1. dövme tekniğine dair bilinen en eski metin 6. yüzyılda yaşamış romalı doktor aetius'a ait. karışım oldukça ilginç.

    "biraz çam ağacı, bir tutam korozyonlu tunç, biraz öd, bir de zaç yağı ya da kara boya. tamamı ezilip, karıştırılıp elektrn geçiriliyor. diğer tarafta sirkeyle korozyonlu tunç öğütülüp farklı bir karışım daha hazırlanıyor. sonra bu ikisi bir araya getirilip biraz pırasa suyu, biraz da su ekleniyor."

    uygulama da şöyle imiş.

    "dövme yapılacak bölge pırasa suyuyla yıkanır. sonra kan gelinceye kadar iğnelerle delme suretiyle deri üzerine bir desen çizilir ve yukarıdaki karışım zerk edilir."

    aetius döneminde dövmeler romalı askerlere yapılıyordu. bir tür sınıflama ya da kahramanlık nişanesi.

    tabi dövme tarihi aetius'tan çok daha öncelere dayanıyor. ilk dövmeler için kemik ya da çakmaktaşı kullanıldığı tahmin ediliyor. çok daha acı cerici yöntemlerle. örneğin maoriler pigmenti deriye yedirebilmek için küçük, kalem biçiminde kemik oarçalarını alıp, deri altına girmelerini sağlamak için de ahşaptan yapılan çekiçleri kullanıyordardı. bunun yanında oyma ve kabartma yöntemleri de kullanılıyordu.

    daha eski karışımlarda kullanılan malzemeler is, kül, bazı bitkilerin özleri ve barut da kullanılıyordu.

    mayaların yöntemi bana çok daha acı verici geldi. sanatçı önce deseni deriye işaretliyor, sonra oluşturulan resim kesilip alınıyor, birbirine karışan kan ve mürekkeple desenin deri üzerine sabitlenmesi sağlanıyordu.

    tabi bunlar uygulanan çok sayıda yöntemden bazıları.

    çeşitli uygarlıklarda kahramanlık ve güç göstergesi, kutsalla kurulan ilişki, kötülüklerden korunma, hangi hayvandan ya da atadan türediğini gösterme ve onun koruyuculuğunu muhafaza etme, öldükten sonra yeniden dirilme, diğer dünyaya geçerken hayvanı vasıta olarak kullanma, süslenme ve benzeri araçlarla yapıldığı söylenir.
    one
  2. en yakın arkadaşım sevgilisinin adını koluna yazdırmıştı. kızdan ayrılalı herhalde 2-3 yıl oluyor. bizimkinin kolunda hala yağmur yazıyor. geçenlerde kız yine birlikte olmak istemiş ama bizimki yanaşmamış. ben olsam sadece dövmenin vücudumdaki anlamsızlığından kurtulmak için bile kabul ederdim^:neyse, abartmayayım.^

    bunun optimumu kaçtır bilmem ama bence dövme yaptırmadan önce birkaç defa düşünün.
  3. hep istediğim ama asla karar veremediğim vıdıvıdı. hayır ömrüm boyunca benim vücudumda okaliptüsüne yapışmış bi koala gibi duracak ve benimle birlikte buruşuk muşambaya dönecek. hey dostum sen o kadar güzel misin ha? diyorum beğendiğim döğmeye, susuyor. ya susma, sustukça deliriyorum diyorum, susuyor.
    olm susma, sustukça sıra sana da gelicek bak diyorum, senin yolun yol değil diyorum. bana mısın demiyor. hayır kime misin o zaman ya? kime misin? ne zannediyorsun sen kendini ya? biri seni çizdi diye, hayır nedir yani o havalar bişeyler? gocuk giyicem kimse seni görmeyecek bu kimin havası ya? ulan ben söylemesem şuramı döğdüler diye kim bilecek? ortamlarda döğdü desem anca ooo diyecekler. fakat seni tarif etsem bile tam olarak seni bilmeyecekler ki? akıllı ol, adam ol. güzel bi işe gir, düzenli yaşa, hep içki cuvara nedir yani?

    işte böyle kavga ediyorum ama döğüşmüyorum dövmelerle. döğüşsem zaten dövmem olurdu. ben kavgalara inanmıyorum men. konuşarak halledebiliriz diyorum. öyle döğme mi olur lan nasıl yapçam sana dokunmadan diyorlar. hayır vücüd nedir ki? kelimelerle insanın içine işliycen diyorum. ama yok. almıyor döğüşmen kafa.
    bak hep bundan geri kalıyoruz. saatler filan hep bundan.

    döğüşülenler döğüşenleri asla döğüşmezler.