1. vardır. ancak bunu başka açıdan ele almak lazım. kendine güvenmeyen egoist olmayan biri bu mesleğin altından kalkamaz. her yönden böyledir, cerrahi operasyondan tut fakülteyi bitirmeye kadar. mesleğin ağırlığı ile ancak bu şekilde başa çıkılır. eğer üstün olduğuna inanmayan bir doktor adayı varsa o fakülteyi bitiremez. bu dediğime karşı çıkacak insanları da fakülteye beklerim, gelsinler kendileri görsünler.
  2. egosu olmayan doktora (ki yoktur), kendinizi emanet etmek istemezsiniz. tanısına inanmaz, tedavisini uygulamazsınız.
  3. işine hakimiyet görüntüsü oluşturduğu ve kararında olduğu müddetçe olması gerekendir. çünkü bu sayede ilaç ve tavsiye uyumlulugunu elde edebilirsiniz. aşırı samimi davranırsan hastayı kaybetmissindir, hayat iksirini de versen eve gidince o iksir çöpü boylayacaktır.ha kibir ise başka bir olaydır ve türkiye ortalamasinda durum neyse doktorlarda da oran odur. herkesin unuttuğu bir nokta var, doktor dediğin adam da bu toplumdan çıkıyor, karekterlisiyle namussuzuyla bu toplumdan çıkıyor.örneğin birçok insanin çocuğunun doktor olup hayatının geri kalanında maddi sıkıntı çekmemesini istediği bir toplumda doktorların maaşının tartışılması büyük bir ironidir
  4. biz tıpçılar hastane içinde okulda olsun o kadar farklı ortamlarda bulunuyoruz ki herkesin dediği gibi duygusuz bir hale geliyoruz . diğer insanların muhabbetleri konuştukları şeyler ilgimizi çekmiyo farklı bir hal alıyoruz sohbetlerimiz konuştuklarımız bir yerden sonra ayrılıyo diğer insanlardan acı ama malesef böyle.. doktor egosu deniyor ama doktor olabilmek için hayatının 1/3 kısmını feda ediyor insan mezun olduktan sonra öyle bir egoya ulaşıyor ki bütün dünyayı katletse bile o insan hatasını sorgulamaz hale geliyor.. başlarda vicdani sorumluluklarının etkisinde kalınabiliyor fakat belirli bir zamanda sonra hissizleşmeye başlıyor insan.
  5. keşke herkes gözlemci olarak bir günlüğüne dahiliye polikliniğinde durabilse...
    not: videoyu izlemedim.
  6. aslında ne kadar cinsiyetçi olduğumu anladığım olay. videoyu gün boyu izlemedim haberlerde görene kadar hep doktorun erkek olduğunu düşünmüştüm.
  7. insanla bu kadar içli dışlı olup insana bu kadar tahammülsüz olanların sayısı bu kadar fazla olan b başka meslek grubu var mı, bilmiyorum.

    bazen öyle durumlar oluyor ki, kimin haklı kimin haksız olduğunu anlayamıyorsunuz. bunun temel sebebini kültür çatışması olarak görüyorum ben. mesela; almanya'da 14.00'da doktorla olan randevunuza 14.02'de gittiniz diyelim. doktor sizi içeri almaz, katiyen. bir kez daha randevu alıp öyle gelin, der. bunu almanya'da yapınca "bak ne güzel adamların sistemi tık tık işliyor" diyoruz. türkiye'de olunca da "ne vicdansız egolu insanlar, ne olmuş 2 dakika geçse" diyoruz. kültür meselesi. hekim ile halk kültür bakımından farklı olunca böyle şeyler oluyor. ben olsam almaz mıyım 2 dakika geciken adamı peki? duruma göre. almanya'da olsam almam. türkiye'de olsa alırım (gerçi türkiye'de muayene süresi ortalama 2 dakika...). insanın su gibi olması gerekli. bilhassa doktorun da. doktor almanya'nın kültürünü türkiye'de işletmeye çalışınca da olaylar karışıyor.

    doktor, halkın kendi istediği gibi olmasını isteyemez, istememeli. şartlara ayak olabildiği kadar ayak uydurmalı. halk eğitimsiz olabilir, hastanede nasıl davranılır bilmeyebilir. doktorun odasında bulunmanın mahremiyeti ihlal edebilecek bir hareket olup olmadığını idrak edemeyebilir. ne yapalım peki kepenkleri kapatıp gidelim mi... her şey yavaş yavaş olacak. şahsen ben olsam durumu kibar dille ifade ederdim öncelikle. olmuyorsa da güvenliği çağırırdım.

    halk da doktordan kendi olmasını istediği gibi olmasını istememeli, isteyemez. o da şartlar neticesinde kendini esnetebilmeli. bu konuda bir araştırma yapmıştım. insanların sağlık hizmetini ne kadar doğru kullandığıyla alakalı. hala daha acil servisi sigortasız insanlar için poliklinik olarak gören insanlar var mesela. içeride vücudunun 3/4'ü yanık halde yatan biri olduğu halde "hizmet almak için bizim de mi çocuğumuzun ölmesi lazım" küstahlığında bulunan insanlar var mesela. "bu a**k*** hastanesinde başka doktor yok mu a****" diyen kişiler de var tabi. gözlerimle gördüklerimi aktarıyorum.

    "ben hayat kurtarıyorum" kafasında olan öğrenciye de hekime de -tabiri caizse- kıl oluyorum. o senin işin... ne birisi 10 yıl okudu diye peygambere duyulan saygıyı hakediyor, ne de öteki onun maaşını vergileriyle ödüyor diye ona köle muamelesi yapma hakkı elde ediyor. bu işin bir ortası yok mu? neden insana sırf insan diye saygı gösteren bir toplum olamıyoruz?

    bariz hata yapan insanı körü körüne de savunamam. burada kesin bir saygısızlık var. bir sorun varsa tüm toplumda var. genellemek ise hatalı. bunları gördükçe çok utanıyorum, hiçbir şey yazasım gelmiyor. ne olacak bilmiyorum bu işin sonu...

    tl;dr: herkesin insanlıktan nasibini alması ve ortama ayak uydurma yeteneğinin gelişmesi dileğiyle...
  8. 6 yıl okunması , mesleğin 3000 bilim dalına ayrılması vesaire egolu olacağınız anlamına gelmez. hangi dersleri aldığınızı bilmiyorum. araya bir iki etik dersi sıkıştırmaları hiçte fena olmaz gibi duruyor. değil 10 sene 100 senede okusan saygıdan ödün vermeyeceksn arkadaş. senin bu kadar okuman kafa patlatman bunu gerektirmez. tek şikayet eden siz olamazsınız. tek kutsal meslek doktorluk değil. tek saygı duyulması gereken meslekte değil. dışarıda 40derece sıcağın altında çalışanlar veya direk yerin altında çalışanlar var bu böyledir. hem saygı göstemeyeceksn sonra saygı bekleyeceksin. sen bekleye dur.
    ryu
  9. "doktor egosu" diye bişey yoktur "egolu doktorlar" vardır ama bunu yanında egolu öğretmenler , egolu polisler de vardır yani ego denen şey kişidedir meslekte değil!!
  10. konuyu fırsat bilip bir meslek grubuna yüklenmek yanlış. meslek ile eylem arasında ilişki kurmak anlamsız. doktorlar neden gocunuyor kısmen anlıyorum. paranoyak olduk hepimiz. böyle şeyler olabiliyor, kelle istemeye gerek yok. zaten abla bunu alışkanlık haline getirirse aradığını bulur er geç.

    yine de olayın gerçek niteliğinin ortaya çıkması açısından bir soru soracağım. orada bekleyen kişi dengesiz bir tip olsaydı doktor aynı hareketi yapabilecek miydi? hayır. doğrusu yanlışı bir kenara adamın ağzına kürek sapı sokarlar. gücü yeten yetene. hatırlamak lazım. neyi? merhamet etmeyene merhamet olunmaz.