1. yeterli işlem kapasitesiyle çözülemeyecek problem olmadığını düşünüyorum. şu an kullandığımız teknolojide sahip olduğumuz en iyi işlemcinin işlem kapasitesi, insan beynine oranla yaklaşık 70.000 kat daha düşük. ancak istatistiksel olarak, işlemci kapasitelerinin 18 ayda bir iki katına çıktığından yola çıkarsak, düz bir mantık güderek yaklaşık 30-40 yıl içerisinde yapay bir işlemci insan beyninden daha verimli işler ortaya koyabileceğini tahmin edebiliriz.

    insan beyni, ilk organizmanın ortaya çıkışından bu yana geçen, bilinen yaklaşık 3,5 milyar yılda evrimleşerek günümüzde aldığı biçim itibariyle kimi kaynaklarca kusursuz olarak nitelendirilmektedir. ancak bizzat bu yapının kendisi tarafından, yaklaşık 30 - 40 yıl önce üretilen yapay bir işlemci belki 100 yıllık gelişim sürecinde, belli bir açıdan bakıldığında üreticisinden daha yüksek bir işlem kabiliyetine erişecek. peki zeka dediğimiz şey salt işlem kapasitesi midir? zeka nedir?

    zeka ölçülebilen bir kavran değil bildiğim kadarıyla. iq testi gibi testlerle zekalar arası kıyaslamalar yapabiliyoruz. belli bir çerçevede bu yüksektir, bu düşüktür diyebiliyoruz. ancak sağlıklı tüm bireylerde fiziksel olarak beynin yapısı ve işleme mantığı birebir aynı. burada iq testinin de bir parametresi olan duygusal zeka (eq) devreye giriyor. o zaman yeni sorumuz "duygu nedir?" olmalı.

    eğer amaç, bilinen matematik ve fizik kuralları çerçevesinde bir problemi çözmekse, teoride duygunun bu süreçte pek bir yerinin olmadığını söyleyebiliriz. duyguya çok yüzeysel baktığımızda, insanın yaşamı boyunca edindiği eğitim ve deneyimler sonucu üretebildiği derinlikli duyguların, onun basit veya karmaşık bir problemi çözme kabiliyetini şekillendiren bir konuma koyabiliriz. insan bilinen tüm varlıklardan daha karmaşık algoritmalar üretebilmektedir. insandan daha fazla işlem yapıp olasılık havuzundan en tutarlı sonucu çıkarabilen yapay bir varlık neden kendi algoritmasını da üretemesin? kendi algoritmasını üretebilen, tarihin tüm veri tabanlarına erişim imkanına sahip yapay bir zekayı daha iyi bir problem çözücü olarak nitelendirmek çok da gerçek dışı olmayacaktır. peki bu süreçte insan beyni de kendini geliştirebilir mi veya bir insan, beyninin daha büyük bir yüzdesine hükmetmeye başarabilir mi? bence bu da mümkün. bu yarışın galibi kim olur kestirmek güç. ama saha avantajı şu an için açık ara insanda.
  2. günümüz bilgisayar mimarisi ile aşılması güç bir problem "the halting problem".

    aslında problem diye nitelendirdiğimiz çoğu kavram bizim bakış açımız ile ilgili, sadece bakış açımızı değiştirerek bir çok problemi çözmek mümkün.

    şimdilik mümkün görünmese bile "yapay zeka" bir gün mutlaka insan beyni kıvamına gelecektir. 200 bin yılda rastgele oluşan kompleks yapı (bkz: evrim) insan eli ile pek ala daha kısa bir sürede taklit edilebilir.

    kullandığımız bilgisayar mimarisi her ne kadar bize son sistem diye pazarlansa da aslında 30 yıllık bir teknolojinin revizyonundan ibaret.

    kişisel öngörüme göre önümüzdeki 50-100 yıl içinde çözülecek problem.