1. zenginlerin refahını, servetini ve canını koruma altına almak.
    abi
  2. genel olarak;

    liberal akıma göre toplum sözleşmesi kapsamında kamu düzeni, temel haklar ve güvenliği sağlamak maksadıyla uzlaşma ve ortak çıkarı kollamak üzere oluşturulmuş yapı.

    marksizm'e göre; modern devlet, iktidara sahip olan burjuvazinin uzun vadede çıkarlarını korumak, sermayenin ve emeğin yeniden üretilmesini sağlamak için tahakküm ve düzen sağlayan, kapitalizme özgü ve kapitalist sistemin koruyucusu sömürü aracı.
    ozee
  3. devlet ülkedeki en büyük mafyadır.
    reisi vardır, ceza yapısı, kuralları ve haracı vardır.
    ve her mafya gibi büyümek ister.
  4. (bkz: vakı'a 63)
    (bkz: vakı'a 64)
    üretim araçları üzerinde aitlik iddia edenlere meşru zemin hazırlamaktır. (bkz: tapu)
    t
  5. uluslararası ilişkiler teorisine göre bir yerin devlet statüsüne erişebilmesi için dört temel ilkeye ihtiyaç vardır ;
    1)nüfusun devamlılığı (permanent population)
    2)bölge savunması (sınır) (defined territory)
    3)etkili bir hükümet (yönetim) (effective governmet)
    4)uluslararası ilişkilerde söz hakkının bulunması (capacity to into international relations),
    bu temel ilkeleri yerine getirdiğin taktirde sen artık bir devletsin ve senin temel amacın bu dört ilke üzerine kurulmalı.bunun yanında insan hakları evrensel bildirgesi ve temeli insan ve doğanın korunması üzerine kurulu bir felsefeye sahip olması devlet denilen organizmanın yapısını ve amacını oluşturmalı; ki bu devletin devamlılığı için esastır. ayrıca farklı ideolojilerin kendilerine ait farklı devlet yapıları mevcuttur. örneğin marxist devlet teorisi,liberal devlet teorisi veya faşist devlet teorisi gibi çeşitli devlet teorileri vardır ve bunlar bünyesinde bulundurduğu halkın ve sahip oldukları ekonomik yapının durumuna göre şekillenirler fakat hepsinin temelini oluşturan şey yukarıda ki dört temel ilkedir.
  6. ilk toprağı çevirip burası benim diyene "nalakası var lan" diyeceğine burasıda benim diyenlerin başımıza musallat ettiği oluşum. temel anlamada özellikle ülkemizde zarara ortak olmadan direk kara ortak olan yapı.
    reax
  7. platon’un "devlet" adlı eserinde yer verdiği üzere, devlet bir organizmadır. bir makro insandır.

    devlet, her insan gibi pragmatist ve bencildir. tam da bu yüzden amacı yoksulluk gibi majör konuları kökten çözmek değil, "sosyal yardım" adı altında yoksulları kendilerine gebe bırakmaktır.

    dünya'nın en müreffeh devletlerinde bile -makro insan- "yoksulluk ve yoksunluk" kavramlarının kökünü kazamamakta, daha doğrusu kazmamaktadır.
  8. fetoyu bitirmek?
  9. hiçbir kurum örgüt veya fikir bir topluluğun kabulünü kazanmadığı sürece varlığını sürdüremez. her şey gibi devlet de ilk bakışta masum bir fikirdir. bunu farklı amaçlara göre yönlendiren ise güç sahibi asalaklar oldu. bu asalaklar yasalarca güven altına alınmış belli başlı statülerdir (bkz: milletvekili)

    ama burada yönetilenlerin yani halkın yani bizlerin bir görevi var, bu görev ise denetlemektir.

    bu milletvekillerini, statü sahibi insanları bir bilinçle denetlemek ve yönlendirmek bizim sorumluluğumuzdur. tabi yarı gelişmiş ülkelerin en büyük sorunu olan partizanca oy vermek, küçük çıkarlar gözeterek yönetenlerin yaptıkları yolsuzluğa, hırsızlığa, mafyavari hareketlerine, bilinçsizliğine göz yummak.. işte bütün sorun burada yatıyor.

    her devletin yıllarca süregelen bir özelliği, bir sistemi vardır buna türkiye de dahil venezuela da. eğer bu sistemin de içine edenlere ses çıkarmazsak o zaman suç bizdedir.

    eğer devleti yönetmekle görevlendirdiğimiz insanlar artık birer yasal yağmacı haline gelmişse ve hala ses çıkaramıyorsak suç bizdedir.

    eğer devlet, sınırları içinde bulunan vatandaşlarının çıkarlarını gözetmek yerine koltuğunu korumak için her yolu mübah görenlerin eline geçmişse suç yine bizdedir.

    bu ülkeden zeki bir herif geçmiş hepimizin ismine aşina olduğu mustafa kemal atatürk. biliyorsun bu ismi. ölümünden bu yana 78 yıl geçti.

    çerçeveletip hafızamın duvarına astığım harika bir yazısı var.

    ''gençliğe hitabe''

    ne diyor?

    ''...Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.''

    vaziyet ve gidişat pek farklı gözükmüyor değil mi?

    fakat ne yazık ki çözüm damarlarımızdaki asil kanda mevcut değil okuyucu yahut namluların uçlarında da değil, çözüm, beynimizdeki kıvrımlarda saklı...

    zenginlik benim suçum değil
  10. amacı; zamanı geldiğinde yerini başkasının alacağını bilerek ve -isteniyorsa- buna karşın sürekli gelişerek ve güzelleştirerek yönetimi sürdürmek olmalıdır..

    fakat bu olması gereken..

    ama bakıyorsun.. hani, genel olarak..

    herkes sonsuza kadar yaşayacakmış gibi davranıyor. önünü görmeden. gidişatı kestirmeden.. devletin kendi devamlılığı için gerekli olan bilimi ve sanatı önemsemeden..

    kısacası her ülke hak ettiği şekilde yönetilirmiş ya hani.. heh.. devletin amacı halkına hizmettir.

    bu halk aptal dahi olsa onun istedikleri yahut ses etmedikleri uygulanır..

    (bkz: türkiye başarılı bir devlettir) ahahaha..