1. insanoğlunun ilk ve anlamlı sorusu ben kimim değildir. insan kendisini üstün görür. şu günde bakıyoruz götümüzün dibindeki mars'a gitmek hayalken koca evren insan için yaratıldı demişiz.

    insanoğlunun kafasını kurcalayan ilk soru ölümdür. yaşamakta sorunlar olsa da insan bunu bir şekilde çözmüş ya da ötelemiştir. yemiş içmiş barınmış ve üremiş. ancak en yakınları ölünce içlerini bir anlamsızlık duygusu almış.

    carpe diem diyen yavşak bile bir arayışa girmiş. anı yaşa çok güzel ama ölüp gideceğim ben. şamanistler bu konuya başka yaklaşmış ve dünyayı bu hale getirmiş. almış uçurucu maddeleri ve ölülerle iletişime geçmiş.

    insanlığın en büyük sorunu hayatın anlamsızlığı olmuş. diğer diyardaki ölülerle iletişime geçenler cennet cehennem masallarıyla bu anlamsızlığa merhem olmaya çalışmış ve bir çok müşteri bulmuşlar.


    uzun yıllar geçip bu din denilen şey insanlığın gelişimini durdurmaya başlayınca asıl savaş başlamış. binlerce yıl kilise bilim adamlarını durdurmuş kitapları yakmış.

    din denilen şeyin anlamsızlığı çözen değil daha da büyüten bir şey olduğunu gören düşünen insan yeni bir şey bulamamış ve eskiye dönmüş. yolunu şaşıran insan hep doğruyu tarihte bulmuştur. mitoloji bu yüzden ölmez.

    mağara resimlerine bakan insan ölümsüz olmak ölümün anlamsızlığını ortaya koymak için doğayı insana başka yönden göstermeye çalışmış ve sanatı geliştirmiş. sanatçılara ölümsüz demiş.