirsiniz, tabiki bizde farkındalık yaratarak birşeylere kıvılcım yakmamız gerekiyor, ama bunun yanında kesinlikle sizi gerçekten 'doğru' yönlendirecek bireylere de ihtiyacımız var sanırım.

    bunun yolu da evet ne kadar zor olsa da eğitimden geçiyor. çok değil bak 'temel insan hakları' nelerdir diye bilen insanlar olsak bir şeyler değişir. ama bunu başımızdakiler isterler mi bir düşünün cevabını bulursunuz..

    velasıl bir kısır döngü içerisindeyiz, çevremdeki herkese birşeyler anlatmaya çalışıyorum ama birşeyleri değiştirmek çok ama çok zor.

    ülkede birbirinden nefret etmeyen bir topluluk yok daha
  8. gençlerin yarısı radikal islamcı, diğer yarısı ise hamburger kültürüyle büyütülmüş sentetik formatlı beyinsizler...

    bilinçli ergen yok, olsa de az... çok az.

    zaten bilinç ve ergen ifadeleri dahi yan yana son derece sakil duruyor.