1. hiçbir kurum örgüt veya fikir bir topluluğun kabulünü kazanmadığı sürece varlığını sürdüremez. her şey gibi devlet de ilk bakışta masum bir fikirdir. bunu farklı amaçlara göre yönlendiren ise güç sahibi asalaklar oldu. bu asalaklar yasalarca güven altına alınmış belli başlı statülerdir (bkz: milletvekili)

    ama burada yönetilenlerin yani halkın yani bizlerin bir görevi var, bu görev ise denetlemektir.

    bu milletvekillerini, statü sahibi insanları bir bilinçle denetlemek ve yönlendirmek bizim sorumluluğumuzdur. tabi yarı gelişmiş ülkelerin en büyük sorunu olan partizanca oy vermek, küçük çıkarlar gözeterek yönetenlerin yaptıkları yolsuzluğa, hırsızlığa, mafyavari hareketlerine, bilinçsizliğine göz yummak.. işte bütün sorun burada yatıyor.

    her devletin yıllarca süregelen bir özelliği, bir sistemi vardır buna türkiye de dahil venezuela da. eğer bu sistemin de içine edenlere ses çıkarmazsak o zaman suç bizdedir.

    eğer devleti yönetmekle görevlendirdiğimiz insanlar artık birer yasal yağmacı haline gelmişse ve hala ses çıkaramıyorsak suç bizdedir.

    eğer devlet, sınırları içinde bulunan vatandaşlarının çıkarlarını gözetmek yerine koltuğunu korumak için her yolu mübah görenlerin eline geçmişse suç yine bizdedir.

    bu ülkeden zeki bir herif geçmiş hepimizin ismine aşina olduğu mustafa kemal atatürk. biliyorsun bu ismi. ölümünden bu yana 78 yıl geçti.

    çerçeveletip hafızamın duvarına astığım harika bir yazısı var.

    ''gençliğe hitabe''

    ne diyor?

    ''...Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.''

    vaziyet ve gidişat pek farklı gözükmüyor değil mi?

    fakat ne yazık ki çözüm damarlarımızdaki asil kanda mevcut değil okuyucu yahut namluların uçlarında da değil, çözüm, beynimizdeki kıvrımlarda saklı...

    zenginlik benim suçum değil