1. alsancak'taki günlerini de, tınaztepe kampüsündeki günlerini de yaşadığım bölümdür. dokuz eylül mimarlık piyasaya mimar yetiştirmez.bu iyi midir kötü müdür tartışılır.mezun olunduğunda sudan çıkmış balığa dönersiniz, gerçek dünya hiç öyle değildir.ama edindiğiniz bakış açısı ve tasarım yeteneğini her yerde kullanabilirsiniz,mesela detay çözmeyi öğrenirsiniz.kütleleri bir araya getirmeyi öğrenirsiniz.kişisel gelişim adına çok şey öğrenirsiniz (öldürmeyen şey güçlendirir).
    dokuz eylül mimarlık biraz da mafya gibidir,giriş bir şekilde olur, elinizi kana bularsınız, fedakarlıklar yaparsınız, arkadaşlardan sevgililerden vazgeçer ya da kaybedersiniz. gün gelir aileniz "bu okul neden bitmiyor ulan" diyebilir, ailenizden uzaklaşırsınız.ve en önemlisi başta bırakmazsanız sonradan bırakamazsınız.
    hep bir ümit bitirmeye şu kadar kaldı dersiniz ama neden kaldığınızı bilemeden kalırsınız.yaz okulu yoktur, bütünleme bir kaç yıldır bir kaç ders için vardır.
    okulda hocalar yapıcılar-tasarımcılar olarak ikiye bölünmüştür.bu gruplar birbirlerini sevmez ve desteklemez.yapıcılar bir çeşit inşaat mühendisi tribinde (haklılık payı olmakla beraber) "bu binalar ayakta durmaz , tasarımda bu kadar manasız uçmayın" derken tasarımcılar "uçun uçun bu ne lan? bu değil, bu hiç değil, beni şaşırt esteban" derler.
    çok güzel hocalarımız vardı onları da bir bir kaybettik, mesela namık arkun, mesela gürhan tümer, mesela atilla cimcoz...yeri dolmayacak insanlardı.nur içinde yatsınlar.
    kritik denilen tasarım derslerinin tashih/eleştiri üzerine kurulu sistemi zaman zaman hocalar tarafından yanlış anlaşılmaktadır.aşağılamaya varan kişisel yorumlar alabilir ve şaşırabilirsiniz.ama alışırsınız.zaten projenize gelen her eleştiri de size kişisel gelir ve içinizi burkar.o sizin bebeğiniz sonuçta (evet hepimiz azıcık kafayı yedik).
    özetle tercih yapmak isteyenler de olabilir, tu kaka demiyorum, garip bir sevgisi ve bağlılığı var bu okulun.tabi ki çok iyi mimarlar yetiştiriyor ve mimarlık rulez bitches.ama gelirken iyisiyle kötüsüyle neye adım attığınızı bilin.
    masraflı,psikolojiyi zorlayan,4 yılda bitirmesi çok muhtemel olmayan,çok emek isteyen,üniversite şenliklerine arkadaşlarla gezmelere ya da izmir'i keşfetmelere filan zaman ve enerji bırakmayan, içindekilerin bırakamadığı,bi şekilde kopup gidenlerin de geri dönmek istemediği,hastalıklı kara sevda gibi bir okuldur efenim.
    olay yerinden bildirdik.
    ömrümüzün en güzel yıllarını verdik.