• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (10.00)
domuz kasabı - mehmet mollaosmanoğlu
çıkışsız dar bir vadide yaşayan ilkel bir grup insan, ormandaki dev yaban domuzlarıyla da mücadele ederek hayatta kalma mücadelesi vermektedir. kurganlık vadisi olarak adlandırılan bu yerdeki yaşam, sorgulanmayan ve itiraz edilmeyen katı bir kurala sahiptir; vadiye senede bir kere dış dünyadan birisi gelmekte (getirilmekte) ve gelen ‘takasçı’ vadi halkından birisini seçip ölüme göndererek onun yerine geçmektedir.
son takasçı, alanya’da yerleşik yabancılara domuz eti satan kasap ilimdar can çekirdek olur. kahpece tuzağa düşürülmüş ve gözlerini bu netameli vadide açmıştır. ilimdar, kurganlık vadisi’nde bulunduğu süre zarfında kurallara uymaktan başka seçeneği olmadığını anlar. hepsinin tuhaf olduğunu düşündüğü vadi halkını tanımaya ve hangisini seçeceğine karar vermeye çalışırken, neden burada olduğunu ve kurtulmanın mümkün olup olmadığı arayışından vazgeçmez. bir yandan geçmişini ve mesleğini sorgulamayı sürdürür.
bir süre sonra vahşi yaban domuzlarıyla dolu ormanın öbür tarafına geçebildiği takdirde kurtulabileceği umuduna kapılır ama seçim günü gelip çatmıştır ve kaçışı yoktur.
aslında kurtuluşu tamamen seçimiyle alakalıdır ve şeytanın dahi aklına gelmeyecek bir akıl oyunu oynaması gerekmektedir.


  1. Kitabın adını duyunca, hemen "aman domuz etine özendiriyorlar, ay çok iğrenç, çok pis kokuyor, hem haram bir kere" diye başlamayın. Kimsenin kimseye zorla bir şey yedirdiği yok. Hatta size bir sır vereyim, bu kitabı yazan adam, rakının yanında pesto soslu mücver yiyecek kadar vejetaryen. Etten tamamen vazgeçmeden önce sadece tavuk soslu büfe sandviç yiyordu. (Gerçi onunda tavuk değil, mayanoze boğulmuş haşlanmış patates olduğuna yemin edebilirim) anlayacağınız, kitabın içinde bırakın domuzu, başa herhangi bir hayvanın etini bile yiyen yok. Ama evet, esas oğlan gerçekten domuz eti satan bir şarküterinin sahibi, domuz kasabı. Ve hayır, kitabı fantastik yapan şey adamın domuz kasabı olması değil.

    Alanya'da faaliyet gösteren 'İlimdar'ın Sağlıklı ve Sıhhi Domuz Etleri" isimli şarküterinin sahibi (gerçi bu kısım detaylandırılmamış ama şarküteridir herhalde. Mangal kömürü, baharat çeşitleri, fırın poşeti falan bir şeyler vardır bence) İlimdar Can Çekirdek, parayı seven, aç gözlü, hırslı, şark kurnazı, fırsatçı, aşağılık o.. (hop yavaş, sakin) adamın biridir. Acilen ülkesine dönmek zorunda kalan birinin evini çok ucuza kapattığı yetmezmiş gibi evin bodrumunda bulduğu eski bir kağıt parçası göz bebeklerinin dolar işareti ile bakmasına neden olur. Kazanabileceği paraların hayaliyle kendinden geçen İlimdar, bir an evvel kağıtta yazan hazineyi bulmak için yollara düşer.

    Ancak para hırsının bambaşka bir yola sürüklediği İlimdar, karşılaştığı bu yeni hayatta inancını, hatıralarını, şimdiye kadar burun kıvırdığı değer yargılarını sorgulayarak yaşama tutunur. Yola çıkarken maddi bir hazinenin alevi ile tutuşan Domuz Kasabı, gün geçtikçe hiç hesapta olmayan manevi hazinelere sahip olmaktadır. Ancak kavuşması gereken en büyük hazine, hayatta kalabilmektir. http://www.umutcalisan.com/2016/12/domuz-kasab-mehmet-mollaosmanoglu.html
    vega