-
toplumun belirli bir kesimi gibi yaşamayı öğrenmek gerekir ilk önce. duyarlılığı, samimiyeti, belirli konulara haddinden fazla kafa patlatmayı bir kenara bırakması gerekir. bencilliği, para ve makam hırsını, birilerinin arkasından kuyusunu kazmayı öğrenmesi gerekir. belirli bir süre direnir kişi, vicdanı terazide daha ağır bastığı an daha fazla bu yükü kaldıramayacağını anlar ve trajik bir son verir bedenine. toplumdaki çoğunluğu ele geçiren kesim de, "ah yazık olmuş" demekten öteye geçmeyerek sınıfta kalır ve her zaman ki gibi boş gözlerle gazetelerinin 4.sayfasına geçmeye hazırlanırlar. -
deli olduğunu itiraf etmek. büyük bir yükü üstünden atar. bir açıdan bakıldığında deli deli olduğunu kabul etmeyendir. böylelikle deli olduğunu itiraf edersen deli kendini deli olarak ifade edemeyeceğinden sende deli olmayacaksın. -
kendi kendimi teskin ediyorum ben. çok iyi anlaşıyoruz kendimle sağolsun çok yardımı oluyor, onun sayesinde akıl sağlımı koruyorum. iyi ki varsın canım, uzanıp kendimi yanaklarımdan öpüyorum. -
delirmek. hepimiz deliyiz, insanız biz. deliliği kabullenmek zor değil, zor olmamalı olm. -
delirmemek için çeşitli yollar denedim. olmadı. şimdi hep gülümsüyorum. -
toplumun arasında sıkışıp, zamanı kendinize hiç ayıramadığınız bir anda, çıkıp gitmek, tek kalmak, telefonu kapatıp, kafanızı yastığa koyup, tüm sorumlulukları ve beklentilerinizi birkaç saatliğine de olsa umursamamak, yoksa delirirsiniz arkadaşlar, hepimiz deliririz, kendinize vakit ayırın! -
mütemadiyen yürümek -
ağzına geleni, sansürsüz koyvermek. -
hayatına rutinler yerleştirmek ve bu sayede hayatı bir çeşit rutin haline getirmek...
insan o kadar ağır şeyler yaşayabiliyor ki, olan bunca şeye rağmen nasıl olup da normal yaşayabildiğini sorguluyor.işte o an delirmenin başlangıcı. bundan sonra delirmemek için düşünmemek, düşünmemek için robotlaşmak gerekiyor. -
dörtnala delirmektir. kontrolü bir kenara bırakmak, otomatik pilota almaktır. psikolojiniz mi bozuldu? bırakın bozulsun, iyice dağılsın. belki bu durumun size anlatmak istediği bir şey vardır. ne kadar sürükleyici, parçalayıcı ya da kayalıklı olursa olsun, kendini akıntıya bırakmaktır.